OY VE YORUMLARINIZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİM :)
Pars arabayı kullanırken fazlasıyla gergindi. Demin söylediği sözün üstüne hem kızın sessizliği onu germişti hem de içindeki düşünceler. Neden sanki sessiz kalması onu böyle sinirlendirmişti ki? Neden söylediği sözü onaylamasını istiyordu? Aslında basitti. Onun kalbini istiyordu. Ama anlaşılan kız kalbini vermekte o kadar da gönüllü değildi. Saçmaydı, bu çok ama çok saçmaydı.
Evinin önüne geldiğinde, kontağı kapattı. Duygu adama soru işaretleri ile baktığında Pars bıkkınlıkla “Sadece oturacağız Duygu, gel hadi,” dedi ama kızın hareketsizliği üzerine sinirlenmişti bu sefer, üstelik zaten gergindi. “Merak etme beni istemeyen bir kadını bu güne kadar zorla yatağa atmadım.” Son sözünü söyledikten sonra kapıyı açtı ve aşağı indi.
Duygu ise kendi düşünceleri ile yeterince boğuşuyordu, bir de adamın bu tutarsız halleri onu sinir etmişti. Demin ne demesi gerektiğini bilemediği için susmuştu. Onaylasa onu kaybedebilirdi. Çünkü adam ona ‘aşk, sevgi’ vaat etmemişti. Onaylamadığı için de bu haldeydi şimdi. Karmakarışıktı. Bu ilişki şekli gerçekten zordu. Ellerine hakim olabilirdi bir insan, ama yüreğinden geçen kelimeleri gizlemek gerçekten imkansız gibiydi.Asansörde ikisi de sessizdi. İnecekleri katta durunca asansör, Duygu elindeki çantayı daha bir sıkmıştı. Kimbilir kaç kız getirmişti bu eve.
“Çok kız geldi mi bu eve?” sorduğu sorunun abesliğine mi yansın? Yoksa bu soruyu gerçekten sesli düşündüğüne mi? Ha, hangisine? İşte oluyordu, yüreğinden geçen kelimeleri tutamıyordu dili.“Duygu, benim geçmiş yaşantımı biliyorsun. Ama içini rahatlatacaksa, söyleyim. Seninle karşılaştıktan sonra hiçbir kız girmedi hayatıma. Oldu mu?”
“Şey, yok ondan değil, merak ettim sadece.” -Harika, bildiğin bir şeyi merak etmek de ne bileyim yani!Pars bir şey demeden kapıyı açtı ve anahtarı yandaki çanağa fırlattı.
“Evin gibi rahat ol. Ben üstümü değiştireceğim.”
“Tamam.” -Kısa cevaplar hayat kurtarır. Saçmalamazsın ve zaman kazanırsın. Süpersin kızım.Pars tam odasına gidecekken aklına gelen şeyle geri döndü, “Giyecek rahat bir şeyler istersen, Peri’nin bir kaç elbisesi var. Bakabilirsin.”
“Yok hayır, iyi böyle.”
“Peki.”Pars hızla odasına girdi, üstündeki gömlek ve yelekten kurtulup, sade bir tişört giydi. Altındaki pantolonu da ayakları ile itekledi ve rahat bir kot çekti üzerine. Eşofman bu kızın yanında fazla cüretkar olabilirdi. Kendi kendine güldü. Aynada dağılan saçlarını düzeltti ve içeri girdi.
“Kahve?” diye seslendi koltukta oturup etrafı inceleyen kıza.
Duygu irkilerek arkasına baktı. “Olabilir,” dedi.
Adam kahve makinesine suları koydu ve altına iki bardak yerleştirdi. Düğmesine bastıktan sonra, elini tezgaha yaslayıp bekledi.Duygu oturduğu odayı incelemeye devam etti. Çok güzel, sevimli ve sıcak bir evdi. Şömine ayrı bir hava katıyordu. Geldiklerinde de yanıyordu. Acaba kim yakmıştı?
“Şömine geldiğimizde yanıyordu?” dedi arkasına bakarak. Çok mu meraklı görünüyordu şuan?Pars kızın sorusu ile ona döndü, “Bugün yardımcım evdeydi. Haftanın üç-dört günü geliyor. O giderken yakmıştır.”
“Anladım.” Tekrar önüne döndü. Karşısındaki kitaplığa baktı. Kitap okumayı seviyordu galiba. Devasa bir kitaplıktı. O an onun hakkında bir şey bilmediği aklına geldi. Tekrar arkasına döndü. Pars elinde kahvelerle yanına geliyordu.“Kitap okumayı seviyor musun?”
“Evet. Hem de çok. Bu alışkanlığım annemle babamdan geçti sanırım. Her akşam kitap okumadan uyumazlardı. Bir de sevişmeden tabi.”
Duygu’nun yanakları kızardı, “Çok ayıp Pars. Sanane onların özel hayatlarından.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADE'M / TUTKU SERİSİ II - FİNAL
RomanceGeçmişten gelen ve geleceğe açılan koca bir yara... Masum olan bir kızla masum olmayan bir başlangıç... Bu hikayedeki tek suçsuz olan AŞK'tı ve tüm günah tutkudaydı. Tutkunun sürüklediği bir mecburiyet, küçücük bir varlığın başlattığı bir evlilik...