Chanyeol donmuş bir halde Taeyon'dan uzaklaştı. Aklındakilerle savaşırken kalbinin ne kadar da hızlı attığını hissediyordu. Neden Baekhyun ıslaktı? Neden ağlıyordu? Chanyeol düşünüp duruyordu. Baekhyun'un görüntüsü sanki yenilmiş gibiydi.
"Channie, bence gitmelisin..." Taeyeon kapanan kapıya bakarken mırıldandı.
Chanyeol başını salladı. Korkakça bir adım attı. Diğer adımlar daha hızlıydı. Dışarı çıktığında ıslanmaya başlamıştı. Üniformasında ki ıslaklıklar belli oluyordu. Umurunda değildi. Canı cehennemeydi. Radarına sarı bir şemsiye girdiğinde ilerledi.
Baekhyun'a doğru koşarken yağmur yüzünü dövüyor ve nefessiz kalmasına neden oluyordu. Baekhyun arkasındaki ayak seslerini duymaya başlamıştı.
"Baek!" Baekhyun, Chanyeol'un güçlü sesini duyuyordu. "Baekhyun!"
Adımı söylemeyi bırak Chanyeol... Baekhyun hem kızgın hem de acılıydı. Neden buradasın... İsmini söylemesi deve çok kızıp ağlamasına neden oluyordu. Ayakları daha hızlı adım atmaya başladı ama Chanyeol'un koşmasına kıyasla hiçbir şeydi.
Yeterince yaklaşınca Baekhyun'u omzundan tutup kendine çevirdi. Hızlıca çevirildiği için Baekhyun elindeki şemşiyeyi düşürdü. Ona bakmayı ya da onun ona dokunmasını açıkça reddediyordu.
Baekhyun, Chanyeol'un ellerini uzaklaştırmak için elinden geleni yaotı. Chanyeol öfkelenmeden önce onun uzaklaşmasına izin vermişti. Şu an için aklında daha büyük problemler vardı.
"Ne sikime ağlıyorsun?!" Öfkeyle sormuştu bunu ama sesinde açık bir şüphe vardı. Baekhyun'un güzel gözlerinde gözyaşı görmek onu incitiyordu.
Baekhyun aklı karışmış ve ona inanmaz bir şekilde bakıyordu. Chanyeol onu bu haliyle daha çok sevmişti, sırf ağladığı için miydi?
"Seni ilgilendirmiyor---" Baekhyun nefes ihtiyacı yüzünden susup devam etti. "Artık ilgilendirmiyor."
Chanyeol kaşlarını çattı. Bu cevap yüzünden Baekhyun'u boğmak istiyordu. Onu sıkıca tuttu kaçmasını önleyebilmek adına. "Nasıl... Nasıl ilgilendirmez?"
"Kimseyi ilgilendirmez!" Baekhyun yeniden Chanyeol'u itmeye yeltendi. "Çünkü sen de herkessin nasılsa!"
"Umursamıyor olsaydım şayet peşinden koşmazdım." Baekhyun'u tutmak gittikçe zorlanıyordu. "Çok ıslaksın Baek."
"Şaçmalamayı kes!" Baekhyun öfkeyle bağırdı ve ceketinin koluyla yüzünü silmeye çalıştı. Ancak karşılaştığı tek şey ıslaklıktı.
"Neden----"
"Neden ya? Niye?" diye bağırdı Chanyeol. O an Baekhyun ona öldürecek gibi baktı. "Seni yağmurun altında----" bir an duraksadı. "Sikeyim okumadın değil mi?!"
"Ne?"
Baekhyun öfkeden deliye dönecekti. Chanyeol'un elini tutup çekti. "Okumadın. Yapmadın Chanyeol." Baekhyun güçlü durmaya çalışıyordu ancak ciddi manada incinmişti. "Çok zaman harcadım... Çok uğraştım... Ama sen... Beceremiyorsun Chanyeol." Kırıldığı sesine yansıyordu. Chanyeol konuşmak için dudaklarını araladı ancak Baekhyun izin vermedi. "Onu muhtemelen attın..."
Chanyeol içinde bulunduğu durum yüzünden Baekhyun'a yeniden ulaşmaya çalışmadı. Şaşkınca bakıyordu ancak Baekhyun kendi duyguları ile körleştiği için bunu göremiyordu. "Baek neler olduğunu bilmiyorum." Diye şaşkınlık içinde mırıldandı Yeol.
Baekhyun bu şaşkınlığın nedeninin Chanyeol'un mektuptan haberdar olmadığı anlamına geldiğini biliyordu ancak çaktırmadı. Mesele neydi ki? Sonunda Chanyeol'un kararının ne olduğunu biliyordu. "Sorun değil." Diye mırıldandı. "Bu iyi. Bu iyi. Ben iyiyim. Ben gidiyorum Park. Sana bakmak istemiyorum. Aptal olduğum için üzgünüm. Zamanımı boşa harcadığım için özür dilerim. Ben, çok şey için özür dilerim, tamam mı? " Baekhyun yeniden kontrolsuz bir şekilde ağlamaya başlayıp ellerini yüzüne kapadı. "Özür dilerim Chanyeol. " Kyungsoo'nun şemsiyesini aldı, kapattı ve hızla koşarak sokağa döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Letter [Tamamlandı]
FanfictionByun Baekhyun iki yıl boyunca; soğuk duruşuna rağmen aslında kibar ve başkalarını önemseyen biri olduğunu bildiği birine, Oh Sehun'a sessizce hayrandı.. .... "O mektup senin için değildi Chanyeol ." "Mmm, peki, ama benim dolabımdaydı.Ve kendisini ka...