HADİ BİRAZ DA PARS VE DUYGU AĞIRLIKLI BİR BÖLÜM OKUYALIM MI? - BÜYÜK FİNALE 2 KALA...
“Bu siktiğimin gelinliklerin kapalı versiyonu yok mu arkadaş? Neden hep bir yerlerini göstermek zorundalar?” elindeki içkiyi bi dikişte midesine gönderdi.
Burak yüreği yanmış gibi iç çekti, “Ah ah bir de bunun provası var, hele de o provadaki kişi hemcinsin olunca sen o zaman gör asıl gelinliği. Adam orasını burasını elleyince-”“Höst höst elleyemez lan kimse benim kızımın orasını burasını! Öldürürüm adamı!”
“He öldürürsün. Anca laf,” dedi Karahan iki adama bakarak. “Neyseki ben zeki adamım da, o zekamı kullanıp, kapalı bir gelinlik giydirmiştim.”
Pars adama ilah gibi baktı, “Neymiş o? Bana da anlat!”“Bir model gösterdi bana, siktiğimin gelinliğin kapalı yeri yok. Bacaklar bile ortada. Kadınların en hassas noktasından, tam on ikiden vuracaksın!”
“Neymiş o hassas şey? Yani başka yerlerde biliyorum da, bu yönde pek becerikli değilim.”“Yakışmadı, sanki kilonu olduğundan çok gösterdi, boyun kısa gibi durdu... zırvalıkları. Hiçbir kadın bu sözlerden sonra o şeyi giymez.”
Pars’ın gözleri parladı, “Yemin ediyorum adamsın. Adamımsın. Tuttum ben bunu!”***
“Bebeğim bu gelinlik mankende güzel durdu da, sanki seni kilolu mu gösterdi?”
Duygu dehşetle arkasını döndü, “Ne yani, manken gibi değil miyim ben? Bunu mu demek istiyorsun? Şişko muyum?” diye cırladı.
“Yok bebeğim yani-““Yok bebeğim ne? Ne Pars? Ne demek mankende güzeldi sende güzel durmadı?” diye bağırdı bu sefer.
“Canım o cansız manken sonuçta, şimdi konumuz da o değil ayrıca-““Kes Pars, tamam anladım ben!” deyip, kabine girince Pars dışarıda şaşkınlıkla kala kaldı ve oradaki görevli kıza bakıp, “Ne dedim şimdi ben ya?” diye sordu.
Kız onu onaylamaz şekilde başını salladı, “Bir kadına söylenmeyecek üç şey kuralını ihlal ettiniz.”
“Neymiş o üç şey?”“’Bu seni şişman gösterdi’, ‘bu seni kısa gösterdi’ ve ‘Yakışmadı’”
“İyi de o öyle demiş, kız tav olmuş.”
“Kim?”
“Yok bir şey!” diyerek kızın kabinine girdi, “Duygu, bebeğim.”
“Çık Pars.”“Bebeğim, özür dilerim ben öyle demek istemedim. Gel ben sana ellerimle seçeceğim. En güzel gelinliği.”
Kız omuz silkti, “İstemiyorum. Yakışmadı işte bana.”
“İstiyorsun ve saçmalama bebeğim, hayatımda gördüğüm en güzel gelin olduğundan kıskandım galiba ben biraz. Hadi gel.” Elini uzattı, Duygu onun sözlerinden sonra gülümseyerek elini tuttu ve ayağa kalktı. Pars onu kendine çekip öpmeye başladı. “Ne giyersen giy, nasıl olursan ol, o gece benim soyadımla dünyanın en mükemmel kadını olacaksın benim gözümde.”Kızın gözünden kalpçikler çıkarken, adam çoktan dudaklarını yeniden ele geçirmişti.
***
“Ya ne zaman hazır olur bu gelin arkadaş?”
Arda adama bir kadeh uzattı, “Sakin ol. Bu gecenin sonunda başı bağlı, mutlu bir adam olacaksın,” dedi alayla.
Pars sırıttı, “Birgün başım bağlanacak diye mutlu olacağımı söyleselerdi hayatta inanmazdım.”Çınar pencere kenarına yaslanmış adama bakıyordu, “Valla ben hala inanamıyorum ve o kıza çok acıyorum şuan, hadi hayırlısı.”
Pars adama yüzünü buruşturarak baktı, “Laf! O da benimle çok mutlu ayrıca,” diye söylendi sonra yeniden saatine baktı. “Saat kaç oldu, valla ben gidiyorum!” Ceketini üzerine giydi ve kapıya doğru yürüdü. Gelin kapısına hızla yürüyen adamlar, kapının önünde gördükleri ile bir anda durdular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADE'M / TUTKU SERİSİ II - FİNAL
RomanceGeçmişten gelen ve geleceğe açılan koca bir yara... Masum olan bir kızla masum olmayan bir başlangıç... Bu hikayedeki tek suçsuz olan AŞK'tı ve tüm günah tutkudaydı. Tutkunun sürüklediği bir mecburiyet, küçücük bir varlığın başlattığı bir evlilik...