*Özel Bölüm*

310 16 12
                                    

Uzuuuun bir aradan sonra merhaba. Daha önce söylemiştim gerçi ama üniversiteye hazırlandığım için yaklaşık bir senelik ara vermek zorunda kalmıştım. Ama artık buradayım :) Sarmaşık adlı hikâyeme de özel bölüm yazdıktan sonra yeni hikâyemi yayımlamayı düşünüyorum. Beni yalnız bırakmazsanız sevinirim :)

*SU*

   Her sabah olduğu gibi koşuşturmaca bir sabaha uyanmış, acele ile kahvaltıyı hazırlayıp çocuklarımın iyice doyduklarına emin olduktan sonra üzerlerini değişmelerine yardımcı olmuş, onları okula yolcu etmiştim. Şimdi iste kocam ile kahvelerimizi yudumlarken televizyonda verilen bir filmi izliyorduk. Tabi bu huzurumuz çok süremeden Kuzey'in telefonunun sesi kulaklarımıza ulaşmış ve bu anı bozmuştu. Kuzey telefonu cevapladıktan sonra bana kısa bir bakış atıp "İşle ilgili." Diyerek balkona çıkması bendeki tüm şüphe duygularının ayaklanmasına sebep olmuştu. Bende peşinden giderek balkon kapısının hemen kenarına sinerek konuşmanın tek tarafını duyarak bir şeyler anlamaya çalışıyordum. Kuzey'in "Evet sizi dinliyorum." Demesinin ardından karşıdan gelen sesi dinlemiş daha sonra "Hayır Su yanımda değil." Demişti. Eh haliyle buda benim kaşlarımın gözüme girecek derecede çatılması ile sonuçlanmıştı. Benden gizli kiminle konuşuyordu ki? "Evet, tabi ki anlıyorum." Dedikten sonra elini saçlarına daldırmıştı. Bunu gergin olduğu zamanlarda yapardı genellikle. Bir süre daha karşı tarafı dinledikten sonra derin bir nefes alıp "Tamam. Ben en geç yarım saate okulda olurum." Dedikten sonra telefonu kapayacağını anlayıp kendimi koltuğun üzerine attım. Ve sanki hiçbir şey yokmuş gibi televizyonu izlemeye devam ettim. Kuzey'in okulda ne işi vardı? Hem de benden gizli gidecekti? Ya üniversiteli bir çıtır bulmuştu kendine ya da çocuklar yine başlarını belaya sokmuşlardı.

   Balkondan çıkan kocama aklımdaki düşünceleri belli etmeyerek gülümsedim. Yanıma gelip başıma bir öpücük kondurduktan sonra "İşle ilgili bir sorun olmuş acil gitmem gerek." Dedi. Aslında şimdi onu çok güzel azarlar ve gerçeği öğrenene kadar ısırmakla tehdit edebilirdim ama canım biraz aksiyon istiyordu ve ben isteğimi onu takip ederek giderecektim. En son abimin bir kızla buluşacağını öğrendiğimde takipçilik yaptığım için özlemedim desem yalan olurdu. "Tamam, hayatım sen işine git bende oturur film izlerim." Dedim sahte gülümsememle. Neyse ki beni çok iyi tanıyan kocam fazlası ile gergindi ki rol yaptığımı anlamamış ve evden çıkmıştı. Arabasının motor sesini duyduğumda hemen evden çıkıp kendi arabama bindim ve araya belli bir mesafe koyarak takibe başladım. Aslında bir taksiye binip 'öndeki aracı takip et' demek isterdim ama fazla klişe geliyordu artık. Çünkü bunu çok sık kullanmıştım. 

    Çocukların okuluna doğru ilerlerken kaşlarımın çatılmasına engel olamamıştım. Çocukların okuluna gelmesini neden benden saklıyordu ki? İç sesim bana en son olan olayları hatırlatınca istemesem de hak vermek zorunda kaldım. Birkaç hafta önce Bars'ın öğretmeni beni aramış ve oğlumun kavga ettiğini bunun için okula gitmem gerektiğini söylemişti. Bende soluğu orada almıştım. Dayak yiyen çocuğun ailesi de geldikten sonra olayı dinlemiş ve oğlumu haklı olduğunu söylemiştim. Tabi bu duruma karşı taraf pek sevinmemiş, itiraz cümleleri kurmaya başlamışlardı. Bende kendime engel olamamış kadına 'birazcık' girişmiştim. Bunun sonucunda da öğretmen Kuzey'i aramış ve Kuzey beni kadının üzerinden zor almıştı. Bundan önceki ve daha önceki olaylarda da buna benzer şeyler olduğu için son günlerde öğretmen beni aramıyordu. Ama benim suçum yoktu ki. Sadece çocuklarımı savunuyordum. En çok kavga çıkaran ve bu yüzden 'annesi kılıklı' sözleri işiten çocuğumda Bars oluyordu. Yine bir olay çıkardığını tahmin etmek o kadar da zor değildi. Ama her zamanda o haklıydı bana göre. Mesela birisi kopya çektiğimi söylese bende karşımdaki kişiyi döverdim.

