Multimedya-> Inna Nirvana
~14. BÖLÜM: BİTİRİM İKİLİ.~
"Bazı gülüşler vardır, bas bas 'ben acıyım' diye bağıran. Bazı sessizlikler vardır, haykırışlardan daha can yakan ve bazı kaybedişler vardır, içini sökmeye kalksa acısı daha hafif kalan..."
-VıldarBirine yardım etmek nasıl tanımlanır? Yardım, yalnızca parayla mı uygulanır? Bir tebessüm, bir omuzda yardımdan sayılamaz mıdır?
Yardım etmek; bazen içinden gelerek bazende kendini zorunlu hissettiğin anlarda başkasına yapılan maddi veya manevi destektir. Birine yardım etmek için illa bir insanın sebebe ihtiyacı olmaması gerekir. Mesela yardım edeceği kişinin gözlerinde gördüğü tek bakış, ona yardım etmesini sağlayabilir.
Ağladığı zaman ona dayanabileceği bir omuz olmak da çaresizlik ve acıya dayalı yapılan yardımdır. Kalbimizin derinliklerinde yer etmiş bu duygu her zaman diliminde ortaya çıkabilir..."Nasıl biliyorsun ki?" Kaşlarımı çatarak sorduğum soru üzerine Pars geçiştirici bir cevap tutuşturdu hava zerreciklerine.
"Biliyorum işte bir yerden..."
Bu cevap beni tatmin etmese de üzerine gitmeye hakkım yoktu. Yerimde huzursuzca kıpırdanarak başka bir soru yönelttim.
"Nerede saklıyor peki?" Omuz silkerek sorduğum soru üzerine birkaç saniyelik bir sessizlik ortaya bomba gibi düştü. Kaşlarımı kaldırarak sorduğum sorunun cevabını beklerken huzursuzca kıpırdanmaya devam ediyordum.
Okyanus mavisi gözlerinde sinsi bir dalga meydana geldi. Öyle ki, önüne çıkan herkesi yutabilecek kadar kudretli lakin okyanusunda yaşayan bir balığı alt edemeyecek kadar da zayıf bir dalga idi.
"Şirketin kasası gibi artık sıradanlaşmış, basit bir yerde değil. Bulunduğu yer biraz uğraştırıcı ama ulaşılması imkansız değil," diye konuştu Pars mırıldanırcasına. Ardından aynı ses tonu ile devam etti. "Serkan triplex villada oturuyor. Evinin bodrum katında bir odanın içinde gizlenmiş bir kasa var. Ancak o oda üst düzey teknoloji ile dizayn edilmiş durumda. Şifreyle açılan bu odada kasanın da altı haneli bir parolası var. Ayrıca odada tam olarak beş tane kamera var telefonuna bağlı. Kör nokta yok."
Mırıldandım.
"Bu kadar güvenlik varsa eğer yalnızca Ela'nın babasının belgeleriyle sınırlı değildir."Pars beklemeden onayladı.
"Evet, doğru. Ek olarak kendi şirket belgeleri, anlaşmalar, ihale detayları falan da vardır.""O belgeleri alarak Serkan'ı Ela'nın üstünden başımıza salmış oluruz," Ela tam araya gireceği sırada elimi hafif kaldırarak onu durdurdum. "Bu yüzden onu bitirecek bir hamle de elimizde olması lazım. Yoksa bu sefer o belayı başımıza biz almış oluruz."
Ela'ya döndüm.
"Sen bir şey mi söyleyecektin?"Başını salladı, yutkunarak konuşmaya başladı. "Benim yüzümden başınıza bela almayın, ben beni kurtarın diye bunu anlatmadım. Kendinizi kurtarın diye anlattım. Ben zaten batabileceğim kadar battım, daha da dibe giremem artık."
Kaşlarım son sürat çatılırken ağzımı açtım konuşmak için fakat Pars benden önce davranıp konuşmaya başladı. Sesinin kırıntılarında öfke sandık altındaydı. "Bu işin sadece seninle ilgisi yok kızım, boşuna kendini paralama. Sen istesende istemesende biz bu işe bir kere bulaştık. Bu işin geri dönüşü yok. Ha illa içinin rahatlamasını istiyorsan eğer söyleyeyim. Ben yardıma muhtaç hiçbir kızı geri çevirmem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUDUN MELODİSİ (ARA VERİLDİ)
Teen FictionBazı insanlar doğuştan şanssız doğmuşlardır. Hayat daha dünyaya geldikleri ilk anda onlara tokadını atmış ve izlerin oluşmasına izin bile vermeden yenilerini durmadan mutlu oldukları anda atmaya devam etmiştir. İşte bu şanssızlardan biriydi Aleda. R...