Marmaray metro hattı, İstanbul
10.44
Askerler için plan tıkırında işliyordu. Şimdiye kadar herhangi bir sorunla karşılaşmamış, planladıkları şekilde ilerlemişlerdi. Bravo ekibi ellerine geçen bilgi dahilinde devam etmiş ve olası patlayıcıların yerleştirilme bölgelerine yaklaştıklarını iletmişti. Alfa metroya yakın bir yerde konumunu almıştı. Yanlarında Abdul Haseeb'in kızıyla Matt'ten gelecek haberleri beklemekteydi. Ellerindeki fırsatları iyi değerlendirmek istiyorlarsa her şeyin rayında gittiğinden emin olmaları lazımdı.
"Gözlerini üzerlerinden ayırma." Chad yüzbaşıya fısıldadı ve metroya doğru tek başına yaklaşmaya başladı. "Hareketlilik olup olmadığını kontrol edeceğim."
Kartal yalnız ilerlemesine itiraz edecek gibi olsa da şu anda yapmaları gereken tek şey saf bir işbirliğiydi. Bu nedenle hiçbir şey demeden küçük kıza ve başkomisere döndü. Bir yandan elleri tetikte metroya doğru bakarken bir yandan da yanındaki ikiliyi gözlüyordu.
Chad hızlı ama sessiz adımlarla metroya 30 metre daha yaklaştı ve yere çömelerek pozisyon aldı. Gece görüşü dürbünü olmayan birisi saatlerce baksa dahi onun orada durduğunu göremezdi. Adeta bir hayalet gibiydi, karanlıkla bir bütün olmuştu.
"Kızı ne yapacaksınız?" Başkomiser yüzbaşıya yanaştı. Küçük kız için endişe duyduğunu saklamaya ihtiyaç duymuyordu. Kartal'ın da Türk olmasından dolayı kendisine diğer askerden daha samimi davranacağını düşünüyordu. Ancak bu düşüncesine yanıldığını anlaması uzun sürmeyecekti.
Yüzbaşı soruyu "Ne gerekiyorsa." diyerek kestirip attı ve metroyu gözlemeye devam etme işine döndü. Kendi kendine bu soruyu birkaç kez sormuş olsa da cevabını henüz o da bilmiyordu. Hayatını adadığı bu meslekte vicdanını yıllar önce susturabilmiş ya da kaybetmişti. Hayat kurtarabilmek için hayat feda etmeye ve almaya hazır olmalıydınız. Yüzbaşı Kartal bunu acı yollardan öğrenmişti.
"İzin verin onu koruyayım." Başkomiser şansını denedi. "Sizinle gelip ona göz kulak olabilirim."
"Saçmalamayı bırak adamım." Kartal kesin bir dille cevapladı. "Eğer başarısız olursak hepimizin öleceğinin farkında mısın?"
Bunu başkomiseri susturmak için değil gerçekten öyle olduğu için söylemişti. Eğer Bravo ekibi Abdul'un bahsettiği patlayıcıları etkisiz hale getiremezse bütün bir ray hattı başlarına yıkılabilirdi.
Askerin kendisini terslemesine sinirlenen başkomiser hiçbir karşılık vermedi ve kızın yanına geri döndü. Bu adamlara laf atmanın bir yolu yoktu anlaşılan. Ölecekse de en azından doğru bir şeyler yapmaya çalışırken ölecekti.
Birkaç dakikalık bekleyişin ardından Chad yeniden yanlarına döndü. Kartal'ın yanına gelerek durum raporu vermeye başladı.
"Arkadaki vagonlarda kimseyi göremedim ancak ortalara doğru bir hareketlilik vardı. Ayakta iki kişi görebildim. Eğer yanlış hesaplamadıysam arkadan üçüncü vagon olmalı. İki kişi üçüncü vagonda duruyor."
"Abdul'dan herhangi bir iz var mı?"
"Hayır." Bunu nefret dolu bir şekilde söyledi. "O büyük ihtimalle vatmanın bulunduğu vagondadır, en önde. Yani aramızda nerden baksan yedi vagon var."
"Ne yapacağız, yanaşalım mı? Herhangi bir planın var mı?"
"Matt'ten haber alır almaz devam edeceğiz. Umalım da onu bizimle görüşmeye ikna edebilsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METRODA TERÖR (Tamamlandı)
ActionAfganistan'da bir patlama... Hatay'da gizli bir operasyon... İstanbul'da vahşice işlenen bir cinayet... Ve bütün bu aksiyon dolu koşuşturmanın sonlandığı yer: İstanbul Boğazı'nın altından geçen metro hattı... Başkomiser Saffet ve ekibi gelen bi...