onları bulacak ve onlara hesap soracaktım. babasız geçen yıllarımın hesabını fitil fitil getirecektim burunlarından. ..
izmirdeki günlerim evde ve karşıyaka sahilinde geçmişti. bir de kuzenim ayçayla telefonda geçmiştim. ayça demişkne ayça tam bir çatlaktır. kocaelinde endüstri müdenhisliği okuyor. aramızda 4 yaş var ama ben olgun o da çılgın olunca ve beraber büyünce hiç 4 yaş varmış gibi olmuyor.
ona bu olanlardan bahsetmedim çünkü bilmemesi gerektiğini hissediyordum.
annemle babam konusunu çok konuşmadık çünkü onun bir suçu yoktu. tabi bir tane vardı babama aşık olup evlenmişti. bana gücümü sordu ama daha ben bilmiyordum ona anlatamadım. şaşırdı ama sarılıp zamanla ortaya çıkacağını söyledi.
otobüse bindirmeye gelmişti annem beni. sarılıp herşeyin güzel olacağını söyledi. ama bu kadar anormallikden bir güzellik çıkarmıydı bilmiyordum.
merte haber vermiştim çünkü buna mecburdum istanbulu öğrenicek fırsatım olamıştı.
tüm yol boyunca uyudum. indiğimde mert beni bekliyordu.beni görür görmez sarıldı şaşırsam da sonrasında bende ona doladım kollarımı. 'bir dahakine bu kadar kalma kalp surat sana alışmışım' dedi. ben yine utanıp cevap veremedim tabiki. gülümsemem de güzel bir cevap olmuştur umarım..
okula geldiğimizde müdürün okulda olmadığını ğrendim çünkü bugün pazardı. yarın sabahtan ders öncesi yanına gideceğimi aklıma kazıdım. kızların odasına gittim ama onlarda dışarıya çıkmışlardı. yapıcak başka bierşeyim olmadığımdan izmirde yanımda getirdiğim yeni romanımı ve kahve kupamı alıp okulun bahçesine gidip güzel bir ağaç altı buldum.
kitap çok heyecanlıydı. bilimkurgu tarzıydı. en sevdiğiiiimm . hatta bilim kurgu kalp ben bile olabilirdi.
tam en heyecanlı yerinde birinin güneşimi engellediğini anladım kafamı kaldırmamla tepemde dikilen Aslanı gördüm. doğrudan gözlerimin içine bakıyordu. bende bakınca yine aynı şeyi yaşadım. huzurlu hissettim kendimi.
-sayın oda arkadaşı, nasılsın?
+iyiiym teşekkürler sen nasılsın aslan.
-bende canan desem iyi olacak artık. bende iyiym. rahatsız etmezsem oturabilir miyim?
+uyarı falan alma sonra?
-farkettiysen bugün pazar ve bahçedeyiz o yüzden dilediğimizce takılabiliriz. özgür lisesinde tek kural beyazda isen siyaha, siyahta isen beyaza girme o kadar. oda arkadaşı olmamızdan bunu anladığını sanıyordum.
+ben yurdu sadece tarafsız bölge sanıyordum. ki zaten artık siyahtan da ders alacağımı düşünürsek ben de griysem bende tarafsız bölge sayılırım
-ahahahah sen bir bölge değil insansın canan. görüyorum ki izmirde deverelerin yanmış. konuşmak ister misin ? iyi gelir. bu teklifide kimseye yapmam bak kıymetimi bil.
+aslında bu gri meseleleerini biraz araştırmam gerek başkalarıyla konuşmadan önce.
yanıma oturmuştu ve benim ettiğim cümleden sonra anlayışla kafasını sallayıp kafasını ağaca yasladı. bende aynısını yaptım kitabımı kapatıp. omuzlarımız değmeye başladı böylece. ve ben onun içinden gelen bir sesi duymaya başladım. içinde beyninde bir şarkı çalıyordu..biraz dinleyince 'ceylan ertem- odalarda ışıksızım' olduğunu anladım. ve bunu nasıl duyduğumu anlayamadım..
-aslan ceylan ertem sever misin?
+evet çok severim
-odalarda ışıksızım en devdiğin mi?
+canan bunu nasıl bildin ? yoksaa...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜR LİSESİ
FantasySiyah ve beyazın tam ortasıyım. GRi. Bu gri, dünyaya ne kadar yeniyse bana ondan da fazla yeni. ... beyaz binanın tam kapısının üstünde "beyaz kadar temizsen kapıların hepsi açılır" yazıyordu. garip gelmişti. ilk dersliği ararken ilk dersimimn yar...