[ Senin aksine ben, dövüşmeye hiçbir zaman yabancı olmadım. Hâlâ annemle yaşıyorken, Japonya'nın tekinsiz sokaklarında hayatta kalmak için hırsızlık ve kapkaççılık yapan 5 yaşındaki bir çocuk olarak, kaba kuvvetin de yeri geldiğinde zekam kadar güçlü bir silah olabileceğine ilk elden tanık olmuştum.
Ve ben, güçlü olan olmayı severdim. Bu bana geçmişimden kalma bir çeşit hayatta kalma içgüdüsüydü muhtemelen.
Güçlü olduğum kadar zeki de olmam bana dövüşlerde muazzam bir farkındalık ve çeviklik kazandırıyor, karşı tarafa hiçbir şans bırakmıyordu.
Sırf bu yeteneğim sayesinde paçamı sayısız kez sıkıntılı durumlardan kurtardığımı söylemek yalan olmazdı herhalde.
Fakat açık konuşmak gerekirse, daha önce hiç bu gücümü bir başkasını korumak için kullandığım- Kendim değil bir başkası için savaştığım olmamıştı.
...O güne kadar.
Görünüşe göre hayatımdaki ilkleri bana yaşatmak konusunda hiçbir zaman beni hayal kırıklığına uğratmıyorsun.
İlk defa önemsenmek.
İlk defa önemsemek
İlk defa sarılmak.
İlk defa ait hissetmek.
İlk defa aşık olmak.
Ve hayatım boyunca unutamayacağım diğer her şey.
Ne diyordum... Ah evet, ilk defa bir başkası için savaşmak.
Senin Wammy Yetimhanesi'ne gelmenin üzerinden 3 gün geçmişti.
Anlaşılan yetimhanedeki diğer çocuklar kimseyle konuşmayan, yalnız kurt L'nin -yani benim- daha yeni gelmiş olan senle bir anda bu kadar yakınlaşmamı çekememişti. Ben yokken, bir grup çocuk seni köşeye sıkıştırıp yanık izlerinle alay etmiş, çakmakla vücudunun geri kalan kısmını da yakmakla tehdit edip, seni tartaklamışlardı...
-En azından ben gelinceye kadar.
Pekala, orada yaptıklarımdan pek de gurur duyduğum söylenemez, çocukları fena benzetmiştim. Ama o anda, orada yaptığım o şeyin yanlış olduğunu bir an bile düşünmedim. Çünkü benim büyüdüğüm yerde hep böyle olmuştu bu. Benim normalim buydu. Hayat bana böyle öğretmişti. Eğer hayatta kalmak istiyorsan, hayat sana bir yumruk atmadan önce sen onun dişini sökmeliydin.
Bu nedenle ben senin uğruna o çocuklarla savaşırken, senin beni durdurmaya çalışman... Benim için tamamıyla yeni -anlamlandıramadığım bir şeydi.
Beni durdurmak için kıyafetimin kollarından çekiştirirken, yaşlı gözlerle söylediğin sözleri hâlâ harfi harfine hatırlıyorum.
'Kes şunu! Ben senden intikamımı almanı falan istemedim!' Demiştin.
Ve ben de kendi kendime 'intikam?' diye düşünmüştüm. Ben adaleti sağladığımı düşünüyordum, intikam aldığımı değil. Yoksa ikisi aynı şey miydi?
Pek çok kişi için aynı olsa da... Anlaşılan o ki, senin için kesinlikle öyle değildi.
Çünkü sen farklıydın Poem. Benim aksime sen, başkalarının canını yakamayacak kadar merhametliydin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Death Note: L Lawliet (x reader)
Fanfic"Kaybetmekten nefret ettiğimi sanmıştım, seni kaybetme fikrinden daha çok nefret ediyorum."