Bursa Organize Sanayi Bölgesi
13.08
Yüzlerce fabrikanın bir araya gelmesiyle oluşturulan sanayi bölgesi oldukça itici bir yerdi. Tekstilden otomobile birçok farklı markanın fabrikasının bulunduğu bu bölge Türkiye'nin ilk organizeleşmiş sanayi bölgesiydi. Bu durum beraberinde bölgede bulunan birçok firmayı, operasyonu tehlikeye sokabilecek birçok insanı getiriyordu. Şehir merkezinden uzak bir bölgede kurulmuş olmasına rağmen yoğunluğunun şehirden arda kalır bir yanı yoktu. Hem bardaktan boşalırcasına yağmakta olan yağmur hem de bu durum askerler için güzel bir şey değildi. Yağmur arazide gözetleme ve olağan bir durumda müdahalede bulunmak için görevlendirilen Bravo ekibinin işini zorlaştırırken, sanayi bölgesinin içindeki yoğunluk hedefle temas sağlayacak Alfa ekibinin işini zorlaştırıyordu.
"Alfa konuşuyor, bir gelişme var mı?" Chad karartılmış camları olan ambulansın arka tarafında oturuyordu.
Matt bölgenin dış kısmında bulunan tepecikte Prince ve ekibin keskin nişancısı Diaz ile birlikteydi. "Olumsuz Alfa. Her şey normal."
"Daha ne kadar bekleyeceğiz dostum? Şu lanet yağmurdan usandım." Prince beklemekten nefret ediyordu. Operasyonlarda gözetleyici olmaktansa saldırı timinde olmak onun için daha iyiydi.
"Sabırlı ol adamım, sabırlı ol." Diaz sessiz ve sakin biri olarak tanınırdı. Çok gerekmedikçe konuşmaz, tüfeğinin dürbününde gördüklerinden başka hiçbir şey onun dikkatini dağıtamazdı.
"Sana göre hava hoş." Prince sinirli bir şekilde keskin nişancıya el hareketi çekti ve yağmurdan korunabilmek için açtıkları kamuflaj tentesinin altına iyice sokuldu. "Hey Matt sence daha ne kadar beklemek zorundayız?" Diaz'dan alamadığı cevabı ekibin aklı başında olan kişisinden almayı umuyordu.
Matt gözlerini insansız minik hava aracı olan drone'dan gelen görüntülerden ayırmadan "Ne kadar gerekirse." diye yanıtladı ve artık susmasını söyledi. Hepsi gözlerini dört açmak zorundaydı. En ufak bir dikkatsizlik sahadaki arkadaşlarının başarısız olmasına yol açabilirdi.
Bravo ekibi tepecikten bölgeyi gözlemeye devam ediyordu. Soğuk hava ve yağmur onları rahatsız ederken Alfa ekibinin de kendince sorunları vardı. Green, Chad, Kartal ve Elvis'den oluşan müdahale ekibi bir ambulanse doluşmuş gözleri ve kulakları olan Bravo ekibinden gelecek haberi bekliyorlardı.
"Neredeyse bir saattir bekliyoruz, geleceğine emin misin Kartal?" Chad gözlerini yoldan ayırmadan sordu.
Yüzbaşı hükümet araştırmalarının önüne engel koyana kadar Muzaffer Süleymanoğlu'nun her hareketini izliyordu. Bu nedenle sanayi bölgesinde beklemenin onlar için en doğru karar olacağına karar vermişti. "Gelmeli. Eğer normal biri olarak görünmek istiyorsa burada olmalı."
"Umarım dediğin gibi olur." Elvis de sabırsızlanmaya başlamıştı. Uzun gözetleme işleri onlara göre değildi.
Kartal kendinden emin bir şekilde, hiç beklemeden yanıtladı. "Gelecek. Güvenin bana." Sözde iş adamı olan Muzaffer terörist gruplarına ettiği yardımlarla biliniyordu. Sahibi olduğu güç ve para onu adalete karşı koruyor, paçasını sıyırmasını sağlıyordu. O da biliyordu ki kaybetmemesi gereken en önemli şey paraydı. Yani işi. O nedenle her gün düzenli olarak sanayi bölgesindeki fabrikasına gelir ve gerekli teftişlerini yapardı. İş yerindeki bir aksaklık demek para yedirdiği onca kişinin huzursuz olmasına neden olurdu. Ve bu huzursuzluğun sonucu onu demir parmaklıkların ardına koymaya yetecek derecede ağır olurdu. İşte bu yüzden gelmeliydi. Kartal'ın güvendiği ve yıllar önce gördüğü durum buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METRODA TERÖR (Tamamlandı)
ActionAfganistan'da bir patlama... Hatay'da gizli bir operasyon... İstanbul'da vahşice işlenen bir cinayet... Ve bütün bu aksiyon dolu koşuşturmanın sonlandığı yer: İstanbul Boğazı'nın altından geçen metro hattı... Başkomiser Saffet ve ekibi gelen bi...