Kalp Çarpıntısı

2.8K 204 231
                                    

Watari'nin beni yetimhaneye getirmesi üzerinden 1 hafta geçmişti. Bana bir oda, temiz giysiler vermiş, karnımı doyurduktan sonra sevgiyle gülümseyerek "Günün birinde büyük bir kadın olacaksın." Demişti. Bütün bunları yaparken de kısacık, özensizce kesilmiş, saçlarımı okşamayı ihmal etmemişti.

O zamanlar pek hatırlamıyordum, Wammy Yetimhanesine gelmeden önce ne yaptığımı, ailemin kim olduğunu, hatta benim kim olduğumu.

Gerçi hâlâ pek hatırladığım söylenemez.

Oysa ki o zamanlar ben yetimhaneye geleli topu topu 1 hafta oluyordu.
İnsan daha bir hafta öncesine kadar nasıl bir yaşam sürdüğünü öylece unutabilir miydi ki?

Cevap : Evet

Travmaya dayalı hafıza kaybı diyorlar buna.
Kısaca, beynin kendini alacağı ruhsal zarardan korumak için oluşturduğu bir savunma mekanizması.

İşte tam olarak bu sebeple de,

'Bir şeyi hatırlamıyorsan hiç gerçek olmuş mudur?'

'Hiç kimsenin olmadığı bir ormanda, ağaç devrilse sesi çıkar mı?'

Gibi soruların cevabı benim için hep 'hayır' olmuştur.

'Ne kadar berbat şey yaşarsam yaşayayım hiçbir önemi yok, bütün bunları unutacağım.
Bütün bunları unutacağım böylece hiç yaşanmamış olacaklar.' Kendime daha o küçük yaşımdan dediğim ve hayat felsefesi edindiğim nihai şey buydu.

Şimdi düşününce belki de bu zihniyetim beni kötü anılardan kaçan, sorunlarından kaçan, geçmişe dair hiçbir şeyi hatırlamayan, bu nedenle de asla yaşadıklarından ders alamayan korkak birisine dönüştürendi.

İşte ben küçük yaştan zihnime kazınan bu kirli düşünce yapısının mağduruydum... Gerçi mağdur denir miydi ki buna? Aksi olsa daha mı çok yakardı? Daha mı feci olurdu?

Geçmişimle ilgili bildiğim bulanık bilgilerle bunlara cevap vermem elbet zordu.

Fakat artık bunların bir önemi de yok.
Dedim ya işte, bir şeyleri unutmak hep kolaydı benim için.

Fakat...

Bazı istisnalar da olurdu elbet.

Ya unutmanı engelleyecek, hafızandan silsen bile, sürekli karşına çıkarak, bütün o yaşananların bir rüyadan ibaret olmadığını sana hatırlatacak bir şeyin olsaydı?

Hem de asla görmene engel olamayacağın bir yerde ?

İşte benim için vücuduma kazınan yanık izlerim böyleydi.
Sol omzumdan başlayıp aşağıya doğru uzanan, neredeyse bütün vücuduma hakim olan o iğrenç yanık izleri.

Unutmayı ve kafa yormamayı kendine ezber edinmiş biri için sahip olunabilecek en büyük lanetti bu.

Geçmişin bütün vücudunda yazılıyken nasıl unutabilirsin ki zaten?

Ne kadar unutmak ve geçmişi reddetmek istesem bile, geçmişimi ve kim olduğumu bana hatırlatmak için tanrı tarafından vücuduma kazınmış birer imza, birer kelepçeydi onlar bana kalırsa. Yukarıdakinin bana bakarak benimle alay etmesi. 'Her şeyi unutamazsın' diye kahkaha içinde küçümseyerek beni ezmesiydi belki de...

Her ölümlü saniye ve an.

O zamanlar vücuduma bunları yapan ateşe neyin sebep olduğunu bilmiyordum,

Death Note: L Lawliet (x reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin