Görüntüler bulanıklaşıyordu ve radyodan gelen müziğin sesi de insanı rahatlatıyordu. Baekhyun kafasını nerede tutacağına pek emin olmadan sonunda yüzünü pencereye dönmüştü. Chanyeol'un eli parmaklarının üzerinde bir süre gezmiş en sonunda elinin üzerinde durmuştu.
Baekhyun izlendiğini anladığında gözlerini sürücüye çevirdi. "Gözlerini yoldan ayırma aptal." Diye mırıldandı Chanyeol'un elini tutarken. "Neden gerginsin?"
Chanyeol iç çekti. "Gergin değilim sadece heyecanlıyım."
"Mmm." Baekhyun mırıldandı. "Sanki daha önce hiç randevuya çıkmadın."
"Tanrı bilir en son ne zaman çıktım randevuya." Diye iç geçirdi Chanyeol. "Sadece biraz daha yaratıcı olmak isterdim."
"Beni aya falan götürmeni beklemiyorum senden."
"Biliyorum ama beklentin ne?"
"Bilmem. Yemek randevusu falan sanırım."
"Gerçekten bu kadar sıkıcı mıyım?" Chanyeol, Baekhyun'a yan yan baktı. "Hayır, sıkıcı bir yemek falan yemeyeceğiz."
"Yemek randevuları sandığın kadar sıkıcı değil."
"Yemek randevuları zamanı olmayan insanlar içindir." Ve devam etti Chanyeol. "Seni bilmiyorum ama ben senin için bütün işlerimi erteleyebilirim."
"Lütfen yapma." Dedi Baekhyun gülümserken ve alnını ovarken. "Benimle bir şeyler yapmak için işlerini erteleme. Ailenin, aile şirketinin çökmesinde benim katkımın olmasını bildikten sonra benden nefret etmelerini istemiyorum. Benden yeterince nefret ediyorlar."
Chanyeol kaşlarını çattı. Ailesinin ondan nefret etmediği hakkında bir şeyler söyleyecekti ama vazgeçti. "İstediğimde seninle olacağım ve şirketi batırmayacağım. Paraya ihtiyacım var çünkü. Eğer param olmazsa küçük gizli kaçamakları nasıl yaparım?"
"Ama gizli kaçamaklarımız yok."
"Henüz yok." Diye düzeltti Chanyeol. "Ama muhtemelen seni bir gün bir yerlere kaçıracağım. Kim bilir nereye... Ama büyük ihtimalle kimsenin seni duyamayacağı bir yere olur."
"Eğer şu an araba sürmüyor olsaydın," Baekhyun gözlerini devirdi. "Ellerimi al—"
"—sonra yolumu mu şaşırtırdın?"
Baekhyun dudaklarını birbirine baktırdı. "Aptal, öyle olsaydı ikimizde ölürdük."
Chanyeol gülümsedi gerçekle yüzleşirken. "Ama buna teknik olarak hayır demedin."
Baekhyun penceren dışarı bakarken iç geçirdi. "Teknik olarak."
"Yani teknik olarak eğilip pantolonumu çözebilirsin ve bana yol gösterebilirsin."
"Şu an için arabayı herhangi bir ağaca çarpmayacağını bildiğim cinsel yollu sözlerine devam etmezsen," gülümsedi Baekhyun. "Eve gittiğimizde yatağa oturup araba sürüyor gibi yapabilirsin."
"Benimle yatağa oturup oyunu oynayacak mısın?" dedi Chanyeol gülerken.
"Randevunun nasıl gittiğine bağlı."Sehun genelde Luhan'ı bu gibi randevularda prenseslerin layık olduğu yerlere götürürdü. Yani şayet Chanyeol'un planladığı çocukça şu randevunun gereksiz olduğunu düşünüyordu. Han Nehri'nin kıyısında Luhan'ı basit bir randevuya çıkarır mıydı emin değildi. Ancak Chanyeol ve Sehun'un arasında kocaman bir fark vardı. O fark Chanyeol'un Baekhyun'u bilmesinde yatıyordu. Baekhyun daha çok basit ve küçük şeylerden hoşlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Letter [Tamamlandı]
FanfictionByun Baekhyun iki yıl boyunca; soğuk duruşuna rağmen aslında kibar ve başkalarını önemseyen biri olduğunu bildiği birine, Oh Sehun'a sessizce hayrandı.. .... "O mektup senin için değildi Chanyeol ." "Mmm, peki, ama benim dolabımdaydı.Ve kendisini ka...