** Ekteki kedi bölüme olan tepkim. Aldırmayın devam edin skjdmjkdshfkjs.
Tedavi
Chanyeol ve Sehun yemeklerini bitirdikten sonra Luhan ve diğerlerini kalabalığın içinde bırakmak adına dükkandan ayrılmıştı. Chanyeol bu durumdan oldukça memnuniyetsizdi. Çünkü aklı hala Baekhyun ile doluyken, Baekhyun'un merkez nokta da olması ve diğerleri tarafından oldukça ilgi çekici olması canını sıkıyordu.
Saat tam olarak altı buçuğu bulduğunda Baekhyun diğer üç çalışanının eve gitmesine izin vermişti. Son müşteri on dakika önce ayrılmıştı dükkandan ki bu da mükemmeldi çünkü daha fazla birilerini eğlendirmek zorunda değildi.
O gün yapılan kekleri vitrinde bırakıp daha öncesinde yapılan kekleri bir kutunun içine yerleştirdi ve daha sonra evsizlere verebilmek adına arkaya yerleştirdi kutuyu.
Arka tarafta bir şeylerle uğraştığı sırada kapının açıldığını belli eden o zil sesi duyuldu. Aklına dükkanın kapandığına dair o tabelayı çevirdiğini unuttuğu geldi. Eğer bu saatte müşterinin teki çıkıp geldiyse de ona katlanmak zorundaydı.
Baekhyun ön tarafa doğru yürürken ellerini siyah önlüğüne sildi ve etrafına bakmadan neşeyle mırıldandı. "Merhaba! Pabo'nun kaf---" duraksadı önüne baktığında. "Kafe..." diye tamamladı.
Önündeydi, Chanyeol tam olarak orada duruyordu. Göz kamaştırıcı ya da büyük bir dikkatle bakmıyordu ona daha çok bakışları olabildiğince yumuşaktı. Chanyeol'un gözlerine bakmak Baekhyun'u rahatsız ediyordu çünkü hala içinde o duygular vardı. Baekhyun Chanyeol'un gözlerinin içine bakarken anlıyordu herhangi bir yanlışlık yoktu. Ne olduğunu biliyordu.
Aşk.
Sonsuz bir sessizlikten sonra Baekhyun yeniden sesini bulmuştu. "M-merhaba." Chanyeol herhangi bir tepki vermediğinde bakışlarını indirdi ve aralarında ki göz teması da kesildi. "Nasıl?"
Sonunda Chanyeol hareket etti. Tezgahı dükkandan ayıran o küçük çıkışı aradı ve sonunda bulduğunda kilidi kaldırdı. "Sehun." Mırıldandı tezgahın ardına geçerken.
Chanyeol ona yaklaşırken Baekhyun aralarında ki mesafenin giderek küçülmesini izledi. Arkasına dönmedi ya da arka odaya kaçmadı. Üç yıl kaçmak için yeterince uzundu.
Baekhyun'un dönüp kaçmayacağı kendisini Chanyeol'e teslim edeceği anlamına da gelmiyordu. Chanyeol evliydi! Medeni durumunun hatırlatıcısı Baekhyun için yeterliydi.
"Chanyeol, evine git..." Baekhyun kendi sesinde ki o yalvarma tınısını yakaladı.
Chanyeol kaçak gelininin önünde durdu. "Cidden dönüp gitmemi mi bekliyorsun?"
Baekhyun kafasını sallamadan birkaç saniye bekledi. "Doğru olan bu."
Chanyeol kaşlarını çatarken ona baktı. "Ne demek doğru olanı bu?" diye sordu. "Başka bir dünya da mı yaşıyorsun Baek? Sensiz gerçekten iyi olduğum bir dünyada? Yoksa hiçbir şekilde var olmadığımız bir dünya da mı? Gerçekten seni bulduktan sonra, boöboş geçen o kadar zamandan sonra, arkamı dönüp gideceğimi mi düşünüyorsun?" Chanyeol kafasını salladı. "Sikeyim, buraya seni görmeye gelmedim."
Baekhyun gözlerini diğerinin gözlerine yükseltti ardından bunu dudakları izledi. "O zaman neden geldin?" dedi sessiz bir fısıltıyla.
Chanyeol'un ifadesi giderek değişiyordu. "Sen." Dedi yumuşak bir ses tonuyla. "Senin yüzünden buradayım... Çünkü seninle hayatımın en güzel yıllarını geçirdim. Nerede olduğunu ve ne yaptığını düşünmekten bıktım. Etrafımda olmadığın zaman ölü gibi yaşamaktan bıktım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Letter [Tamamlandı]
FanfictionByun Baekhyun iki yıl boyunca; soğuk duruşuna rağmen aslında kibar ve başkalarını önemseyen biri olduğunu bildiği birine, Oh Sehun'a sessizce hayrandı.. .... "O mektup senin için değildi Chanyeol ." "Mmm, peki, ama benim dolabımdaydı.Ve kendisini ka...