[M]
Yazar Notu: SuLay bölümü. Lay üstte, Suho altta.
— 3 yıl önce Baekhyun gittikten 3 gün sonra—Odada çok ilginç bir atmosfer vardı, Lay çürümüş bir morlukla yatarken yüzünde herhangi bir yara olmadan Suho onun yanında uzanıyordu.
Suho işini bitirdiğinde yataktan kalkıp elinde ki tüpün kapağını çevirdi. Odanın diğer tarafına ilerleyene kadar aralarında herhangi bir konuşma geçmemişti. Suho arkasını döndüğünde konuşma başlamıştı.
"Biliyor musun," Suho mırıldandı. "Acaba Park'ın daha kaç defa suratını dağıtması gerekiyor?"
Lay iç çekip Suho'nun gözlerine bakabilmek için dirseklerini yatağa yaslayıp yükseldi. "Bu sadece onunla alakalı bir durum değil, bizimle de alakalı."
Suho dudaklarını birbirine bastırdı. "Bu Baek'in arkadaşları olarak bizi de alakadar eden bir durum ama bu kadar ilerleyebiliriz." Sonra Lay'e baktı. "Sadece yapamazsın Lay. Chanyeol'un bu durumundan kurtulman gerekli. Baekhyun ile arasında nelert olduğunu bilmiyoruz ama sende onunla bu şekilde kavga etmeye devam ed---"
Lay oturma pozisyonuna geldi. "Dalga mı geçiyorsun?" ciddi bir şekilde sordu. "Baek'in gitmesinin nedeni Park ve sen burada durmuş bana bunun beni ilgilendirmediğini mi söylüyorsun?"
"Hayır!" Suho geri döndü. "Bu gerçekten senin sorunun değil, lanet olsun! Baekhyun gitti. Chanyeol'u yumruklamak ya da onunla kavga etmek onu geri getirmez."
"Biliyorum!" Lay iç çekti. "O piç neredeyse istediği her şeyi alıyor ve aldığı her şeyi de geri kaybediyor. Beni nasıl sinirlendirdiğini bilemezsin."Suho ellerini sıktı. "Baekhyun hakkında çok şeyi umursuyor gibi davranıyor---"
"Çünkü yapıyorum." Lay onun sözünü kesmişti. "Değil mi?"
"Evet, olması gerekenden fazla önemsiyormuşsun gibi hissediyorum." Suho yeniden bir şey demeden önce saniyeler geçmişti ve yeniden konuşmaya başladığında ses tonu garipti, Lay kırılganlığı yakalayabilmişti. "Madem onun gitmesini bu kadar umursuyorsun ve Park'ın her şeyi mahvettiğini düşünüyorsun, neden kıçını kaldırıp onun peşinden gitmiyorsun?"
Suho ilerleyip çantasını aldı ve kapıya doğru ilerledi. "Çok belli ediyorsun Lay." Diye mırıldandı.
Lay, Suho'nun kolunu yakalayabilmek için hızla yerinden kalktı. "Nereye gittiğini sanıyorsun?"
Suho durdu ve ona doğru döndü. "Chanyeol'e, Baekhyun'a gitmesi konusunda izin verdiği için çok kızgınsın. Çünkü onun yerinde olsaydın Baekhyun gibi birinin gitmesine asla izin vermezdin." Suho konuşmak için kendisine bir dakika verdi. "Ve tüm mesele de bu değil mi, çünkü o Baekhyun."
"Yanlış bir şey görmüyorum.—"
"—Çünkü kalın kafalısın.Baekhyun'u seviyorsun ve Chanyeol'un böyle bir bencillik yapmasına, Baekhyun'un senin olmamasına öfkelisin!"
"Ve Baek'in neden ve nasıl gittiğini önemsediğim için bunları diyorsun?!"
"Ve çok belli ettiğin için." Suho kolunu kurtarıp yeniden kapıya döndü. "Gidiyorum."
Lay, Suho'nun araladığı kapıyı kapattı yavaşça. "Bu mu yani? Onu istediğimi mi düşünüyorsun?"
Suho'nun gözleri sanki alev alevdi. "Park ile kavganın nedeni de bu değil miydi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Letter [Tamamlandı]
Fiksi PenggemarByun Baekhyun iki yıl boyunca; soğuk duruşuna rağmen aslında kibar ve başkalarını önemseyen biri olduğunu bildiği birine, Oh Sehun'a sessizce hayrandı.. .... "O mektup senin için değildi Chanyeol ." "Mmm, peki, ama benim dolabımdaydı.Ve kendisini ka...