Bölüm 40 - Yapılması Gerekenden Daha Fazla

1K 70 8
                                    

Kai'nin Evi, Lay'in Partisinden Sonra

Kyungsoo nefes alamıyor gibi hissetti. "Ne?"

"Ben." Dedi Kai sırıtarak. "Bana ilkini verdin Kyung."

Nefes alma şekli sanki Kyungsoo'yu öldürecekti. Kai bunu fark ettiğinde yataktan inmiş yüzünde ki sırıtışta giderek kaybolmaya yüz tutmuştu. Kyungsoo'nun kolundan tuttu yavaşça. "Neden böyle görünüyorsun?"

Kyungsoo yatağa uzandıktan sonra Kai'ye bakmaya çalıştı. "Nasıl?"

Kai, Kyungsoo'nun gözlerine bakmaya çalıştı. "Konuşurken bana bak lanet olsun." Hemen ardından Kyungsoo'nun zihnini okumaya çalıştı. "Şimdi bana cevap ver."

Kyungsoo dudakları titrerken yanıtladı. "B-ben bilmiyorum."

"Ne demek bilmiyorum?" Kai'nin sesi oldukça sert çıkmıştı.

Kyungsoo'Nun zihni kıvranıyordu resmen. Düşündüklerini Kai'i kırmadan nasıl söylerdi bilmiyordu. Aklında ölçüp tartsa bile bunu yapamıyordu. En güzel aklındakileri söylemekti. "Dün gece yaşananları yaşanmamış saysak?" dedi neredeyse fısıltıyla.

Kai incinmiş ve donmuş bir şekilde Kyungsoo'ya baktı. "Ne dedin?"

"Bunun-bunu yaşanmamış gibi-düşün-" Kyungsoo kekeledi.

Kai yumruklarını sıktı ve çenesi açık bir şekilde gerildi. "Hayır."

Kyungsoo reddedilince aşağıya baktı. "Ben sadece iste---"

"—Hayır—"

"--- Bunun arkadaşlığımızı mahvetmesini istemiyorum!" Kyungsoo birden bağırdı.

"Dün gece olanlar da ilişkimizi düzeltecek değil." Kai homurdandı. Elini tuttu ve Kyungsoo'nun bedenini örten örtüleri çekerek onu çıplak bıraktı. Kyungsoo örtüleri çekmeye çalıştığında ise Kai engel olmuştu. "Görmezden gelme."

"Kai, lütfen, anlamıyorsun! Ben—"

"Hayır Kyung! Sen anlamıyorsun!" Kai tekrar Kyungsoo'nun kendisine bakmasını sağladı. "Yürüyemiyorsun bile ve görmezden mi gelelim cidden?"

"Neler olduğunu hatırlamıyorum bile!" Kyungsoo Kai'nin çenesini tutarak okşadı. "Ve seni kaybetmek istemiyorum. Muhtemelen yardımcı olmaya çalışıyordun ama...." Kyungsoo sessizce düşündü Kai'nin amacı bu değildi. "Senden bir arkadaş olarak hoşlanıyorum fakat—"

"Fakat ne Kyungsoo, fakat ne?"

"Bu kadar...Hoşlanıyorum sadece..."

Kai şaşknlık içindeydi. "Bunda bir siktiğim herhangi bir problem göremiyorum!" Kai'nin duyguları çok yoğundu. Kendini frenlemeye çalışsa bile bunu yapamıyordu. Gibi.... Tanrı aşkına ne demek istiyordu? "Ne demek istiyorsun?" sordu Kai biraz gergince.

Sesinin tonu açıkça Kyungsoo'yu küçümsüyordu. Düşünmeye başladı Kyungsoo tam bu anda. (ÇN: Şu ankiler Kyungsoo'nun iç konuşması.) 'Belki de benimle sadece sinirlerimi yatıştırmak için yattı. Bir bakir olarak zorlandığımı biliyordu. Aklında bu vardı.' Yatağa kaydı gözü yavaşça. 'Ama zaten bir kızla yatmak istemiyorum. Bu konuda başarılı olmak istemiyorum. Ben erkek istiyorum. Ben Kai'yi istiyorum.' Bakışları Kai'ye döndüğünde duraksadı. (ÇN: İç konuşmadan çıktık.) "Aman Tanrım..."

"Kyung—"

"Kai üzgünüm. Bunun yaşanmaması gerekiyordu." Kyungsoo panik moduna geri dönmüştü. "Arkadaş kalmamız gerekiyordu. Bana yardımcı olman gerekiyordu yani kızlar sana bayılıyor öyle değil mi?" bunu diyordu ama bu düşünceden bile nefret ediyordu. Kyungsoo ona baktı. "Dün gece bir şey yaptım değil mi? Benimle yat diye sana yalvardım? Yaptım de---"

The Letter [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin