*35*

704 42 8
                                    

*HAYAL*

   Aras'dan gelen olumlu cevapla çizim yapmamız için gerekli malzemelerle beraber bize gelebilmesi için evimin adresini mesaj attım. Mesajın iletildiğine emin olduktan sonra ne giyeceğimi bulmak için dolabımın önüne geçtim.

   Koyu kot şortumu ve beyaz kısa kol tişörtümü giyip üzerine dirseklerden itibaren fazlasıyla açılan ve oval bir görüntü çizen uzun pembe hırkamı giydim. Ayağıma pembe vanslarımı giydikten sonra saçlarımı dağınık bir topuz yapıp mutfağa indim.

   Hazır olan kahvaltı sofrası ve elinde tableti olan babam beni bekliyordu. Sessiz geçeceğini düşündüğüm kahvaltı babamın "Bugün ne yapacaksın?" sorusuyla yanıldığımı kanıtladı. Ağzıma küçük bir parça peynir atarken "Arkadaşım gelecek." diye cevap verdim. Babamın şaşırdığını birkaç saniye cevap vermemesinden anlayabilmiştim. "Arkadaşın mı var?" diye sordu bu seferde. Başımla onaylamakla yetindim. Bu kadar şaşıracak ne vardı diye düşünmüyordum çünkü dört senedir Melis dışında hiç arkadaşım olmamıştı. Okuduğum kitapları saymazsak tabi. Asosyal olmam elimde olan bir şey değildi. Beni dışlamalarından ya da bana acımalarından korkmuş, bana yakınlaşan insanları kendimden uzaklaştırmıştım. Ama Kuzey ve Aras o kadar farklıydı ki… Gerçi Kuzey'in de bana acıyacağını düşünerek ona açıklama yapmamıştım fakat şimdi anlıyordum ki büyük bir hataymış. O gerçek bir dost benim için. Hiç var olmayan abim gibi. Aras ise daha farklı. Beni o uçurumun kenarından kurtardığından beri her şeyi olduğu gibi biliyor ve her şeyi bildiği halde beni terk etmiyor.

    Ben düşüncelerime dalmış tabağımdaki zeytinlerle oynarken zil sesi düşünce balonumu patlatmıştı bile. Aras'ın geldiğini düşünerek hızla kalktım ve kapıyı açmak için koşturdum. Kalbim ise göğüs kafesimi zorluyor, sanki bulunduğu yer ona darmış gibi çıkmak istiyordu.

   Kapıyı açtığımda elinde çizim dosyası ve yüzünde o mükemmel gülümsemesiyle Aras ile karşılaştım. Onu gördüğümde olduğu gibi dudaklarım yukarı kıvrıldı. Tüm uzuvlarım Aras'ın yanındayken benim kontrolümden çıkıyor, kendi başlarına hareket ediyorlardı. "Hoş geldin." dedim kapıyı geçmesi için daha çok açarken. "Hoş buldum." diye cevap verdi hala gülümsemeye devam ederek. "Kahvaltı yaptın mı?" diye sordum bu seferde. Sanki çok önemli bir şeyi unutmuş gibi gözlerini irileştirip "Kahvaltı yapmayı unuttum." diye cevap verdi. Dudaklarımdan kaçmak için sabırsızlanan kahkahamı daha fazla tutamayarak saldım. Eli ensesindeki yeri bulurken "Yani unuttum derken çıkmak için acele edince şey oldu." diye bir şeyler geveledi. Son söylediklerini umursamayarak yemek masasına çekiştirdim onu. "Bende henüz yapmamıştım zaten." demeyi de ihmal etmedim. Elindeki dosyayı bir kenara bıraktıktan sonra onu peşimden sürüklememe izin verdi.

   Büyük masada oturacak başka yerler olmasına rağmen benim oturduğum sandalyenin yanındakine oturdu gergin bir şekilde. Babam ise tabletini masanın ucuna koymuş Aras'ı inceliyordu. "Kızımım bahsettiği arkadaşı sen olmalısın?" diyerek aramızdaki sessizliği bozdu. Babama cidden mi içerikli bakışlarımı atarken o beni görmezden gelerek tamamen Aras'a odaklanmıştı. Aras "Sanırım." diye cevap verdi. O kadar gergindi ki gerginliği beni esiri altına almıştı sanki. "İsimin?" diye sordu  babam. Aras duraksayınca bu soruya ben cevap verdim. Sanırım adını bile unutacak duruma gelmişti.

   Babam pes etmeyip daha birçok soruyu ardı ardına sıralamaya başladı. Bazen kendini o kadar kaptırıyordu ki Aras daha cevap veremeden diğer sorusunu soruyordu. Bende bu sayede onun hakkında bilmediğim şeyleri öğrenmiş oluyordum. "Beraber vakit geçiriyor musunuz?" diye sordu bu seferde babam. Soruları hiç tükenmez miydi bu adamın? İlgisiz babadan ne hemen ilgili baba rolüne bürünmüştü. "Evet. Hatta dün gece eve gelemememin sebebi de Araslar da kaldım. Tüm gece film izleyip resim çizdik." diye cevap verdim Aras'ın cevap vermesine fırsat tanımadan.

*Hayallerimin Arasında*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin