2-garip tanışmalar

303 25 7
                                    


bir dakika aklımdakileri mi duymuştu o ? nasıl oldu bu?

"oldu işte bir şekilde. ara biticek şimdi aç kalma daha fazla. yoksa beynindekiler hariç karnındaki sesler yüzünden uyuyamıyacağım. ve anladın işte artık konuş düşünceden daha rahat anlaşabiliriz" diyip göz kırptı. allahım ben bir taş parçasının pardon taş hafif kaya parçasının mı yanına oturmuştum ? sorunlu demiştim ya geri alıyorum kaya olsun o.ne demeliydim ki şimdi? "teşekkürler uykucu" diyip kaçtım tabikide.

kantine giderken yine o kaya parçasını düşünüyordum ama duyar yine diyede korkuyordum. nasıl duyduğunu öğrenmeliydim. ama önce karnımı doyurmalıydım. sonuçta boş mideyle çok da mantıklı düşünemezdim.

tam vaktinde sınıfı buldum. kaya çocuğun dediğine göre ilerleyince gerçekten de kolay bulmuştum sınıfımı. sırama ilerlerken meraklı gözlerde benimle yürüyordu sanki. bakarken boyunları kopmaz umarım. tamam spor geçmişim sayesinde fit bir vücudum var sarışın ve bal gözlüyüm kalp surat diye takma ismim bile vardı kuzenlerimin seslendiği ama ilk gündende insanın üstüne bu kadar gelinznmezki.yerime oturmamla kaya parçası homurdandı. artık konuşmalıydım tanışmalıydım ve düşünce duyma mevzusunu sormalı-

-düşünce duyma mevzusu ne ya. kızım bu telepatlık oluyor. hiç mi bilmiyorsun?

+bayım kaya parçası olduğunuz kadar kabasınızda. mezbahda mı yetiştiniz?

-evet

ah işte bu cevabı beklemiyordum.

+çok özür dilerim ben sadece şaka yapmak istemiştim. kırdım mı daha tanışmadan seni?

-hahahahha şu yüzün için bile değerdi. ama hayır mezbahada yetişmedim aksine ben cemiyet mensubu bir ailenin kenarda unutulmuş çocuğuyum

+şaka anlayışında senin gibi kaba. nasıl üzüldüm bir an kırdım diye.

-tamam düzgünce tanışalım bundan öncesini de olmamış sayalım anlaştık mı?

+tamam anlaştık

-ben mert ışık. sen?

+bende canan kurt. çok elli ettim sanırım ama yeniyim

-aslında hepimiz yeniyiz ama sen tanışma toplantısına gelmedin sanırım?

+tanışma toplantısı mı vardı? hiç haberim olmadı ki

-nasıl ya. geçen hafta bir mesaj aldık tüm birinci sınıflar..

-- çocuklar sohbetiniz bittiyse bizde tanışma faslına geçicez izninizle...

işte varan 2. derse geç girip tüm bakışlar bana dönmemiş gibi şimdi öğretmen dahil yine bana bakıyorlardı ve de mert'e. bu sefer biraz gariplerdi.meraklı bakışlar seziyordum. ders bitince öğrenirdim herşeyi mertten. çok konuşacak birine benzemiyordu ama hep sohbeti o başlatıyordu bu seferki ara da ben başlatırdım artık.

ve sonunda ara oldu. mert yine kafası sırada yatıyordu. dürttüm ve yine homurdandı.

-şey mert biraz kalkar mısın sana biraz sorularım var?

+bende bundan korkuyordum kalp surat.

-sen yine beynimin içindemiydin ?

+maalesef çok sesli duymamak için çaba sarf etmem gerek ve dinlemek daha kolay.

-peki bunada gelicez ama öncelikle tanışma toplantısı ne, kim düzenledi, nerde oldu, ne dediler,ne anlattılar ...

ağzımın üstüne elini koymasıyla bende burnumdan nefes almayı hatırlamış oldum.

