Selamın hello meleklerim. Uzun zamandır (!) bölüm atmıyorum. Çok uzun olmadı tamam hatta sabredebilseydim az daha uzun dönemli atmayacaktım. Herkesin duyuruyu anlamasını istemiştim çünkü. Takıldığım konuyu da oraya yazmıştım. Takıldığım konu da 100 kişinin okuması 20 kişinin votelemesi gibi tuhaf (?) bir konuydu. Ancak böylesi bir konuya takılmak hakkım diye düşünüyorum hikayenin çevirmeni olarak. Öyle değil mi? Bu bana hep çocukça gelirdi ama sanırım bu şekilde ilerlemek zorundayım artık. Aç ayı oynamaz kafasındayım şu anda. Yani diyorum ki ne kadar vote o kadar bölüm. Çünkü bu cümleler kolayca çevrilmiyor ama bir vote vermek bir saniyenizi alıyor. 20 kişi konuyu hassas yaklaşırken en azından geriye kalanların da bir durup düşünmesini istiyorum olur mu? 100 kişinin yüzü de vote versin demiyorum ama en azından 70 vote gibi bir şeyi görebilmek hakkım diye düşünüyorum. Kendimi açık bir şekilde ifade ettiğimi düşünüyorum. Çünkü işin açığı bu hikayenin çevirisini sizle paylaşmak hoşuma gidiyor ve yine arayı çok fazla açamadan bölüm yüklüyorum ancak emeğimin karşılığını alamadığım her an içinde feci şekilde kırılıp üzülüyorum. O yüzden o mübarek parmaklarınız çalışsın ki benim de parmaklarım çalışıp bölüm yüklesin. İyi okumalar, öbüldünüz.
********
Baekhyun daha sert nefesler almaya başlamıştı ve tutunduğu zeminde parmakları kıvrıldı. Chanyeol'un dudaklarından her ne çıkarsa çıksın sakin kalmaya çalışıyordu. Aynada bir parıltı vardı. Baekhyun dikkatini oraya verdi. Yansımada bir görevli olduğunu bağıran rozeti ışıldıyordu ve Baekhyun böylece tüm performansını topladı.
"Efendim. Koltuğunuza geri dönün." Baekhyun zorla da olsa mırıldandı.
Chanyeol gülümsedi. Elini arkaya atıp süngüyü kapatmış ve kapıyı kilitlemişti. "Seninle işim bitene kadar olmaz." Chanyeol'un sesi Baekhyun için kavgaya hazırlandığı sesti.
Diğer taraftan Baekhyun pek umursamıyordu. Chanyeol onu ister Baekhyun isterse uçakta ki görevli olarak görsün ilgi alanına girmiyordu. Çünkü o anlık ilişkilerinin iş seviyesinde olduğunun bilincindeydi. "Kapıyı açın lütfen. Yardıma ihtiyacınız varsa sizin için birilerini ayarlarım---"
Bulundukları yer yeterince dardı bu yüzden Chanyeol'un Baekhyun'a kendisini bastırması zor olmadı. "Üç yıl yeterince uzun Baek." Derin bir nefes aldı. "Sence de öyle değil mi?"
Chanyeol'un gözleri alev alev yansa bile Baekhyun göz kontağını kesmedi. "Efendim kapıyı açın---"
"Rol yapmayı bırak."
"Yolculara yardımcı olmak benim görevim ve siz görevimi yapmama engel oluyorsunuz efendim." Dedi Baekhyun özellikle sert bir tonla.
Chanyeol umursamadı. Gözleri Baekhyun'un göğsüne kaydı o anda. Baekhyun tepki veremeden Chanyeol elini ittiğinde göğsünde ki rozeti de söküp bir kenara atmıştı.
Bu hareketten sonra Baekhyun tüm profesyonelliğini kaybetmiş Chanyeol'e direnmişti. Faydası yoktu aralarında sadece altı santim vardı. "Chanyeol uçuş bitene kadar yerinde otur lütfen."
Chanyeol ona baktı. "O üç yıllık sürecin sorumlusu kim unutmadım."
"Benim için mi bekledin?"
"Bilirsin, üç yılın ardından cidden beni unuttuğunu sanmıştım."
Seni unutmak zor değil, Baekhyun koca bir parçasının onda kaldığı gerçeğinden nefret ediyordu.
Aralarında ki boşluğu kapatan Chanyeol, Baekhyun'un gömleğini kavradı. "Bu üç yıl senin için nasıldı peki?" diye sordu öfkeyle. Chanyeol sanki öfkesini gizlemek için hiç uğraşmıyor gibiydi. "Nasıl olduğunu mu sormalıyım yoksa tüm o cehennem günleri için acısını senden çıkarmalı mıyım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Letter [Tamamlandı]
FanficByun Baekhyun iki yıl boyunca; soğuk duruşuna rağmen aslında kibar ve başkalarını önemseyen biri olduğunu bildiği birine, Oh Sehun'a sessizce hayrandı.. .... "O mektup senin için değildi Chanyeol ." "Mmm, peki, ama benim dolabımdaydı.Ve kendisini ka...