20.BÖLÜM - DERİN DUYGULAR

26K 1.7K 149
                                    


Pars delirme noktasındaydı, çünkü sevgilisi onun evine geldiği günden beri tuhaf bir şekilde ondan kaçıyordu. Ve işte yine bir soğuk telefon konuşması daha yaşıyorlardı.
“Duygu ne yapıyorsun güzelim?”
“İyiyim.”

Pars yüzünü buruşturdu, “Sağol sevgilim bende iyiyim. Sorman yeterli.”
Duygu acı ile gülümsedi, neyseki telefonda olduklarından birbirlerinin surat ifadelerini göremiyorlardı, “Yoğunum biraz Pars acil mi?” -Kaç ki kovalasın!
“Yok Duygu acil değil, görüşürüz!” deyip kapattı ve kendini Burak’ın karşısındaki koltuğa attı.

“Hayırdır?” diye sordu Burak sırıtarak.
“Abi ben ne ara peşinden koşulan erkek kulvarından siktir edildim de kadın peşinde koşan erkek kulvarına buyur edildim anlamadım yemin ederim. Kız bildiğin kıymetlisine takmıyor beni!”

Burak tam kahkaha atacaktı ki Cem girdi içeri, “Kim seni neresine takmıyor?” dedi kocaman açılmış gözlerle.
“Bir kız var Cem abi, acayip bir şey ama beni umursadığı yok. Aramışım aramamışım tın. Hatta aradığımda resmen suratıma kapatıyor.”

Cem yüzünü buruşturdu, “Tam hayalimdeki kız. Keşke benim de kızlarım böyle olsaydı da,” Burak’a baktı, “Birilerinin suratın suratına telefonları, kapıları kapatsaydı.”
Burak rahat bir şekilde arkasına yaslandı, “Ya işte böyle Cem abi. Benim de hayalimdeki kız tam senin kızın, nereyi istersem hepsi açık.”

Cem dehşete düşünce, Pars araya girdi yoksa Burak arada gidecekti. “Cem abiciğim o kapı anlamında telefon şeysinde diyor. Onlar hep açık açık. Yani o şeysinde diyor. Hiç kapanmıyor telefonlar!” diye bağırıp acı ile Burak’a baktı. “Ne kadar çok sevmişim lan ben seni! Seni kurtarmaya çalıştığım konuya bak bir de önüne atladığım konunun baş kahramanı adama bak: Cem Ernez!”
“Öldün sen vırraklı damat! Bittin.”

Burak yüzünü buruşturdu, “Ah öldürmek ve bitirmek işini kızınız layıkıyla yapıyor sayın Ernez. Size gelene kadar!”
Cem birden bağırıp atlayacaktı ki Rüzgar girdi içeri. Burak ise köşeye kaçmıştı. Pars Rüzgar’ı görünce, “Hah, çok şükür Rüzgar amca. Koş!” dedi.

Rüzgar “Burak! Burak!” diye inleyip Cem’i tuttu. “Tamam abi sakin, sakin!”
“Ne sakin olacağım ya! Siz bu çocukları benim kızlarıma özel mi yetiştirdiniz de böyle sapık oldular? Anlamadım!”

Burak masum bir şekilde dudaklarını büzdü, “Rüzgar amca valla bir şey yapmadım ben. Pars’ın sevgilisi telefonu onun suratına kapattı. Ayıp bir şey bu sonuçta. Bende Cem babama dedim ki, ‘Sen ne güzel ne terbiyeli bir kız yetiştirdin hiç telefonu suratıma kapatmıyor, dedim. Maşallah dedim. Sonra böyle bir celallendi bir delirdi, hiç anlamadım yani.”

Cem hayretle gözlerini açarken, Pars ‘Pes’ der gibi ağzını oynattı. Rüzgar ise ona zerre inanmamıştı.
“Şimdi tam olarak böyle mi dedin Burak?”
“Ana düşünce buydu en azından,” dedi gülümseyerek.
“Ya Rüzgar bırak öldüreyim şunu sende kurtul bende. Allah aşkına.”

Rüzgar onu tutarak dışarı çekti, “Bırak kendi edepsizliğine ver.”
Tam çıkacakken Çınar’la kapıda karşılaştılar, “Aa iki babam yanyana. Ne tatlı oldunuz siz böyle.”
Cem birden ona döndü ve gözlerini kısarak adama baktı, “Senden beteri damadın olsun, benim kızımdan fazla kızın da o adama aşık olsun Çın Çın Çınar! Seni de sevmiyorum!” dedi ve Rüzgar’la odadan çıktılar.

Çınar yutkundu, “O ne biçim beddua ya, çirkin çirkin! Hayır kabak neydi de benim başıma patladı onu da anlamadım.”
Pars “Ooo... sağlamdı yani,” dedi.
Burak da yüzünü buruşturdu, “Çok sağlamdı hemde.”
“Hayır neden ben günah keçisi oldum onu anlamadım,” dedi.
“Sonuçta diğer kızını da sen aldın. Yüzde ellisi senin,” diyerek güldü Burak adama.

BADE'M / TUTKU SERİSİ II - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin