-baban giderken herşeyi öğrendiğinde önce bu kutuyu açmanı sonra benim sana olayları anlatmamı istemişti. o yüzden önce bunu al kızım..
+peki anne ama bu deli kızının sana sorması gereken o kadar çok soru var bunları cevaplamadan kaçma şansın yok haberin olsun.
annemi kırmadan bilmem gereken herşeyi bilmek istiyordum. annemi kırmak istemiyorum çünkü nedense bana suçlu değilde mağdur gibi gelmişti. bu hikayenin iki mağduru vardı; o da yıllarca bir başına kalmış annemle bendik. birbirimizin arkadaşı annesi kızı kısacası herşeyi olan annemle bendik. kimsesiz kalmış bu zor hayata beraber göğüs germiş annemle bendik. babam bir gün karşıma çıkarsa ne yapardım bilmiyordum. saf kalpli bir insnaım kin tutamazdım kendimi biliyordum ama babamı affetmek için de uğraşmayacaktım o gün.
kutuyu annem kucağıma bırakmış ve balkona çıkmıştı. çakmak sesiyle 4 yıldır içmediği sigarayı yaktığını anlamıştım. kızmak yada karışmak istemedim. ben ne yaşıyorsam o belkide daha fazlasını yaşıyordu. biraz orada kendini dinlemesi iyi olacaktı bende babamın -söylemesi bile çok garip- bana bıraktığı kutuya tek başıma bakmalıydım.
kutu kitli yada şifreli değildi. ama benim ellerim onu açamaycakmış gibi hissediyordum. açmak zorundaydım biliyordum ama cesaretimi toparlayamadım. kendi mahremimde odamda bakmaya karar verdim ve odama yürüdüm yavaş yavaş. yürüdükçe üstüme dertlerimin sorunların yükü biniyordu sanki.
yatağa en rahat pozisyonda oturdum çünkü rahatsız bir pozisyon sanki beni daha zorlayacaktı. derin bir nefes aldım ve kutuyu açtım. bir kaç fotoğraf ve bir zarf. ilk fotoğraf ben doğduğum gün annemin benim ve babamın olduğu bir fotoğraftıve arkasında 'ben doğduğunda doğum hanedeydim kızım' yazıyordu. 2. ise ben 2 yaşındaykendi. arkasında daha önce görmediğim kadar güzel ve dolma kalemle yazıldığı belli olan 'ilk adımlarında yanındaydım kızım' yazıyordu. tüylerim ürpermişti. sanki bu fotoğraflarla her zaman yanımdaymış gibi hissetmem gerekiyormuş gibiydi. ama hissetmiyordum çünkü yoktu. sebebi ne olursa olsun bizi arkasında bırakıp binlerce kilometre uzağa gitmemeliydi.
zarfa uzandım. bir mektup ve kolye vardı. kolye fatmanın eli şeklindeydi ama bir tarafı siyah bir tarafı beyaz tam ortasında da iki birleşip gri bir gözü oluşturuyordu. tam anlamı neydi merak ettim. ama onu merak etme işini daha sonraya bırakacaktım. öcelikle mektubu okumalıydım. fotoğrafların arkasındaki yazıyla aynı yazıydı ve yine dolma kalemle yazılmıştı.
"KIZIM,can parem, aşkımın en güzel yanı......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜR LİSESİ
FantasySiyah ve beyazın tam ortasıyım. GRi. Bu gri, dünyaya ne kadar yeniyse bana ondan da fazla yeni. ... beyaz binanın tam kapısının üstünde "beyaz kadar temizsen kapıların hepsi açılır" yazıyordu. garip gelmişti. ilk dersliği ararken ilk dersimimn yar...