uzun zaman olsa da okuyanlara saygısızlık olmasın. yeni bölüm karşınızda efenim... iyi geceler :)
Evet onu yemeliyim diye düşünerek hızlandım ama tam o anda bir hışırtı ilişti kulağıma... tedirginliğim yerini korkuya bırakırken avımı kaptırmamaya yemin etmiş gibi hız kesmeden elmaya doğru yürüyordum.
Tam o anda...
*kız çocuğu o elma başkasının hiç göz dikme. Diye bir ses duydum. İşte sentor karşımdaydı. Ayağı at gövdesi insan. Şaşkınlığıma güldüğünde kendime geldim.
-ilk gören alır canım ya o elma benim.
*bak sen şuna bir de bilmiş. Hayır canım o elma senin değil beyaz pegasusun. Kaç senedir o elmayı bekliyor biliyor musun sen?
-bilmiyorum. Bilmem mi gerekirdi? Hem sanane avukat mısın sentor mu?
*ahahahhah. Değişik bir mizah anlayışı görmeyeli yıllar olmuştu suratsız mert bile senin gibi güldürmedi beni hatta o dakikada yüz kere küsen irina bile senin yanından bile geçemez. Seni sevdim kız çocuğu. Ama o elmayı yemeyeceksin. Yıllardır bu ağaçların koruyucusuyum ve elma beyaz pegaususun. Şimdi sessizce bekle. Hayvan ürkmesin. O elma çok önemli.
Bir elma ne kadar önemli olabilirdi ki? Bütün hevesim kursağımda karnım aç yüzüm asık bekliyordum.beyaz pegasus demişti ama ortada ikimizden başka hiçbir canlı yoktu. Bir hışırtı daha duydum. Ve heyecanlı bir kalp atışıyla bir günde daha ne kadar güzellik görebilirimin cevabını veren pegasus ortaya çıktı. Evet ortaya çıktı yoktan var oldu. Işınlandı sanırım. Ama çok güzeldi ve ben bu ata aşık olmuştum. Ama bir sorun var gibiydi. Pegasuslar kanatlı aylardı bildiğim masallardan ama onun kanadı yoktu. Küçük burnuyla elmayı kokladı o anda bembeyaz dişleri ortaya çıktı ve elmayı koparıp yedi. Yutmasıyla bir ışık parladı. Gözlerim kamaşırken ellerimi gözlerime perde yaptım. Sentor ulrich ihtişamlı bir kükreme benzeri ses çıkararak tüm portala güzel bir haber nidası attı. Gözlerimi açtığımda ulrich susmuş güzel bilmiş bir gülümse atıyordu etrafa ve pegasusun artık simsiyah ve kocaman kanatları vardı çok mutluydu her halinden belliydi ama yabaniliğine yabanilik katmıştı kanatları.
*gördün mü kız çocuğu ne yaptı elma? Bu bir ayin. 100 yılda bir kanatsız bir pegasus doğar. Ve gerçek bir pegasus olabilmesi için bu yüzyıl ağacının o tek kırmızı elmasına ihtiyacı vardır. Senin gibi tüm canlılar bu elmanın cazibesine kapılır ama buradaki refah seviyesi çok yükseklerde olduğu için herkes iradesini kullanır ve onu yemez. Beyaz pegasusa bırakır. Sen de iyi bir irade örneği gösterdin. Tebrikler
Az önce üzülmüştüm yiyemedim diye ama şuan olaylara bakılırsa güzel bir şey yapmıştım. Çok mutlu oldum.
-ulrich ona dokunabilir miyim?
*yine bir şaka he kız çocuğu?
-şaka değil ciddiyim beyaz pegasusu sevmek istiyorum
*ne kadar cahilsin sen kız çocuğu? cahilliğinin bir sınır yok. Sen normal bir pegasusun bile buna izin vermeyeceğini bilmezken kalkıp yüzyıl pegasusunu mu seveceksin? Süs köpeği değil o. Pegasusların en özeli. deneme bile. Hem denesen vurduğu çifteyle tahtalıköye hızlı bir geçiş yaparsın.
-bütün bunları bu portalın varlığını yeni öğrenen ve ilk kez giren birinin bilmesini beklemek sığlığın kaçıncı seviyesi peki ulrich? Anlamıyorsun. İçimden ona dokunmak zorunda olduğuma dair bir his geçiyor. Sanki ona binmek zorundaymış gibi hissediyorum. Bu ne anlama geliyor?
*eğer dediklerin tamamen doğruyu yansıtıyorsa beyaz pegasus da aynı hislere sahiptir. Ve sana yaklaşır. ve işte bundan sonrasını ben bile bilmiyorum. Ben ulrich'i dinlerken kendini toparlayan siyah kanatlı güzel beyaz pegasus hareketlenmişti. Bana doğru geliyordu. Siktir. Neler oluyordu? Bu kadar aksiyon günlük aksiyon kotamı kaça katladı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜR LİSESİ
FantasySiyah ve beyazın tam ortasıyım. GRi. Bu gri, dünyaya ne kadar yeniyse bana ondan da fazla yeni. ... beyaz binanın tam kapısının üstünde "beyaz kadar temizsen kapıların hepsi açılır" yazıyordu. garip gelmişti. ilk dersliği ararken ilk dersimimn yar...