BÖLÜMLER BUGÜN GELSİN O ZAMAN :)
Br: “Tahlil sonuçları çıktı mı canım?”
B: “Evet, sıkıntı yok.”
Br: “Bugün de ayrı bir sıcaksın ve ben bu sıcak haline ayrı bayılıyorum :)”B: “Her zamanki halim.” -Bir de dalga geçiyor.
Br: “Yanıyo’sun yani ;)”
B: “Sapık.”Br: “Hamilelikte hararet basarmış ya, ondan dedim. Sende hemen yanlış anla, aklın nerede senin Allah aşkına? :)”
B: “Burak! Seni gebertirim adam.”
Br: “Bende onun için çabalıyorum.”
...Br: “:) tamam kapattım o konuyu. Akşam yedide hazır olur musun? Sevda bizi yemeğe bekliyor. Diğerleri de gelecek.”
B: “Tamam da, yemek değil. Kahve olsa. Hamile sonuçta.”
Br: “Ya annem ve diğerleri yardım eder, merak etme. O prensesin çok iş yapacağını sanmıyorum.”B: “Peki o halde, görüşürüz.”
Br: “Öptüm, sizi, dudağından ve bizim olanı taşıdığın göbeğinden :)”Bade gülerek telefonu yatağa attı, “Deli ya. Ne yaptığını ya da yapmaya çalıştığını anlasam... Ne güzel olurdu.” Uzandığı yataktan dışarıdaki manzarayı izlerken uyuyakalmıştı bile.
*
Akşam olunca hızlıca hazırlandı, Allah kahretsin ki uyuyakalmak iyi değildi. Şuan sersem gibiydi. Burak ‘Aşağıdayım’ diye yazınca çantasını aldı ve annesine haber verip, hemen kapıdan dışarı çıktı. Babasının radarından kurtulabilmişti neyse ki.
Bade bir an aylar önce onların arasında ne kadar da çok olmak istediğini düşündü. Bunu gerçekten çok ama çok istemişti ve bugün onlarla olacaktı. Hemde Burak’ın nişanlısı olarak. Yine de rahat değildi. Bir şeyler henüz tam değildi.
Dışarı çıktığında buz gibi hava yüzüne vurdu. Burak yine onu arabanın dışında bekliyordu. Her zamanki havası ve Bade’yi deli eden gülüşü ile.
“Hoşgeldiniz,” derken kadının karnına bakıyordu Burak.
“Hoşbulduk,” Bade adamın bu konuşmasına alışmıştı ve bu gerçekten onu ayrı mutlu ediyordu.Burak hızla kapıyı açtıktan sonra ellerini kadının yanaklarına koydu. “Üşümüşsün Bade. Hadi çabuk bin.” Kadın biner binmez kapıyı kapatıp, kendi tarafına girdi ve klimayı açtı. “Şimdi ısınırsın.”
“Sıkıntı değil, iyiyim.”Burak sadece gülümsedi. “Kızımız da sana çekmese bari. Burnundan kıl aldırmıyorsun.”
“Kızımız? Belki oğlumuz olacak.”
“Bence kızımız olacak. Çağla... Bademin küçük hali.”
Bade kahkaha attı. “Benim adım Bade ama.”“Hımm evet biliyorum Bade. Gerçekte içki, şarap anlamına gelir. Tasavvuf edebiyatındaki anlamı ise AŞK’tır. Ama ben sana Bade’m diyorum sonuçta.”
Bade duyduğu şey karşısında şaşırmıştı. “İsimlerden iyi anlıyorsun.”
“Sadece bir tanesinden,” deyip, göz kırptı.Bade derin nefes aldı. Ne oluyor böyle ya... Of, bu adam onu cidden zorluyordu ve Bade adamın karşısında sersemleşiyordu.
Sevda’nın oturduğu eve geldiklerinde Bade arka koltuğa yerleştirdiği ev hediyesini ve tatlıyı eline aldı.“Yardımcı olma mı ister misin?” diye sordu Burak.
“Ben hallederim. Porselen değilim Burak.”
-Neden terslemişti ki onu, ‘Hormonlar’ diye geçirdi içinden Burak ve gülümsedi. Yer yer dengesizleşmesi normaldi herhalde.
Kapıya gelip, zile bastıklarında içeriden koşuşturma sesi ve “Sevda!” diye bir gürleme duyuldu.Kapı açıldığında ise sapsarı saçları, masmavi gözleri ve koca bir gülümseme ile onlara bakan kadını gördü Bade.
“Merhaba,” dedi o da kadına gülümseyerek.
Sevda kadına sarılarak “Hoşgeldiniz,” diye şakımıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADE'M / TUTKU SERİSİ II - FİNAL
RomanceGeçmişten gelen ve geleceğe açılan koca bir yara... Masum olan bir kızla masum olmayan bir başlangıç... Bu hikayedeki tek suçsuz olan AŞK'tı ve tüm günah tutkudaydı. Tutkunun sürüklediği bir mecburiyet, küçücük bir varlığın başlattığı bir evlilik...