"Dökül bakalım," dedi Eva elindeki kupayı kız kardeşine uzatarak, sonra da yanına bağdaş kurup oturdu.
"Asıl haber sende, Çınar dönmüş."
"Ya bırak o odunu. Ayrıca Meltem bilmiyor. Önünde pot kırma. Şimdi gelir, sakın Bade!"Bade kaşlarını çattı. "Neden gizliyorsun ki? Meltem anlayışlı davranacaktır. Abisini senden kıskanacak değil ya."
"Birlikte olsak anlatırım da şimdi anlatacak bir olay yok. Ne diyeceğim; 'Biz abinle başladık ama beceremedik, ayrıldık mı?"
"Haklısın."Meltem saçlarını kurulayarak içeri girdi. "Ay kızlar kusura bakmayın, Mert telefonu kapatmadı. Bade kim, niye gelemiyorsun diye başımın etini yedi. Azıcık kıskançtır da, malum Karadenizli."
İki kız kıkırdadı Meltem'in bu durumuna. "Vay Meltem Soylu kıskanılacak ve bunu kabullenecek ha. Gör de inanma!" dedi Bade başını sağa sola sallayarak.Eva yüzünü buruşturdu, "Ay sorma sevgili ikizim, bir cıvık bir cıvıklar ki bayıyorlar bazen. Sürekli neredesin Aşkım, öpüşelim aşkım-" Meltem kıza yastık atıp "Pislik misin sen ya?" diye cırladı. Hepsi kahkaha atarak koltuklara uzandılar.
"Ee bende buradayken tanıştırırsın beni şu meşhur Mert Ali beyle."
Meltem'in gözünde kalpçikler çıktı. "Tanıştırırım tabi kızım. Baldızlarını bilsin adam."Eva araya girerek "Senin neyin var peki? Gülsen de durgunluğunun farkındayız," dedi Bade'ye bakarak.
"İyiyim. Ee Mert Ali diyordunuz, bir alt katta mı şimdi-"
Eva kardeşinin konuyu değiştirme çabasına hayran kaldı ve gözünün içine bakarak ellerini göğsünde bağlayıp, kaşlarını kaldırdı. "Anlat," dedi otoriter sesi ile.
bade yutkunarak başını eğdi, derin bir nefes alıp verdi ve bir çırpıda anlatmaya karar verse de kelimeler boğazında kilitlendi. "Biri var... Yani vardı. İsmini sormayın bende bilmiyorum." Adını söylerse Eva öğrendiği şeyden sonra kesin hafiye gibi adamın peşine düşerdi ve bulması hiç de zor olmazdı. İsmini arama motoruna yazması yeterli olurdu. Çarşaf çarşaf fotoğrafları dökülürdü.Meltem ve Eva aynı anda "Nasıl yani?" dediler.
"Barda tanıştık. İkimizde çok içtik. O gecenin başını biliyorsunuz."
"Hangi gece?" dedi Meltem merak ve endişe ile. Konunun gittiği yeri düşünmek istemiyordu."Göktan'la olan gece işte. Bakireyim diye beni küçümsedi ve kovmaktan beter etti ya!" İki kız başlarını salladılar, devam etmesi için. Bade ellerini birbirine kenetledi güç almak istercesine. "Biz o gece... işte yakınlaştık..."
"Kiminle?"
"İşte bardaki adamla."
"Adam?" dedi Eva bağırarak. "Ne adamı?"
"Yani öyle çok yaşlı değil."
"Yaşlı ama çok değil.""Ya hayır. Ama yirmilerinin sonlarında gibiydi. Yirmi sekiz falan."
"Oha!" diye bağırdı Meltem. "Kızım senin ne işin olur o kadar büyük biriyle. Neredeyse on yaş var aranızda."
Bade "Abartma Meltem. Neyse-" diye bıkkınlıkla konuştu."Ne kadar yakınlaştınız Bade?" diye ciddi ve öfkeyle sordu Eva. Sorun yaşadıkları değildi, adamı tanımıyor olmasıydı. "Ne derece yakındınız?"
"Biz... Biz onunla şey...""Ne Bade ne?"
"Of! Birlikte olduk işte!" dedi tek nefeste.
Eva hışımla ayağa kalktı. "Sen ne saçmaladığının farkında mısın?" diye bağırdı. "Ne demek beraber olduk ya? Üstelik tanımadığın bir adamla? Ya senin görüntülerini çekmişse... Aman Allah'ım."
Bade başını ellerini arasına aldı. "Eva sus Allah aşkına sus!" diyerek isyan etti."Eva, oturur musun?" dedi Meltem de. "Sanırım anlatacakları daha bitmedi. Bi dinleyelim mi?" Bade'nin yüzüne bakmaya çalışıyordu.
Eva tedirginlikle oturdu yerine. "Daha ne olabilir ki? Bunun ötesi yok yani!" ellerini yana açarak bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADE'M / TUTKU SERİSİ II - FİNAL
Roman d'amourGeçmişten gelen ve geleceğe açılan koca bir yara... Masum olan bir kızla masum olmayan bir başlangıç... Bu hikayedeki tek suçsuz olan AŞK'tı ve tüm günah tutkudaydı. Tutkunun sürüklediği bir mecburiyet, küçücük bir varlığın başlattığı bir evlilik...