İki tanımadığı polis genç kızı arkasından birleştirdikleri kollarından tutarak kapıdan dışarıya sürüklerken başını arkasına döndü ve ayrılmadan önce dedektifin gözlerine son bir defa baktı.
Kalp kırıklığının beş aşaması vardır derler hep bilir misiniz?
1. Aşama : İnkar
2. Aşama : Öfke
3. Aşama: Pazarlık
4. Aşama : Depresyon
5. Aşama : Kabullenme
Evet, bu aşamaları bir süre aklınızda tutmak isteyebilirsiniz.
"Söylediklerine inanmak değil gerçeği bilmek istiyorum." Dedi Poem sessizce adamın kara gözlerine bakarak.
Bu sözler genç kızın artık vaz geçtiğinin ve adamın ona vereceği en ufak bir umut kırıntısına bile aç olduğunun en büyük kanıtıydı.
Hâlâ sırılsıklam aşık olduğu adamın ona olan ihanetini kabul edemiyor, yaşadıkları onca şeyin sahteliğine, adamın onu kullandığına inanmak istemiyordu.
Genç dedektif konuşmadan öylece kızın güzel suratına ve ağlamaktan şişen gözlerine baktı.
Kelimeler cam kırıkları misali ağzına doluyor, sussa acıtıyor, konuşsa kanatıyordu.
Fakat işin sonunda susmaktan başka bir şey yapmadı, çünkü kanamak bir güçsüzlük göstergesiydi.Adamın bu ketum suskunluğuna
"Benim dolan gözlerime bakıp içinden acizliğimle dalga geçiyor olsa gerek." Diye düşündü Poem.Bu düşünce onu daha da öfkelendirdi fakat karşılık vermeye bile değmeyeceği kanaâtindeydi artık.
Başını öne eğdi ve polislerin onu odanın kapısından dışarı çıkarmasına izin verdi.
Odanın içinde kalan son adımını da dışarıya atarken arkasından bir ses işitti.
"Sen gerçeği bilmek değil kandırılmak istiyorsun."
Dedi,
en ufak bir duygu belirtisi göstermeyen ses tonuyla dedektif.Poem cevap vermedi, tepki bile vermedi.
Kafasını arkasındaki dedektife bile döndürmeden"Ne kazandığını bilmiyorum ama umarım beni kaybettiğine değmiştir." Dedi.
İlk defa sesinde ne üzüntü ne de kızgınlık belirtisi vardı.
Dizleri ve sesi artık titremiyor, hiçbir şey hissetmiyordu.Genç kızın ağzından çıkan kelimeler Lawliet'ın göğsüne bıçak gibi saplanmıştı.
her ne kadar olağan gücüyle duygu belirtisi göstermemeye çalışsa da, gözleri hafifçe açıldı.
Sonuçta bu, bütün hayatı boyunca yaptığı şey değil miydi?
Hiçbir şey hissetmiyormuş gibi yapmak. Hiçbir şeye ve kimseye karşı sevgisini göstermemek.Evet, geçmişte de bir davayı kazanmak uğruna çok şey yapmıştı.
Fakat hiçbiri bu kadar düzenbazca değildi.
Hayatını tehlikeye atmıştı, fakat ortaya asla kalbini koymamıştı.
Neden endişelenmesine gerek olsundu ki?
Daha önce kimseyi sevmemişti. Bunun şimdi de değişmesi için hiçbir sebebi yoktu.'Davayı kazanmak uğruna birinin duygularıyla oynayarak bütün bunları hak ettim.' dedi kendine.
Bu kazancı ve bana getirdiği her parça acıyı hak ettim.
Sesini çıkarmadan odadan ayrılan kızın sırtını izledi,
taa ki görüş açısından çıkana kadar...
.
.Poem onu nereye götürdüklerini biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Death Note: L Lawliet (x reader)
Fanfic"Kaybetmekten nefret ettiğimi sanmıştım, seni kaybetme fikrinden daha çok nefret ediyorum."