Issız Evdeki Balerin

387 14 0
                                    

Mualla hanım evini satmaya karar verdi. Oğlunu alıp sıcak bölgelere yerleşmeyi hayal ediyordu. İki katlı, dikdörtgen bahçeli, geniş bir evi vardı. İki yıl boyunca satılık ilanı tabelası asılı durdu. Bir sabah kapısı çalındı. Evine talip olan aile Mualla ile pazarlık etmeye gelmişti. Tanıştılar, yiyip içtiler, sıra anlaşmaya gelmişti. Her iki aile de kendilerine uyan fiyatta karar kılıp satış sözleşmesini imzaladılar. Mualla kısa sürede toparlandı. Eşyaların değerli ve yeni olanlarını nakliye firmasına verdi. Bir kısmını burada bıraktı. Yeni adresine doğru yola çıktı. Ev artık ıssız ve kasvetliydi. Aydınlatmalar da iptal edilince uzaktan korkunç bir görüntü veriyordu. Burayı satın alanlar başka yerde yaşıyorlardı. Gelmeye de niyetleri yoktu.

Ev için ıssız günler başlamıştı. Bir gün hurdacının biri akşam saatlerinde bu evin önünden geçiyordu. Terk edilmiş olduğunu anladığından içeriye girip kurcalamak istedi. Arabasını kenara çekti. Bahçe kapısından içeriye girdi. Evin dışında biraz turladı. Garaj ve bahçenin itici görüntüsü onu ürkütmüştü. Asıl merak ettiği şey evin iç kısmıydı. Cesaretini toplayıp içeriye girdi. Elindeki fenerle alt kattaki tüm odaları dolaştı. Kendine göre bir şeyler aradı ancak burada bulamadı. İç merdivenden üstkata doğru yöneldi. Hafiften korku sarmıştı hurdacıyı. Acaba bir şey aniden karşısına dikilip ses yapar da onu korkutur muydu diye geriliyordu.

Nefes alışverişi yavaşladı. Artık üst kattaydı. Burada eşyalar vardı. Sırayla kurcalamaya başladı. Dolapları açtı, çekmeceleri inceledi. Birkaç malzemeyi çantaya doldurdu, kenara bıraktı. Sıra dev gardıroba geldi. Baştaki kapaktan karıştırmaya başladı. İçindeki eşyalar, battaniyeler ilgisini çekti. Orta kapağa yöneldi. Montlar, gömlekler, pantolonlar askıda duruyordu. Hurdacı iştahlanmıştı. Kendine uyan kıyafetleri sırayla denemeye başladı. Dolabın kapağındaki aynadan, giydiği elbiseleri kontrol ediyordu.

Kendini öylesine kaptırmıştı ki korku morku kalmamıştı üzerinde.Issız, kasvetli ve karanlık ortama rağmen defileye hazırlanıyordu. Aradan bir saat geçmişti. Denemeler tamamlanmıştı. Yanına alacağı elbiseleri hazırlayıp çantasına yerleştirdi. Dolabın içinde hâlâ eşyalar vardı. Arkasını dönerek karşıya, pencereye doğru ilerledi. Camdan dışarı, bahçeye bakacaktı. Cama yansıyan görüntüyle şok oldu. Salondan içeriye balerin kıyafetli bir kız çocuğu giriyordu. Dolaptan almadığı siyah ceketin kolları da dışarıya doğru uzanmıştı. Hurdacı arkasına dönmek istemiyordu. Korkunç manzarayı yansıyan camdan bile seyretmek yetmişti canına. Tüyleri diken diken oldu. Kalp atışları aniden hızlandı ve normale döndü. Gözleri yaşardı.

Sesi çıkmıyordu. Okuyup üflemek istiyor ama ezberlediği sûreleri okuyamıyordu. Beyaz elbiseli balerin kız salonun ortasına kadar geldi. Kollarını açtı, hurdacıya doğru uzatarak beklemeye başladı. Zavallı adam ne öteye ne beriye kıpırdayamıyordu. Balerin kız salona gelmeden evvel bir ses dahi yankılanmamıştı.Dolabın içindeki ceket öylesine gerilmişti ki sanki içinde biri vardı. Hurdacı korkunun zirvesinde kamp yapıyordu. Balerin kız ona dikkatlice bakıyordu. Adam gerilmekten terledi. Daha fazla dayanamayıp bayıldı.

Kabus görmeye başladı. Yaklaşık on kişilik beyaz elbiseli garip kadınlar etrafını sarmıştı. Yerde uzanmış, onların verdiği korkulardan dolayı bağırmaya çalışıyordu. Çabaladı ama bir türlü yerden kalkamadı. Saatler sonra bir yaşlı adam tarafından uyandırılmıştı. Yorgunluktan bitmiş tükenmişti. Yaşlı adam ona ne olduğunu anladı. Buradan uzaklaşmasını söyledi. Hurdacı, niye ben bu hallere kaldım diye sorduğunda ise yaşlı adam, "Terk edilmiş ve kasvete boğulmuş karanlık bir evde dolaştın. Unutma ki dünyada bizden başka alemler de var. Onlar senin bölgene geçmiyor. Sen de onların bölgesinde dolaşmayacaksın." dedi. Hurdacı oradan ayrıldı. Bu olayı kimselere anlatamadı. Gizli gizli psikolojik ve psikiyatrik yardımlar aldı. Toparlanması aylar sürdü.

Kısa Korku HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin