0.6/ Noel Hediyesi

1.4K 144 317
                                    

Konum: Manchester
Yerel saat: Çarşamba, 8:52, p.m

Teddy Styles; gündüzümü geceye, gecemi geleceğe bağlayan ay parçam;

Hayatım boyunca her zaman kritik kararlar aldım ve çoğundan pişman oldum. Mesela; korkularını daha önce keşfedip yenmene yardımcı olabilirdim ya da üçüncü yaş gününde çok istediğin uzaktan kumandalı arabadan alabilir, lunaparkta tüm gün durmak istediğinde karşı çıkmayabilirdim. Kendime göre sebeplerim vardı ve yapamadım, bundan pişmanlık duyuyorum.

Bir de; elimde değil ama babansız geçirdiğim yirmi yedi yıl da canımı çok acıtıyor, ona söyle, olur mu?

**

Büyük babam Matthias Evan Willoughby; saygın biriydi. Ömrünü psikoloji ve edebiyata adayan, Wetherby kasabasındaki köklü değişikliklerin öncüsü olan ve sıradan dükkanında tüm gün kitap okuyan adam olarak tanınmasının yanı sıra; yıllar sonra herkesten gizlediği defterleri yırtık sofasının altından çıktığında, bilgin adam sıfatını da kazanmıştı. O belgeleri bulan elbette ben olmuştum, bu buluş aramızda zaten var olan bağı kuvvetlendirmiş, onun içsel döngülerine ortak olmamı sağlamıştı.

Bu yüzden, ne zaman ateşim çıktığında rüya görsem veya yorucu bir günün ardından uykuya dalmaya çalışsam onun hırıltılı sesiyle söylediği çocuk şarkısı kulaklarımda çınlamaya başlıyordu.

"Küçük kar tanesi gökyüzünden düşüyor..."

Babam, Matthias ve eşi Christabel'ın tek çocuğuydu. Onlar biricik oğullarını titizlikle ve yüksek ahlakla büyütüp annemle evlendirdiklerinde yaşama amaçlarına ulaştıklarını sanarken, üç yıl sonra bizim doğmamız şüphesiz ki Nirvana'ya ulaşmaları gibi bir şeydi. İkiz torun sevinci dört yanlarını kuşatmış, imkanları el verdiğince yoksullara, dullara ve yetimlere yardım etmişlerdi. Hatta büyük babam; yirmi yedi gün boyunca her akşam kiliseye gidip ibadet ettiğini, o yılın Noel'inde aş evlerinde bulunarak mutlulukla hizmet verdiğini söyler.

Onun isminin parçalarından oluşan adlarımız dahi, muhteşem bir zeka ile koyulmuştu. Benimki; yaldızlı, yıldızdan gelen demekti. Bunun yanında Yunan Mitolojisinde Titan tanrıçalarından Asteria'dan esinlenilmişti. Matthias Willoughby; Fransız marka şaraplarının dökülerek yıprattığı defterlerinin birinde bu olayı şöyle anlatır:

"Beş dakika on üç saniye ile kardeşinden daha önce düşen kar taneme vereceğim ismi düşünürken, eşimle Wetherby'nin serin havasında yürüyüş yapıyorum. Gökyüzünde milyonlarca yıldız, elimde paltomun cebine son anda attığım küçük not defteri var. Yine bir şarap lekesi, Christabel görse kendine özgü argolarıyla güzel ağzını yoracak, ona göstermemek için ayrı bir çaba sarf ediyorum.

Banklardan birine oturuyoruz, caddeler kalabalık. Omzumda bir ağırlık hissediyorum, canımdan çok sevdiğim eşimin saçları boynumu yalayıp geçiyor. İçten içe gülümsüyorum, ona ilk günkü gibi aşık olmam, midemde ruhumla birlikte yaşlanmış kelebekleri harekete geçiriyor. Kalbim canlanıyor, zihnim ise kar taneme koyacağım isim ile oyalanıyor.

Asteria, diyorum birden, gözlerimi gökyüzündeki yıldızlardan ayırmayarak. Christabel yıllardır olduğu gibi beni ilk seferinde anlıyor ve elini elimin üzerine koyuyor. Senin kar tanen de Asteria gibi Zeus'un da kaçabilecek mi, diye soruyor cevabını bile bile. Kim bilir diyorum tebessüm edip ona dönerek. Ellilerinde bir yetişkin olarak karıma aşkla bakıp aslımı saklamak zor, duygularımı öyle güzel çözmüş ki; beni sakince öpmeden önce şarap lekesini gördüğünü söylüyor."

Chaos and The Calm | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin