BÖLÜMLER GECİKEDEN GELSİN O ZAMAN :) KEYİFLE OKUMANIZI DİLERİM.
--------------
Duygu bambaşka bir heyecan içindeydi. Birazdan bu heyecanını Pars’la paylaşacaktı ve emindi ki çok şaşıracaktı.
Pars pastasını üflerken Peri birden cırladı.
“Dilek tut minik fare.”
Pars ablasına bakarak homurdandı. “Eşinin tayininin Afrika’ya çıkması ve senin de onunla gitmen! Oldu mu bu?”
Peri burun kıvırıp “Gıcık!” dedi.Pars Duygu’nun elini sıkıca tuttu ve kulağına fısıldadı, “Sonsuza kadar benim olman, tek dileğim bu.” Duygu gülümsedi ve ikisi bir mumları üfledi.
Pars kıza yüzünü buruşturdu. “Neden benim pastamdaki mumları üflüyorsun ya?”Kız kıkırdadı ve adamın kulağına eğilip, “Çünkü bugün benim de doğum günüm,” dedi.
Adam kaşlarını havaya kaldırdı. “Nasıl yani?”
“Basbayağı. Ama tamamen aklımdan çıkmış. Babamdan başka kutlayan olmadı. O yüzden yıllardır kutlamıyordum.”Pars gibi diğerleri de şaşırmıştı. Sonra kızı kollarına alıp, sardı ve kulağına “İyi ki doğdun, iyi ki karşıma çıktın, iyi ki beni peşinden koşturdun aşkım,” diye fısıldadı.
“İğne ile bir kova suyu unuttun.”
“Onlar için iyi ki dememi beklemiyorsun her halde Duygucuğum?”Herkes kahkaha atmıştı, sonra da onları öpüp, doğum günlerini kutladılar. Pars herkesin koltuklara kurulduğunu görünce kafasını kaşıdı.
“Beyler bayanlar, eğer ‘geç oldu gidecez’ diyorsanız; pastayı evlere servis yapabilirim.”Çınar başını sağa sola salladı. “Benden yana sakıntı yok. Evim karşıda.”
“Düşersin elime.”
“Düştük, sonunu da gördük. Bir de sen vurdun.”
Hep birlikte pastalarını yedikten sonra, Duygu onlara kahve yaptı. Sohbetleri ve sıcak davranışları Duygu’yu mutlu etmişti. Hiç yabancılık çekmemiş, sanki sürekli onların arasındaymış gibi hissettirmişlerdi.Peri Duygu’nun elbisesine acıyarak bakınca, Duygu da kendine bakma ihtiyacı hissetti.
“Bir şey mi var Peri abla?” dedi üzgün bir sesle.
“Elbisene baktım. Bayağı da güzelmiş. Yazık olacak.”
Duygu kaşlarını çattı, “Neden?”“Pars’ın tam bir mini etek ve elbise pirinası olduğunu bilmiyor muydun?”
Duygu birden gülümsedi. “Ah evet duydum da, benim eteklerimden uzak duracağına dair söz verdi. Değil mi Pars?” dedi adama bakarak.
Pars duymamış gibi yapıp “Anlamadım, canım ne dedin?” diye sordu.
“Anlatırım ben sana sonra.”Pars kıza sevimli bir şekilde gülümserken içinden “Çok beklersin,” dedi.
Peri ise sinirle kardeşine çevirdi bakışlarını, “Onun ayrıcalığı ne Pars bey? Hani senin kalbine giren kız böyle giyinemezdi?”Pars yine gülümseyerek ablasına baktı. “Ablacım tavşanı ürkütmemek lazım ki kaçmasın, değil mi? Yavaş yavaş, sakin sakin...” deyip, göz kırptı.
Duygu bu sözle kaşlarını çatmıştı ki araya giren Meltem yüzünden sustu.“Ne yalan söyleyim, Mert Ali de çok kıskanç, ama hoşuma gidiyor yani. İnsan kendini ayrı bir hoş hissediyor. Ayrıca çok karizmatik oluyor.” Sesi içli içli çıkmıştı.
Duygu yüzünü buruşturdu “Eteklerini parçalarken mi?”
Meltem kıza baktı, “Hayır ya, böyle kıskanırken falan. Kıvranmaları çok tatlı yani.”“Bence çok sevimsiz,” diyerek başını salladı Duygu. Hayır erkeklerin kıskançlıklarına bayılan kızları anlamıyordu gerçekten. Kim her dakika ‘neredesin, kimlesin, ne giydin?’ sorgulamasından hoşlanır ki? Saçma!
Koray içeceğini bitirip, Peri’yi elinden tuttu ve diğerlerine bakarak “Hadi beyler bayanlar, geç oldu, kalkalım,” dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADE'M / TUTKU SERİSİ II - FİNAL
RomanceGeçmişten gelen ve geleceğe açılan koca bir yara... Masum olan bir kızla masum olmayan bir başlangıç... Bu hikayedeki tek suçsuz olan AŞK'tı ve tüm günah tutkudaydı. Tutkunun sürüklediği bir mecburiyet, küçücük bir varlığın başlattığı bir evlilik...