~25. Bölüm: Bir Partner Meselesi.~

1.6K 94 72
                                    

Multimedya~ Güliz Ayla Olmazsan Olmaz

Keyifli okumalar diler sizi bölümle baş başa bırakırım...

~25. BÖLÜM: BİR PARTNER MESELESİ.~

"Onsuz geçen her saniye; atmayı bırakmış bir kalp, alınmayan soluk, yaşanmayan ömür demekti. "
-Vıldar

Kalp, kalplerimiz. Belki de elimizdeki en değerli servetimiz. Onu ne kadar kırılmasın diye koruyup kollasakta bir zaman sonra biz yeterli gelmiyorduk. Koruyamıyorduk. Önleyemiyorduk, zaten elimizden geleni yapmıştık ama sonunda bayrağı çekip yere çöküyorduk. Kalp, er ya da geç hemen her duyguyu tattığı gibi acıyıda tadacaktı. Belki bu duygu diğerlerine göre daha çok yıpratacaktı bizi ama elden gelen bir şey yoktu ki.

Peki ama nereye kadar acıyı çekip duracaktı?

Her insan kalbinin acıya dayanma süresi vardı benim gözümde. Kalp, acıları çeker dururdu ama dayanabileceği süreyi geçtiğinde artık patlar içindekileri dışa vururdu. Böyle yaptığında rahatlar ve acı kapasitesini boşalttığından yeniden acı çekmeye devam eder ve bu olay döngü şeklinde böyle devam edip dururdu benim gözümde. Ama dayanma kapasitesi farklıydı elbette. Kimisinin daha kısa, kimisinin uzun...

Benimde kalbimin dayanma kapasitesi iki gece önce son bulmuş ve artık patlayıp içindekileri bir nebzede olsa salıvermişti. Belki yeterince rahatlayamamıştı ama en azından bir nebze de olsa içindekileri çığlık çığlığa dışa vurmuştu.

Uçuruma gitmemin üzerinden iki gün geçmişti. Bu iki gün içinde işlediğimiz konularla ilgili soru çözüp kitap okumuştum. Okulda da pek bir şey yoktu. Alaz ve Miran arada yanıma geliyor bana destek olup gidiyorlardı. Alev'le de ara sıra karşılaşıyorduk ama ne o ne de ben bir atakta bulunuyorduk.

Pars ise...
Sanırım onu da kendimden soğutmuştum. Bu iki gün içerisinde yüzüme bile bakmamıştı. O gün bana destek olduğu için ona minnettardım. Ama ondan sonra yüzüme bakmaması tuhaf hissettirmişti. Asıl şaşırdığım kısım ise; Pars ile Loya'nın zaman zaman birlikte oturup sohbet etmeleriydi. Hatta bazen Miran ve Alaz'da onlarla birlikteydi.

AMP üçlüsünü benden başka bir kızla görmek itiraf etmek gerekirse sinirimi bozmuştu. Sonuçta bu zamana kadar benden başka kızla samimi olduklarını görmemiştim. Başımı iki yana sallayıp düşüncelerimden sıyrıldım.

Bundan bananeydi ki yahu? Beni ilgilendirmezdi.

Okulun önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Neredeyse üç ay oluyordu bu okula geleli. Haftaya yazılılar başlıyordu. Fizik dışındaki tüm konularımı toparlamıştım ancak fizikte çok sıkıntım vardı. Anlayamıyordum bu dersi.

Kulaklıklarımı çıkarmadan okula girdiğimde derse on beş dakika kaldığını fark ettim. Bahçedeki çoğu kişi bakışlarını bana çevirince ister istemez rahatsız olmuştum. İki gündür bu hep böyleydi.

Yürürken gözüm çardakta oturan AMP üçlüsüne takılınca duraksadım ama yanlarında Loya'nın olduğunu ve Pars'la beraber samimi bir şekilde gülüştüklerini görünce kanın damarlarımdaki hızını arttırdığını fark ettim. Pars en başta, Loya yanında, ondan sonra da Miran ve Alaz geliyordu. Hep beraber koyu bir muhabbette gibiydiler ve burdan bakınca son derece eğleniyordular. Kendi kendime sinirlenerek kafamı çevirdim.

"Ya sabır," diyerek başımı iki yana salladım. Sinirlenmiştim. Gözüm yeniden oraya takılınca kendime kızıp önüme döndüm ve hızlı adımlar atmaya başladım.

UMUDUN MELODİSİ (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin