10.BÖLÜM - İLK GÖRÜŞTE AŞK FARKLI BİR TELAŞ

28.1K 1.7K 46
                                    

Yeni bir başlangıç daha... Sakar doktorumuz Duygu ile tanışalım mı?

 Sakar doktorumuz Duygu ile tanışalım mı?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Genç kadın hızla kafeye doğru yürüyordu. Yağmur aniden fena bastırmıştı. Lanet olsun ki bir şemsiye dahi almamıştı yanına. Hayır belliydi yağmur yağacağı, arabası mı vardı, neyine güvenmişti?

“Of salak kafam!” diye kendi kendine saydırıyordu, kesinlikle en yakın zamanda ufak da olsa bir araba alacaktı. Hayır bugüne bugün doktor olmuştu, ama bir arabası bile yoktu.

Tam kafeye girerken çarptığı duvarla, “Of kafam! Bir bu eksikti!” deyip, kafasını ovalarken, bir yandan da etrafa saçılan poşetlerine kaşlarını çatarak bakıyordu. Başını kaldırıp, karşısına baktığında onu şaşkın gözlerle izleyen bir çift çikolata gözlerde kayboldu. Bu nasıl bir duvardı öyle? Çok yakışıklıydı.

Adam ise kafasını sevimli sevimli ovalayan kıza gülümsüyordu. Kızın büyüsünden kızın çemkirmesi ile çıktı. “Ya zaten taş gibisin maşallah, önüne baksana yürürken, kafamı kıracaktın!”
Şimdi bu kız ona iltifat mı etmişti, hakaret mi anlamadı! “Taş gibi derken?” dedi sevimli bir tebessümle.

Duygu yüzünü buruşturdu. Ne demişti ya? “Yani taş gibi derken, yakışıklı anlamında değil, şimdi buradan da yakışıklı olmadığını anlama, of yani bedenin çok sert, duvar gibi. O anlamda taş dedim.”
Pars sesli bir şekilde güldü. “Ne tatlı.”

“Ne tatlı?” diye sordu Duygu kaşlarını çatarak.
Pars dudaklarını büzdü. Sesli mi düşünmüştü? Evet öyle yapmıştı. “Şey, muhallebi. Evet buranın fırında muhallebisi meşhurdur. Size ısmarlayabilir miyim? Tatlı yani.”

Duygu’nun kaşları bu sefer havaya kalktı. “Ah teşekkür ederim. Ama ben kendime koca bir çikolatalı pasta ısmarlayacağım.”
Pars elini ensesine koydu. ‘Düşün Pars sen zekisin. Yapabilirsin...’ “Hım, peki o halde siz bana çikolatalı pasta ısmarlayın? Olmaz mı?”

Kız başını sağa sola salladı. “Olmaz. Zira arkadaşım içeride, beni bekliyor.”
-Sevgilisi mi vardı, siktir. “Geç kaldım yani,” dedi başını aşağı yukarı sallayarak. “O zaman o şanslı adamı daha fazla bekletme ve onu gerçekten çok kıskandım. İyi günler.”

-Burçin mi şanslıydı. “Olur söylerim. İyi günler.”
Aslında adam oldukça tatlıydı. Öyle serseri birine de benzemiyordu. Ne saçmalıyordu Allah aşkına? Başını sağa sola sallayarak güldü ve içeri geçti.

***

“Selam Bade.”
“Hoşgeldin Burak. Hazırım çıkalım mı?”
Burak önce kadını süzdü, her geçen gün daha da güzelleşiyordu ve bu onu delirtiyordu. Üstelik ona dokunamazken daha da çok sinirleniyordu. “Şey aslında annen buradaysa ona bir selam verseydim.”

“Hayır, sadece Meltem ve Eva içeride. Onlar da bugün gideceklerdi. Ama malum haftasonu isteme ve nişan olacağı için kaldılar. İstersen gelebilirsin.”
Başını yana eğdi. “Meltem? Kuzenin mi?”
“Yani. Sayılır. Birlikte büyüdük. Babam ile babası ve annelerimiz gençliklerinden beri birlikteler.”

BADE'M / TUTKU SERİSİ II - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin