EĞLENCELİ, BOL CEMLİ, KLİPLİ, ŞARKILI GÜZEL BİR BÖLÜM GELDİ. :) UMARIM SİZ DE BEĞENİRSİNİZ :) 💗
Burak sabahtan soluğu Bade'nin kendisine göre ESKİ EVİNDE aldı. Kapıyı çalarken sabırsızlıktan yerinde duramıyordu ama açan olmayınca sinirlenerek bu sefer daha ısrarlı çaldı.
Sonunda kapı açılmıştı. Üzerinde sadece şortu olan Can, gözlerini ovuşturuyordu, Burak'ı görünce şaşırmıştı, "Enişte?" dedi esneyerek. "Hayırdır?""Bade nerede koçum? Çağırır mısın? Bekliyorum."
O sırada merdivenlerden inen çifte baktı Burak, sabahlığının önünü bağlayan ve telaşla kendisine bakan kadınla, kaşlarını çatıp, öfkeli bakışlarını gizleme gereği duymayan bir adam..."Ne var sabah sabah?" dedi Cem öfkeli çıkan sesi ile.
"Karımı almaya geldim Cem bey."
"Bade burada değil ki," dedi Ecrin telaşla.
Burak kaşlarını çattı. "Ne demek burada değil. Akşam beni aradı ve burada olduğunu söyledi."Ecrin Cem'e baktı. "Cem, kızımız nerede?"
Cem'in rahat tavrından onun nerede olduğunu bildiğini anladı Burak ve bakışlarını ona çevirdi.
"Güvende, merak etmeyin. Yalnız kalmaya ihtiyacı var."
Burak sinirle nefes alıp, verdi. "Benim de ona ihtiyacım var Cem bey, karım nerede?""Senin ihtiyaçların inan hiç umurumda bile değil."
Burak sesini kısıp, tehditkar bir şekilde konuştu. "İnanın bana, tüm İstanbul ve Türk Cumhuriyeti teşkilatını seferber etmem yarım saatimi almaz. Ona da kalmadan telefon sinyalinden on beş dakikada yerini öğrenebilirim.""Dün sen aradığında yanımdaydı. Onu güvenli bir yere bıraktım ve şuan telefonu bende," dedi adam gayet soğuk kanlı bir şekilde. "Bizde de zeka var çok şükür."
Burak inleyerek yumruğunu duvara geçirdi. "Cem Ernez!" derken dişlerini sıkıyordu."Sana kızımı üzme demiştim delikanlı. Beni ciddiye almadın. Şimdi de onu sana yasaklıyorum."
"Ben onu üzmedim. Sadece bir yanlış anlaşılma oldu. Evet dün evden çıktım, ama sinirden çok kafam karışmıştı ve içimde çözmem gereken bir hesap vardı. Siz hiç mi karı-koca kavgası yapmadınız Allah aşkınıza? Üstelik bizimkisi kavga bile değil." Sonra durdu. "Ben bunları size neden anlatıyorum ki?" deyip, bahçeden hızla ayrıldı.Ecrin elini beline koyarak öfke ile kocasına bakınca Cem hemen savunmaya geçti, "Bana öyle damat düşmanıymışım gibi bakma Ecrin, korkmuyorum. Ona kızımızı üzmemesini söylemiştim. Ayrıca emin ol kızımız güvende ve gayet iyi." Ecrin'in bakışları değişmeyince "Sadece biraz sürünsün, sonra söyleyeceğim," diye geveledi ama bu söylediğine kendisi bile inanmıyordu, sesi ise çocuk gibi çıkıyordu.
Ecrin adama kısık gözlerle bakarak, "İyi o zaman Burak'a yerini söylediğinde, odana dönersin," dedi.
"Ama bel altı vuruyorsun Ecrin Ernez."
"Gerçekten bel altına tekme ile vurmadığıma dua et Cem Ernez. Ha vurmuyorsam da bu tamamen bencilliğimden. Hala işe yarıyorsun sonuçta!"Cem çapkınca gülümsedi. "Ah bebeğim, bensiz bir gün bile yapamazsın, hala bana deli oluyorsun."
"Uzak dur Cem! Çok ciddiyim, şuan sinirden deliriyorum, arzudan değil."
"Sinirliyken sevişmek daha ateşli olmuyor muydu?"
"Odamızdan, benden ve bedenimden uzak dur dedim!""Şimdi gerçekten o damat müsveddesi yüzünden beni odamızdan mı atacaksın Ecrin? Üstelik kızımız haklı iken. Yani dolayısıyla da ben haklıyım," derken baş parmağı ile kendini gösterdi. "Ayrıca o aklı buçuk damat, akıl eder de Pars'a sorarsa, yerini bulur. O kadar da insaflıyım ki Pars'ın bildiği bir yere götürdüm kızımızı."
"İyi kızımız kocasına kavuştuğunda sende karına kavuşursun kocacığım."
Cem sinirle koltuğa otururken, Can yüzünü buruşturup, "Siz ve şu seks cezalarınız, gerçekten mide bulandırıcı," deyip kendi odasına çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADE'M / TUTKU SERİSİ II - FİNAL
RomanceGeçmişten gelen ve geleceğe açılan koca bir yara... Masum olan bir kızla masum olmayan bir başlangıç... Bu hikayedeki tek suçsuz olan AŞK'tı ve tüm günah tutkudaydı. Tutkunun sürüklediği bir mecburiyet, küçücük bir varlığın başlattığı bir evlilik...