   Çok sürmeden okulun önüne gelince arabadan inip kocamı takip etmeye devam ettim. Müdür yardımcısının odasına girince bir süre bekleyip önce olayı kocamın dinlemesine izin verdim. Ama beş dakika dolmadan daha fazla sabredememiş ve kapıyı çalma gereksinimi duymadan odaya dalmıştım. Saçı başı dağılmış bir adet Sarp görmek benim için kısa süreli bir duraklamaya sebep olmuştu. 'Bir yanlışlık var Sarp değil Bars kavga eder' dememek için kendimi zor tutmuştum. Oda da Sarp'ın sınıf öğretmeni, müdür yardımcısı ve dayak yemiş ağlayan çocuğun ailesi vardı. Kuzey bana şaşkınca bakarken ona 'Evde görüşeceğiz seninle' bakışımı atıp öğretmene döndüm. Pis kadın beni değil kocamı aramıştı. Yoksa ona mı asılıyordu?! Neyse bu konu ile daha sonra ilgilenecektim. Öncelikle oğlumun sorununu çözmeliydim. "Sorun ne?" diye sordum gayet sakin bir sesle. Oğlumun haklı olduğuna emindim. Öğretmen kısa bir tereddüttün ardından "Kenan Sarp'a sizin çok güzel olduğunuzu söyleyince Sarp da arkadaşını bu hale getirmiş." Diye açıkladığında kaşlarımı kaldırarak Sarp'a baktım. Sadece öğretmenin lafıyla hareket edecek biri değildim ben. Çocuklarım ne derse inanır, ona göre davranırdım. Sarp omuz silkip "Söyleyiş tarzı hiç hoş değildi." Diye cevap vermesi bana yeterli gelmişti. Tabi ki benim için kavga etmesini istemezdim ama beni savunmasını da anlamıyor değildim. Üç oğlumun arasında bana en düşkün olanı kesinlikle Sarp'tı. Her ne kadar kavga çıkarmak için yanıp tutuşsam da bu seferlik sakin olmaya karar vererek "Her ne kadar Kenan suçlu olsa da bu seferlik onu affediyoruz bir daha böyle bir şey olmayacağına eminim." Dedim. Kenan'ın babası olduğunu tahmin ettiğim adam "Nasıl Kenan suçlu? Görmüyor musunuz sizin oğlunuz benim oğlumu dövmüş." Diye gayet iyi gördüğüm gerçeği dile getirmişti. İyi dövmüş ama. Omuz silkip "Sizin oğlunuzda benim hakkımda konuşmasaymış." Diye umursamazca cevap verdim. Adam tam cevap verecekti ki Kuzey lafa dalıp "Her neyse beyefendi olan olmuş daha fazla uzatmaya gerek yok." Diye sakin bir sesle konuştu. Adam kaşlarını daha fazla çatıp "Tabi ki hayır. Oğlunuzdan şikâyetçi olacağız." Diye bağırınca "Kocama bağırma." Diye bağırdım. Aa bu ne terbiyesizlik ama Kuzeyim gayet sakin cevap vermiş adam gelmiş bağırıyor. Adam şaşkınca bana bakınca onu takmayarak müdür yardımcısına döndüm "Başka bir şey yoksa biz çıkalım. Sarp'ın bizimle gelmesinde bir sorun yoktur umarım. Çocuk daha yeni kavgadan çıktı yorulmuştur biraz dinlensin." Dedikten sonra kimsenin cevap vermesini takmayarak Sarp'ın omzundan tutarak kapıya yönlendirdim. Kuzey'in bir şeyler dediğini duysam da umursamadan arabanın arka koltuğuna Sarp'ın oturmasını sağladıktan sonra arkamdan seslenen Kuzey'i duymazdan gelerek arabama binip eve doğru sürdüm. Bana yalan söylediği için ufak bir cezayı hak ediyordu değil mi?

*Hayallerimin Arasında*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin