0.2/ İlk Karşılaşma

2.2K 175 127
                                    

HARRY

Konum: Manchester
Yerel saat: Pazartesi, 6:50, p.m

Teddy Styles; gülüşüyle evrene hayat veren, her günümü ilkbahara çeviren minik oğlum;

Sen hayatıma giren en muazzam varlıksın, bu daima böyle oldu. Çilekli şekerlemeleri yerken bahşettiğin kahkahalar da, uyurken yüzünde oluşan küçük tebessüm de her zaman dünyamı aydınlatmaya yetti. Gülüşün ufak başlangıçlara sebep olduğu gibi, günün sonunda bir kelebeği ölümsüz kılacak kadar da muhteşemdi.

Sanırım bu özelliğini annenden aldın.

**

Yetimhanede olmak, karanlık bir odada ışığı açan düğmeyi bulamamak gibiydi.

Bu odaya ilk girişim ise neredeyse iki yıl önceydi ve o zamanlar kafamda yüzlerce ön yargı vardı. Meslekdaşım Keith Jarrett; yıllardır atlatamadığım travmayı burada sonlandırabileceğimi, çocukların insanlara umut verdiğini ve çıkarabileceğim çok fazla ders olduğunu söylemiş, ardındansa beni buraya, Saudade Yetimhanesine yönlendirmişti.

Portekizce'de; artık olmayan, kaybolan veya giden birine duyulan özlem anlamına gelen bu özel kelimenin, amacı kimsesiz çocuklara yuva olmak olan bir kuruma isim olarak verilmesi de manidardı elbette.

Önce ona inanamaz gözlerle bakmıştım, yetmemiş inatla gitmeyeceğimi ve asla da fikrimden dönmeyeceğimi, gerekirse onunla da artık konuşmayacağımı söylemiştim. Ne hadle beni iyileştirmeye kalkardı? Halimden hiçbir zaman yakınmamıştım, ona isyan etmemiştim. Gemma'yı ve annemi ayartıp beni hazin yıllarımdan uzaklaştırmak da ne oluyordu?

Acılarımla mutluydum.

Mallory'nin; bana armağan ettiği yüzlerce anıyı kafamda defalarca kez canlandırmaktan, resimlerine bakıp eğer yaşasaydı nasıl olacağını hayal etmekten ve gözyaşlarımı ona ithaf etmekten mutluydum. Yıllarca öldüğünü hazmetmeye çalışmaktan, mezarında sabahlamaktan da.

Ama bir gün, sadece üzerimdeki baskıdan kurtulmak ve hepsinin çenesini kapatmak adına Keith'in dediğini yapmış, güzel giyinmeye özen bile göstermeyerek verdiği adrese, Saudade'ye gitmiştim. Basit bir yetimhaneydi, gereken konfor yoktu, seksen üç çocuk vardı ve buna karşılık yirmi altı bakıcı duruyordu. Yine de idare edilebilirdi.

Önce alt kata inmiştim, bu bölümün ilginç biçimde üst kat ile hiçbir bağlantısı yoktu. Merdivenleri gizli yapmışlardı, ki zaten iki katı birleştiren de müdürün ve çalışanların odasının bulunduğu kattı. Alt katta daha büyük çocukların kaldığı gerçeğini göz önünde bulundurursak mimarisi çok akıllıcaydı.

Yaklaşık yarım saat süren kısa ziyaretimden sonra yukarı çıkmış, müdürün kahvesini içerek sohbet etmiştim. İyi birine benziyordu, en azından bulunduğu ortama nazaran psikolojisi fazla normaldi. Bana yetimhanenin başarılarından ve köklü tarihinden bahsetmiş, bunu yaparken de gururla başını sallamayı ihmal etmemişti. Eh, ben olsam biraz daha ego kasardım.

O günüm boş olduğundan, üst kata da geçmiştim. Yapacağım bir şey yoktu, bu yüzden saatlerimi buraya ayırabilir, ilk ve son olacağını sandığım ziyaretimi Keith'e uzun uzadıya anlatarak bir daha bu konuyu açmaması gerektiğini empoze edebilirdim. Fakat elbette öyle olmadı; küçük, hiçbir şeyden haberi olmayan çocukların olduğu bir yerde nasıl olur da insan etkilenmezdi, kendinden geçmezdi?

Chaos and The Calm | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin