16 yıl önce:
Küçük kız tek bir kelime bile etmeden
soğuk, pütürlü betona kafasını dayadı ve bir süreliğine gözlerini kapayarak kalbinde hissettiği bu huzursuzluğu azaltmaya çalıştı.
Fakat gözlerini tekrar açtığımda etrafındaki hiç bir şeyin mucizevi bir şekilde değişmediğini fark etmesi ile sebepsiz bir hayal kırıklığına uğradı.
Her yer hâlâ iğrenç küf ve sidik kokuyordu.
Etrafındaki çocukların bir çoğunun tuvalet eğitimi bile alamayacak kadar ufak olduklarını göze alırsak bu anlaşılabilirdi gerçi.Ona kalmasını söyledikleri: bu içinde sadece çocukları barındıran bir mülteci kampına benzeyen odanın, neredeyse her köşesinde ona korkuyla bakan bir çift göz görmek mümkündü.
"O şeyi diğerlerinin yanına götür" demişti pis bakışlı kadın.
İri yarı bir gulyabani hallisi onu çelimsiz kolundan sürükleyerek bu pis bodrum katına getirip arkasından da kapıyı kilitleyivermişti.
Odaya ilk adımını attığı andan itibaren içinde yeşermeye başlayan bu korku, o zamandan beri de hâlâ izini sürdürüyordu.
Odadaki çocuklardan hiç biri 12'den büyük değildi fakat hiç biri çocuk gibi bile hissettirmiyordu küçük kıza.
En korkutucu kısmı da buydu, bu oda çocuklarla dolu bir odanın olması gerektiğinin tam aksine fazlasıyla sessizdi.
Sanki çocuk kılıfı giydirilmiş birer kuklaydı odadakiler. Çıtları çıkmıyor, zar zor hareket ediyor, Sessiz ince cam gözleriyle küçük kıza bakarak onu yargılıyorlardı.Ona ve diğer çocuklara giydirdikleri o pislik içindeki paçavra ile küçük vücudunun malum yerlerini örterken kollarını bedenine dolayıp, bacaklarını karnına çekerek ısınmaya çalıştı fakat faydasızdı.
Nasıl buraya gelmişti? Neden buradaydı? Bütün bu çocuklar? O?
Onları neden burada tutuyorlardı?
Kendine geldiğinde fark ettiği, neredeyse vücudunun her yerine hakim olan bu yanık izleri da neydi? Peki ya ismi? Bir ismi var mıydı? Ya da bir ailesi?
Çok fazla sorusu fakat hiç bir cevabı yoktu.
.
."Bu iğrenç saçlarla insana bile benzemiyorsun saçlarını kesilse en azından işe yararsın.
Ayrıca erkek çocuklarına daha çok fiyat veriyorlar. Bu yüzden geldiklerinde çeneni kapasan iyi olur yoksa..."İsimsiz kız, kadının bir sonraki diyeceği, artık ezberlediği tehdit sözlerinden birini daha dinlemeye bile tenezzül etmeden kafasını itaatkar bir şekilde salladı ve kadının kestiği uzun saç tutamlarının yere teker teker bir tüy tanesi gibi düşüşünü izledi.
.
.Buradaki bütün çocuklar kaderlerini kabullenmişti. İçleri ölmüştü, çocukluk ne demek bilmezdi hiç biri.
Şu duvara bir kedi çiz desen cetvel arar, hadi oyun oynayın, desen ne oyunu diye sorarlardı.
Lâkin küçük kız da onlardan pek farklı değildi.
Alışmakta zorlanmıştı başta belki ama alışmak ve kabullenmek en iyisiydi. En azından o buna karar vermişti. Bütün bu çocuklar bunu yapıyorsa doğrusu bu olmalıydı.
Onlar bu hayatta hiç bir değeri olmayan, üç kuruş için terk edilmiş insan artıklarıydı ne de olsa. Birilerinin onlara kuru ekmek artıklarını bile veriyor olması ne büyük lütuftu!
Evet, tıpkı dediğim gibi, küçük kız da aynı diğerleri gibi onu satın alacak olan kişinin onu sadece ağır işlerde çalıştıracak olmasının hayalini kuruyordu. Şu hayattan tek beklentisi buydu.
Fakat bu düşünceleri yakın bir vakitte değişmek üzereydi.
.
.
Küçük kız orada geçirdiği 4 ayın ardından artık kimsenin yüzüne bile bakmıyor, kimseyle konuşmuyordu.
Ne anlamı vardı ki?
Herkes birbirinin tıpatıp aynısı gibi geliyordu ona: vaz geçmiş, duygusuz, donuk ve ölü gözler...
Kendi dahil hiçbir çocuğun gözlerine bakmayı bile kaldıramıyordu.
Zaten de doğrusu buydu. Eğer birinin bile gözlerinin içine bakıp ona karşı ufak bir duygu kırıntısı beslemeye başlarsa, bir gece yarısı o çocuğun acı çığlıklarıyla uyandığında ne yapardı bilmiyordu.
Onunla en ufak bir alakası bile olmayan ondan büyük ve küçük çocukların teker teker o lanetli bahçeye götürülüp katledilirken bahçeden yükselen çığlık seslerini duyduğunda bile bu onun kusmasına yetiyor, düşündüğünde bile kafayı yiyecek gibi oluyordu... Bu nedenle bağlanmamak en iyisiydi.
Zaten er ya da geç onun sonu da onlar gibi olacaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/106589498-288-k197505.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Death Note: L Lawliet (x reader)
Fanfiction"Kaybetmekten nefret ettiğimi sanmıştım, seni kaybetme fikrinden daha çok nefret ediyorum."