+kızım bu nasıl bir ağız. hiç durmaz mı? nefes al sakin ol. bir seferlikte olsa tüm sorularına cevap vereceğim. ama şimdi değil. çıkışta bir işin yoksa kahve içelim yurdun bahçesinde sende yurttasın dimi adını görmüştüm.

elini itmemle konuşmaya başlamam bir oldu.

-evet bende yurttayım yurt nerde? kaç kişilik odadayım? odamdaki kızlarda birinci sınıf mıdır?..

+tamam canan anlaşıldı gevezesin ama tüm sınıf bize bakıyor lütfen bir sus çıkışta hepsini cevaplayacağım işte nesini anlamadın ? ben götürüm yurda seni öğreniriz yurt bilgilerinide. zaten karışık yurt biliyorsundur. özgür lisenin özgür yurdu işte. erkekle bile kalıyor olabilirsin ama istemezsen değişiklik yaparlar. esneklikleri var diye biliyorum.

-tamam anladım tüm sorular çıkışta ama nasıl dayanırım bilmiyorum sormadan sana

+zaten ağzın sussa beynin konuşuyor. yol yakınken sınıf mı değiştirsem?

ve sanırım belli bir samimiyet sınırın aşmıştık beynime girip dilediğince gezdiğine göre .. koluna bir kere vurdum. şaşırsada güldü

-vaovv elinde ağır kalp surat. bunu unutmam artık. çıkışı bekle artık. bende biraz daha yanında ve sert sıralarda ne kadar uyanabilirse uyuyayım.

mert yine uyumuştu. ve ben sıkılmıştım.bende bu arada merti izleme fırsatı bulmuştum. gece kadar kara saçları vardı bu sivri çeneli karakteristik çizgili suraına çok fazla uyumluydu. gözleri yeşil boyu 1.80 civarındaydı. türkiye standartlarında bir yakışıklı skalası varsa 10 üzerinden 9.9 du. yıllardır spor yatığı belliydi sıraya yattığında bile sıfırdı göbeği.

tam bu sırada nöbetçi öğrenci geldi ve 'ders boş' dedi işte sınıfın kilit cümlesi bu oldu herkes birer ikişer sınıftan çıkıyordu. tanışma toplantısını bilmememin kötü oluşu şu an bile karşıma çıkıyordu mert uyuyunca yine sınıfta konuşacak kimsem kalmamıştı. bende merti incelemeyi bırakıp okulu gezmeye kara verdim.kırmızı binayı ve beyaz binayı az da olsa görmüştüm ama siyah bina hala muammaydı ve biraz gezinmenin kimseye bir sakıncası olmazdı.

beyaz binadan çıktım ve güzel eylül güneşi beyaz tenime iyi gelmişti. temiz hava ve güne bana hep iyi gelmiştir. şu anda az önceki yanlızlık hissim azalmıştı. siyah binaya doğru yürümeye başlamıştım. yine garip bakışlar vardı üzerimde. ve gördüğüm kadarıyla beyaz binadan çıkıp siyaha doğru yürüyen tek kızdım pardon tek kişi. siyah binanın kapısında da "masumluklarını yitirmediysen deneme bile" yazıyordu. yine bir gariplik. kapı kapalıydı itiyordum ama açılmıyordu. iç sesim 'hadi canan. okadar sene voleybol oynadın nerde o kol kasları ?' derken ona göz devirip son bir kez daha denemiştim. sonuç başarısız. tam geri dönecekken biri seslendi.

-yeni kızzz

döndüm ama kimseyi göremedim. etrafımda bir tur daha dönmemle başım döndü ve düşecekken bir el belimi yakaladı. hayatımda gördüğüm en derin mavi gözlerdi sanırım. okul tipe de bakıyordu anlaşılan yoksa bu kadar yakışıklıyı anca podyumlarda görürdük......



ARKADAŞLAR ÖZELLİKLE KÜÇÜK HARF KULLANIYORUM BİLGİNİZE.

ÖZGÜR LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin