Burak navigasyona yazdığı adrese geldiğinde derin bir nefes alarak arabayı villanın kapısının önüne park etti. Sevda ile Arda o kadar gelme konusunda ısrar etmiş olsalar da Burak tek başına gelmek istemişti. Sonuçta kızın anne ve babasıyla tanışacaktı. Kıyafetlerine son kez göz gezdirdi. Koyu lacivert bir pantolon, beyaz v yaka tişört ve lacivert spor bir ceket giymişti. Montunu da üstüne giyip, kollarını hafifçe çekince, şık saati ve diğer bileğindeki bileklikler gayet hoş duruyordu. Dikiz aynasından bu sefer saçına bakıp düzeltti ve üç buket çiçeği de eline alıp, arabadan indi. Bade'nin ki beyaz güllerden oluşan bir buketti, annesi ile kız kardeşine de lilyum ve papatyalardan birer buket yaptırmıştı.Yan yana dizili villalara beğeni ile baktı, güzel bir siteydi. Bahçe kapısından geçtiğinde evin güzelliği daha da belli oluyordu. Kapıdaki yazıyı görünce gülerek yüzünü buluşturdu.
"Efsane Aile'nin evine hoşgeldiniz ne lan?" başını sağa sola sallayarak, zile basıp, bekledi.
Kapıyı açanın Bade olmasını beklerken dün kız kardeşi olduğu öğrendiği Eva açmıştı kapıyı ve gülümseyerek, "Hoşgeldin," dedi ona.
Burak da kibarca gülümserken "Hoşbuldum," diyerek yanıtladı kızı ve elindeki buketlerden birini ona uzattı.Eva adamın kibarlığından etkilenmişti ve bunu sesindeki samimiyetle de belli etmişti adama, "Ah çok incesin Burak teşekkür ederim."
"Rica ederim, ne demek." Burak'ın lafını bitirmesi ile, annesi ile babası da gelmişlerdi, kapıya.
"Hoşgeldin Burak." Ecrin samimi bir şekilde sarılıp öperken onu, Cem hayretle karısını izliyordu.
"Öpmese miydin acaba Ecrin? Damat o!" diye kendi kendine homurdanırken, Ecrin onu duymadan Burak'la kapı sohbetine girmişlerdi.Burak elindeki diğer buketi de ona uzatınca Cem'in sinirleri daha fazla gerilmiş, "Çakal!" diyerek saydırıyordu adama. Ecrin dönüp kocasına ters ters bakınca, Cem de kadına çıkıştı, "Ne Ecrin? Adama bir de hoşgeldin dememi mi bekliyorsun? Doğama ters. Yalan söyleyemem ben."
"Ay benim dürüstlük abidesi kocam."
O sırada Burak ile Cem göz göze geldiklerinde Cem hemen başka yöne baktı. Ecrin adama dirsek atınca Cem zoraki "Merhaba," diye mırıldandı.
"Merhaba Cem bey.""Hadi içeri geçelim," dedi Ecrin ortamdaki gerilimi dağıtmak için. Burak montunu çıkarınca, Eva elinden alıp yandaki vestiyere astı. Ceketini dirseklerine kadar çekerken birden başını adım sesinin geldiği tarafa çevirdi ve o sırada merdivenlerden inen Bade'yi gördü.
Adam birkaç saniye gözlerini kızdan alamadı. Giydiği daracık tayt ve tişörtle bile nefes kesici görünüyordu. Bu kız her haliyle Burak'ın tam kalbine ateş ediyordu.
Bade'de de durumlar pek farklı değildi. Ama o temkinli olup, duygularını gizleyebiliyordu.
Resmi bir şekilde "Hoşgeldin Burak," dedi elini uzatarak."Hoşbulduk Bade. Bunlar senin için." Elindeki gülleri kıza uzatırken sadece gözlerine bakıyordu.
"Teşekkür ederim," diye mırıldandı sadece ve hep birlikte salona geçtiler.
Burak içerideki manzara ile kapıda donup kalmıştı. İçeride insan sürüsü vardı. Bu kalabalık da neydi böyle? O kadar büyük salona bile sığmamış, sandalyelerde, koltukların kenarlarında oturmuştu gençler."Hoşgeldin Damat!" diyerek sırıttı Rüzgar. Adamın gerginliği ve tedirginliği çok belli oluyordu.
Rüzgar'ın cümlesi ile herkes kıkırdarken, Burak yutkunmuştu. Hay kafamı sikeyim. Ne diye gelmeyin dediysem bizimkilere, diye aklından geçirirken Eva onu arkadan itekleyerek ona ayrılan yere geçip oturmasını sağladı. Öyle bir yer seçilmişti ki, herkesin tam hedef noktasındaydı, aman ne güzel. Karşısında Rüzgar, Cem, Poyraz, Ateş ve Tamer, onların çaprazındaki koltukta ise Selim oturuyordu. Yağız çok istese de gelememişti ne yazık ki. Kadınlar da diğer tarafta dizilmiş, adamı süzüyorlardı. Her birinin gözleri 'Biz bu dünyanın en cadı kadınlarıyız,' diye resmen haykırıyordu. Eve döndüğünde ilk işi kız kardeşi ve kuzenini öpmekti, bunların yanında onlar melek kalıyordu. Gençler ise masanın etrafına kurulmuştu. Bir tek Pars yanında oturmuştu, diğer tarafında da Bade vardı zaten.
"Me-merhaba," dedi gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADE'M / TUTKU SERİSİ II - FİNAL
RomanceGeçmişten gelen ve geleceğe açılan koca bir yara... Masum olan bir kızla masum olmayan bir başlangıç... Bu hikayedeki tek suçsuz olan AŞK'tı ve tüm günah tutkudaydı. Tutkunun sürüklediği bir mecburiyet, küçücük bir varlığın başlattığı bir evlilik...