Bölüm 46 - Zor Oyun

871 96 21
                                    

*** Son yirmiye girdik. Hazır mısınız? Duyduğuma göre sona doğru iyice bir hard olayına bağlıyormuş hikaye hdjfd. Neyse şimdi bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Neredeyse iki aydır aşırı işsizdim. Hemde aşşşşşırı  yani. O yüzden her gün bol keseden bölüm atabiliyordum. Çünkü aşırı boş olmam aşırı şekilde rahat çevirmeme neden oluyordu. Ancak kabusum pazartesi günü başlıyor ve inanılmaz tempolu zamanlar beni bekliyor. İşte tam da bu yüzden bölümleri geciktirebilirim. Sınav zamanlarım hariç, tabii hayatın ne getireceğini hiç mi hiç bilmiyorum, haftada 2-3 bölüm atmak için gayret gösteririm. Yarında "yüksek ihtimal" bölüm gelmeyecek. Bana kızmayın olur mu? Keyfiye çeviri yapmadığımı düşünmeyin ulan çevirmen yellozu bölüm nerde demeyin. Çoğumuz öğrenci o yüzden empati yapın. Öyle ay yazamıyorum ilham yok ay çeviremiyorum ilham yok diyen bir insan değilim asla da olmadım. O yüzden beni anlayışla karşılayın bugünden sonra. Çok öpüyorum gözlerinizden sizi minnoşlarım <3 VOTELEMEYİ UNUTMAYIN VE BEN ÇEVİRİRKEN ÇOK KÜFRETTİM OKURKEN KÜFÜR ETMEK İSTİYORSANIZ KÜFÜR VE İSYAN KOKAN YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. İYİ OKUMALAR!


*******************************************************




Chanyeol, annesi ve Yoona'nın arkasından mağazalarda gezerken oldukça sıkılıyordu. Yoona'nın deneği elbiselere yorum getirmekte bir o kadar da sıkıcıydı. Tam da bu yüzden Baekhyun'a mesaj yazmaya çalışıyordu.


Baekhyun'un mesajlara net cevaplar vermemesi hayal kırıklığına neden olmuştu. Chanyeol konuşmaya çalışıyordu ama Baekhyun telefonunu sarj edeceği bahanesi ile ortadan kaybolmuştu. Chanyeol anlayışla ona veda etmişti.


Chanyeol pazartesi günü Baekhyun'u görmeyi bekliyordu. Beraber gidebilmeleri için Baekhyun'un evine gitmiş ama arabasını orada görememişti. Baekhyun çoktan okula gitmiş gibiydi...


Chanyeol sonunda soyunma odasında Baekhyun'u bulabilmişti. Tembelce açık dolabın üzerine elini koymuş ve dolabın kapağını kapatmıştı.


"Hey." Chanyeol'un yüzünde bir gülümseme vardı.

Baekhyun küçücük bir an ona bakıp gülümsemişti ancak gözlerini hemen geri çekti. "Hey."


Birkaç dakika aralarında bir sessizlik hakim oldu. "Şey... Cumartesi hakkında---"


"--- Cumartesi gününü unut." Baekhyun gülümsedi. "Endişelenme artık." Ve Chanyeol'un elini dolabın üzerinden çekip yavaşça kitledi.


Bir adım geri atarak sınıfa ilerlemeye başlayan bedeni takip etti Chanyeol. "Elimde değildi. Biliyorum zaman ayırdın--- Ama--- Ben---"


"Dediğim gibi." Daha yüksek sesle konuştu Baekhyun. "Cumartesiyi unut."


Chanyeol, Baekhyun'un sesi yüzünden şaşkına dönmüştü. Ondan istenildiği gibi unutmaya karar verdi ve sadece emin olmak için sordu. "Cumartesi günü ne yaptın peki?"


Baekhyun iç çekti. "Bazı şeyleri inceleyip çalıştım. Önemli şeyler yapmadım."


"Oh..."

Baekhyun için cumartesi günü oldukça sıkıcıydı. Hatta cumartesi günü bir cehennem günü gibiydi.


"Şey, dinle." Chanyeol minik adamı kendine çevirdi. "Söz verdiğim gibi telafi edeceğim."


Baekhyun, Chanyeol'un gözlerine bakmak için duraksadı. "Büyük bir beklentim yok ama ne yapacaksın?"


Chanyeol sırıttı. "Bilmem. Belki de seni sınıftan alıp tüm dönem boyunca öperim----"


Baekhyun öncekinden daha hızlı bir şekilde yürümeye başladı. "Boşver."

The Letter [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin