Aşk ve Nefret

2.3K 161 111
                                    

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Aşk ve nefret bir paranın iki yüzüdür.
Her an başka bir tarafa dönebilir, biri diğerine dönüşebilir.
-Sadhguru
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Yıldızlar bu gece epey güzel değil mi?"

Genç adam kafasını sesin geldiği yöne çevirdi. Uzun saçları rüzgarın hafif meltemi nedeniyle yüzüne gelen genç bir kadın taş kaldırımların biraz gerisinde ona doğru yürümekteydi.
Kaldırımın kenarındaki tek bozuk olmayan sokak lambasının kızın tam arkasından yaydığı ışığı neredeyse kızı meleğimsi bir silüete çeviriyordu.
Oysa ki kadının üzerine giydiği uzun koyu kahverengi balıkçı ceketi hiç de üstün bir varlığa yakışır bir şey değildi.

O basit ve dikkatli bir kadındı. O-

"Poem."

"Sen de böylesine güzel yıldızların altında bu kadar kötü insan nasıl yaşayabiliyor merak etmiyor musun?'' diye alıntılayarak Lawliet'a baktı Poem. Son birkaç aydır peşinden koştuğu: ay tenli, kara saçlı adam. Hayatını adalete adamış ve mümkün olabilecek her noktada Poem'in zıt kutbunda yer alan kahraman, büyük dedektif. Bu hikaye için mükemmel bir şekilde biçilmiş kaftan: L Lawliet.

Ve o Poem için hiçbir şekilde güvenilir biri değildi. Artık değil.

"Yaşıyorsun..." diye mırıldanarak iç çekti dedektif, o kadar rahatlamıştı ki kadının sözcükleri bile ilk anda kulağına ulaşamadı.

"Soruma cevap bile vermiyorsun ha?" Sahte bir üzgünlükle dudağını büktü. "Büyük talihsizlik olmuş olsa gerek, tam da sonunda benden kurtulduğunu düşünürken hem de"

Lawliet daha fazla içinde tutamayarak itiraf etti, "Bunu seni korumak için yaptım. Kira için kolay hedefsin, eğer araştırmaya daha fazla devam etseydin-"

"Ne, ölür müydüm?" Diyerek tamamladı adamın cümlesini kadın, alayla gülerek.

"Kira'ya, Light'a, artık seninle hiç bir bağlantımın kalmadığını ve ona karşı bir tehdit olmadığını kanıtlamam için bu gerekiyordu. Hapishanede olduğun sürece güvende olacak-."

"Yalancı."

Adamın üstüne doğru öfkeyle yürüdü. "Bunu kendin için yaptın -benim için değil. Çünkü korktun. Yüzleşmekten korktun. Benden korktun. Kalp kırmak aklına gelen en basit seçenekti."

"Bu doğru değil."

Eliyle adamı göğsünden geriye doğru sinirle ittirdi. "Kalp kırmak başarabildiğin tek şey. Sevmeyi bilmiyorsun çünkü sen."

Lawliet geriye doğru hafifçe sendeledikten sonra dengesini yeniden kurdu. Genç kızın dürüst sözleri onu tahmin ettiğinden çok daha fazla yaralamıştı.

'Sevmeyi bilmiyorsun sen.'
Sözleri hâlâ kulaklarında yankılanırken kıza onun hakkında yanıldığını söylemek istedi.

Ama söyleyemedi, çünkü haklıydı.
Lawliet korkağın tekiydi.
Eğer aşkını kabullenirse Poem'i kaybedeceğinden korkuyordu. Bağlanmaktan korkuyordu.
Bir daha kimseyi sevmek istememişti, ailesinin başına gelenlerden sonra değil, geçmişinde yaşadığı şeylerden sonra değil...

Bu nedenle Poem ona sorgu odasındayken seni seviyorum dediğinde umursamamıştı.
İnanmak istememişti.
Poem o gün o sözcükleri, Arkasında hiç bir sebep olmadan, normal bir konuşma içerisinde söyleyeceğin normal bir bilgi gibi söylemişti.
Onun için sevmek kolaydı, Lawliet için bir o kadar zorken.
Çünkü Poem onu sevdiğini söylediğinde karşılığında bir şey beklememişti.

Death Note: L Lawliet (x reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin