Gitmiş
Sehun su ihtiyacı ile uyanmıştı. Gözlerini açmakta çok zorlanıyordu. Açıkçası kendi odasında da değildi zaten. Yavaş yavaş toparlanırken odaklanmaya ve hatırlamaya çalışıyordu. Ancak her zaman ki gibi hatırlayamıyordu.
Sehun dirseklerimnden yardım alıp biraz doğrulmayı başardığında yanında duran suya uzanmıştı. Resmen kana kana son damlasına kadar içmişti suyu. Geriye doğru yaslanıp etrafına baktı sessizce. Birden gözleri yanmaya başladı ve tuzlu suyun tadını aldı. Ağlıyordu. Buraya nasıl geldiğini bilmiyor olsa bile 'hayır' diye mırıldandı.
Elleri öfkeyle çarşafı sıktı. "Sikeyim." Yüzünü elleri ile silmiş yeni damlaların gelmesini önlemek amacıyla derin bir nefes almıştı. Sinir bozucuydu. Yatağa tutunarak kalktı ve kapıya ilerledi yavaşça.
Uyanmaktan nefret ettiği odadan ayrıldığında ceplerini kontrol etti. Sürpriz olmayacak şekilde evinin anahtarları orada değildi.
Sehun ağır ağır indi merdivenlerden. Açlıktan geberiyordu. Mutfağa girip aşçıya bir şeyler pişirmesini söyleyecek gibi oldu ancak bundan anında vazgeçti. Çünkü kendi evinde değildi ve kendi evine gidene kadar sabredebilirdi. Kapı koluna uzandığında Chanyeol'un eli ondan çabuk davranmıştı.
"Nereye gittiğini düşünüyorsun?"
"Evime."
Chanyeol, Sehun'a izin verip vermemek konusunda düşündü bir müddet. Ancak konu hassastı ve pasif kalamazdı. "Sehun bir daha yapamazsın."
"Beni yargılamayı kes Yeol."
"Aniden mi yoksa sürekli bir şey mi ilgilenmiyorum," Sehun'a ilerledi Chanyeol. "Ancak bana bıraktığını söyledin."
"Bıraktım."
"Sikeyim, o halde dünkü halin neydi?"
"Sadece." Sehun duraksadı. "Yargılama."
"Öyleyse bunu yapmayı kes Sehun bir daha ki sefere polisin kapıma dayanıp senin öldüğünü söylediğini duymak istemiyorum." Birbirlerine baktılar sessizce. "Yardımcılarımdan biri seni eve götürecek. O boktan şeyi kullanmayı bırak Sehun. Kendine gel. Sırf mutlu olmak için onlara ihtiyacın yok."
Sehun gözlerini devirdi. "Tamam."
Sehun kapıyı açtı ancak Chanyeol bileğini tuttu. "Ciddiyim budala." Ancak Sehun bileğini kurtarmış ve yürümeye başlamıştı. Chanyeol şöföre bakıp kafasını salladı. "Evine girdiğine emin ol."
Chanyeol, Sehun arabaya girene kadar onları takip etmişti. Sehun nihayet siyah arabaya yerleştiğinde o da içeri girmiş ve Baekhyun'a, Sehun'un eve döndüğü hakkında bir mesaj atmıştı.
---------------
Sehun eve geldiğinde kafasında ki düşüncelerle birlikte yukarıya çıkıyordu.
Kendine söz vermişti oysa ki üç hafta önce. Luhan'ın peşini bırakmak konusunda. Ancak o mesaj işin rengini değiştirmişti. Ciddi miydi acaba Luhan?
İkinci blok, on sekizinci daire. Adres Sehun'un kafasında yankılandı. Baekhyun'dan adresi almış ve unutmamıştı.
Luhan'ın ne söylediği ya da ne yaptığını umursamıyordu. Bu iş can sıkıcı bir hal alıyordu. Sehun onu geri istiyordu çünkü Luhan'sız hayatı sadece boka benziyordu.
Sehun aklındakileri plana dökmek için odasına geçti. Dolabının kapağını açmış içinden bir sırt çantası çıkarmıştı. Daha önce onunla bu konu hakkında tartışsalar dahi umursamadan birkaç gömlek, çorap, iç çamaşarı falan koymuştu çantaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Letter [Tamamlandı]
FanfictionByun Baekhyun iki yıl boyunca; soğuk duruşuna rağmen aslında kibar ve başkalarını önemseyen biri olduğunu bildiği birine, Oh Sehun'a sessizce hayrandı.. .... "O mektup senin için değildi Chanyeol ." "Mmm, peki, ama benim dolabımdaydı.Ve kendisini ka...