BKG 19

43 14 7
                                    

Okul sonrası bir iş günü daha. Bugün fazladan yorulacak gibiydik. İlk güne nazaran daha çok müşteri dolayısıyla daha çok iş vardı. Müşteriler kıyafetlere altın ararcasına bakarken her yeri dağıtıyorlardı. Bize de dağınıklığı toplamak kalıyordu. Derya yine üstündeki mavi tişörtü çekiştirip onu sevmediğini belli ediyordu. Aslında ona ne kadar da yakıştığının farkında değildi. Gülerek onu izlerken görüş açıma bir çocuk girdi.


"Şortlar nerede?" diye sordu bana. Küçük oğlan çocuğunun hafif uzun siyah saçları ve koyu yeşil gözleri vardı. Derya'nın erkek çocuk versiyonu gibiydi.


"Gel göstereyim. Hemen şu ileride," diye çocuğa yolu gösterdim. Arkamı dönüp kıyafetleri katladığım yere baktığım zaman başka bir müşterinin katladıklarımı bozduğunu gördüm. Sesli bir şekilde ofladım. Küçük çocuk bana dönüp 'ne oldu' dercesine baktığında ona gülümsemekle yetindim.


"İşte! Şortlar şurada," dedim çocuğa işaret parmağımla karşıyı göstererek. Çocuk da teşekkür edip şortların olduğu yere gitti. Bıkkın bir şekilde kıyafetlerin yanına geri döndüğümde bir kadının hepsini karıştırmış olduğunu gördüm. Dudak büzüp hepsini tekrardan katlamaya başladım. O sırada omzuma birisi kolunu koydu. Dönüp baktığımda Derya'nın yanımda bana güldüğünü gördüm.


"Kızım ne gülüyorsun? Yardım etsene," dedim kızgınlıkla ve bıkkın bir şekilde. Kahkaha atıp bana yardım etmeye başladı. Neye güldüğünü de anlamış değilim. Manyak değil mi işte? Derin bir nefes alıp işime geri döndüm.


"Kolay gelsin kızlar," dedi arkamdan bir ses. Sapık bir müşteriye denk geldik derken arkamı dönmemle Çınar görüş açıma girdi. Sesini nedense çıkaramamıştım. Yabancı birine aitmiş gibi gelmişti.


"Sağ ol," dedi Derya. Ben de teşekkür edercesine kafa salladım. Sonra Çınar sadece personellerin girebileceği bir odaya girdi.


"Derya sen katlamaya devam et. Ben birazdan geliyorum. Çınar'ı uyarmam gerek. Personel odasına girdi," dedim. O da kafasını salladı. Sonra Çınar'ın girdiği odaya doğru ilerlemeye başladım. Oraya girmesi yasaktı. Neden girdiğini de anlamış değildim. Üstünde 'Personel harici girilmez' yazısı olmasına rağmen yine de o odaya girmişti. Kapı kolunu tutup yavaşça indirdim. O sırada içeriden -birinin Çınar olduğunu tahmin ettiğim- iki kişinin sesini duydum.


"Neden onları işe kabul ettik ki? Çok acemiler. Ayrıca öğlene kadar gelmiyorlar. Neymiş? Okulları varmış. Ben nereden bileceğim öğlene kadar yatmadıklarını?" dedi bir adam.


"Bak Hasan, onların burada çalışmalarını ben istedim. Değil mi? Onlara fazladan para vermen için ben sana para ödedim. Değil mi?" diye sordu sesin sahibinin Çınar olduğunu tahmin ettiğim kişi. Sanırım grip olmuştu ve sesi değişmişti. Bir dakika... Çınar ne dedi?! Bize fazladan maaş verilsin diye bizi çalıştırana para mı vermişti?


"Evet, fazladan para verdin. Benim anlamadığım neden bu kızlar için bu kadar çok çabalıyorsun? Akraban falan da değilmiş," dedi yine aynı ses.


"Sen beni ve kızları mı araştırıyorsun?" diye sordu Çınar dişlerinin arasından. Sinirlendiği feci şekilde belli oluyordu. Sinirini tutup sakin olabileceğinden de şüpheliydim.


"Evet, burada neler döndüğünü öğrenmek istedim sadece," dedi adam da. Annem olarak ortaya çıkan kadından dolayı birilerini gizliden dinlemek alışkanlık haline gelmişti. Bu yaptığımın ayıp olduğunu bilmeme rağmen benimle ilgili konuşuyor olmaları dinlememe sebep oluyordu. İstemesem de dinlemek zorunda kalıyordum yani.


"Senin buna hakkın olduğunu düşünmüyorum. Eğer bilmen gerekiyor olsaydı bunu sana anlatırdım Hasan," dedi Çınar.


"Sadece ne işler çevirdiğini öğrenmek istedim. Bu benim hakkım. Durup dururken çalışana ihtiyacım olmadığı halde sırf sen istedin diye çalışan aramaya başladım. Asar asmaz da iki kız geldi ve senin bahsettiğin kızlar olduğu için onları işe almak zorunda kaldım. Söylesene, kim bu kızlar?"


"Benim ne tür işler çevirdiğim seni ilgilendirmez. O kızların kim olduğunu söyleyeyim sana: onlar benim bir tanıdığım." dedi Çınar. "Ne işler çevirdiğim seni alakadar etmez. Ciddiyim," dedi sonra da.


"Ama beni alakadar eder Çınar Bey," dedim. Odaya girdiğimin bile farkında değildim ayrıca.

Bir Kış GünüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin