*HAYAL*
Sabah uyandığımda ne zamandır gitmeyi aksattığım okuluma gitmeye karar verdim. Okul umurumda olmasa da Kuzey ile uzun zamandır görüşmüyorduk ve onun dostluğunu özlemiştim. Dolabımdan çıkardığım dar kot pantolonun üzerine pembe askılı tişörtümü giyip ayağıma pembe babetlerimi giydim. Saçlarımı tepeden topladıktan sonra çantamı da alıp odamdan çıktım.
Elinde tabletiyle masanın başında oturan babam benim geldiğimi görünce son zamanlarda yaptığı gibi tabletini masanın ucuna koyup benimle sohbet etme çabalarına girişti. "Bir yere mi gideceksin?" diye sormasıyla "Evet. Okula." diyerek kısa cevap verdim. Babamla aramın eskisi gibi, annem ölmeden önceki gibi, olmasını her şeyden çok istesem de ona karşı mesafeli davranmaktan kendimi alamıyordum. Onaylayıcı birkaç cümle mırıldandıktan sonra açacak konu bulamamış olacak ki kahvaltısına geri döndü.
Hızla bir şeyler atıştırıp evden çıktım. Şoförün kapıda beklediğini görünce babamın ne ara haber verdiğini merak ettim. Benim için açtığı kapıdan geçip kafamı cama yaslayarak dışarıyı izlemeye başladım.
Görüş alanıma uzun zamandır gelmediğim okul girince şoförün kapımı açmasını beklemeden indim. Kuzey'in bugün okula geldiğini umarak sınıfa ilerlerken etraftaki insanlarla göz teması kurmaktan kaçınıyordum. Sanki gözlerinin içine bakınca şizofren olduğumu anlayacaklar gibi hissediyordum. Biliyorum saçma. Hayatımda mantıklı olan ne vardı ki zaten? Aras dışında. Onu düşünmek yüzümde oluşan istemsiz bir gülümsemeye neden olmuştu. "Vay canına saf kız sen buralara uğrar mıydın?" Kuzey'in sesini duymamla düşünce aleminden ayrılıp kollarımı onun boynuna doladım. "Sanırım özlenmişim?" diye dalga geçerek sorunca kıkırdayıp kollarımı çözdüm. "Yani özledim sayılır aslında." diye cevap verdim. Tek kolunu omzuma atıp beni sınıfa yönlendirirken bir yandan da son görüşmemizde tanıştığım Su'yu anlatıyordu. Ne kadar onun için vahşi, cadı gibi kelimeler kullansa da gözlerindeki parlaklık ve dudaklarındaki tebessüm onu sevdiğinin ispatıydı. Acaba Aras'dan bahsederken bende mi böyle görünüyordum? "Bugün Öykü abla evde mi?" diye sordum arka sıralardan birine otururken. Şu sıralar aksattığım bir sürü şeyden biride Öykü ablaydı. "Başka nerede olacak ki. Evde kaldı o. Yeğen hayallerimde yıkıldı. Gerçi sen varsın. Yoksa sende mi evde kaldın?" diye sordu gözlerini pörtleterek. Onun bu haline gülerek "Kalmadım sanırım." diye cevap verdim. Aras ile aramızdaki şeye tam olarak bir isim koymamış olsak da ikimizde yan yanayken mutluyduk. "Yoksa bir sevgilin varda benim haberim yok mu?" diye sordu. Sesinden kırgın olduğu belliydi. "Şey tam olarak var diyemem ama yokta diyemem. Yani aramızdaki şeyin bir ismi yok henüz." diye açıklamaya çalıştım. "Ee kim şu şanslı adam?" diye sorunca "Aras." diye bir çırpıda söyledim. Tanıştıklarını bilsem de onların tanıştıklarını bildiğimden haberleri yoktu. "Benim tanıdığım Aras'ın olma ihtimali ne kadar?" diye sordu tek kaşını kaldırarak. "Oldukça yüksek." diye cevap verince bir süre öylece yüzüme baktı sonrada kahkaha atmaya başladı. "Kırk yıl düşünsem aklıma gelemezdi derler ya aynen onu düşünüyorum şu an. İki arkadaşımın arasında bir şeyler var ve işin tuhafı onları ben tanıştırmadım. Siz nasıl tanıştınız sahi?" diye sorunca Aras ile olan tanışmamızı özet geçtim. Tabi intihar etme isteğimi duyunca beni azarlamış ve bir daha aklıma böyle şeyler getirmememi tembihlemişti. Hocanın derse girmesini ve bir şeyler anlatmasını umursamadan sessizce sohbetimize devam ediyorduk. Hoca çok konuştuğumuz için bizi sınıftan atmasa konuşmaya devam edebilirdik tabi.
Koridora çıkınca ikimizde kahkaha krizine yakalanmıştık. Hocanın sinirden kırmızıya dönmüş suratı aklımıza gelince gülmemiz daha da artıyordu. Gülerek bahçeye çıktığımızda duvara yaslanmış Aras görmeyi beklediğim son kişiydi. Bugün görüşme gibi bir planımız olmasa da onu görmekten tabi ki şikayetçi değildim. Kuzey "Hadi git yanına." diyene kadar öylece dikildiğimi farkında değildim. Yanağına öpücük kondurup "Sen çok iyi bir arkadaşsın." dedim ve koşarak Aras'ın yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Hayallerimin Arasında*
Любовные романыBir adım sonra hiçliğe karışacaktım. Bir adım sonumu belirleyecekti. Gözyaşlarım gözümden intihar ederken onlar kadar cesur olup o bir adımı atmak üzereydim "Dur!" sesini duymamla bir an da gelen cesaretim geri gitmişti. Arkama dönmedim ama hareket...