Uzun Bir Gece

10K 609 43
                                    

"N-ne yapıyorsun?!" Genç kadın sesinin titremesine engel olmamamıştı, birdenbire ona doğru iyice sokulan adama karşı çıkınca.

William bacaklarının arasına doğru iyice çektiği kadını yorganla sıkıca sarmalamış, başını genç kadının narin tenine, ensesine dayamıştı. Leydisinin kokusunu sıkı sıkı içine çekti. 

Şimdiye kadar tanıdığı kadınlarınkinden çok daha farklı bir kokuydu bu... Şekerli aynı zamanda çekici bir koku... Sevimli ama baştan çıkartıcı... Tanıdıktı bu koku, her gece uzandığı yatağın öbür ucundan gelen çiçek kokusuydu...

"Çok... çok güzel kokuyorsun." Dedi mırıldarak. Belinda çekinerek karşılık vermedi, hiç kımıldamadan öylece durdu. William kafasını ensesinden ayırarak usulca omzuna doğru yerleştirdi. Elleri genç kadınla fazla temas içerisindeydi ve Belinda'nın buna karşı koyacak ne tâkâti ne de cesareti kalmıştı.

Bir süre ikisi de hiç kımıldamadan öylece durdular. Artık tamamen bilincini yitirmiş olan William leydisinin saçlarıyla oynuyor, genç kadın ise dükünün bu tavırları karşısında nefesini dizginlemeye çalışmak dışında bir şey yapmıyordu...

Belinda doğrularak düke doğru yöneldi. "Artık uyuman gerekiyor. Haydi uzan..."

"Başım çatlıyor."

"Sana, -burada bulabilirsem- kahve yapmamı ister misin?"

William evet anlamında başını salladı. Genç kadın ayağı kalkar kalkmaz tekrar yere doğru çekildiğinde küçük bir çığlık kopardı. -Kendini  bir anda sarhoş bir adamın altında bulduğundan- verdiği tepki gayet makûldü.

"Gitme."

"Az önce kahve isteyen sen değil miydin?" Diye sordu ürkekçe. Ama sorusuna cevap alamadı. 

"Seni çok seviyorum." Diye mırıldandı dük gözlerinin içine bakarak. Dağılmış saçları yüzünün tam görünmemesini sağlıyordu. Bu ona ayrı bir hava katmıştı ve Belinda'nın gerçekten yakışıklı bir eşe sahip olduğunu bir kez daha farketmesine neden olmuştu. O masallardan çıkmış gibiydi.

"N-ne..?"

"Hep benimle kal..." Ardından leydinin şaşkınlıktan aralamış olduğu dudaklara minik bir öpücük bıraktı. Kısa olmasına karşın... Diğer öpüşlerden daha farklıydı bu. Belinda biraz düşündükten sonra aradığı cevabı buldu. 

Bu öpüşte hisler saklıydı... 

"Kendinde değilsin." Dedi sessizce. "Senin beni sevdiğin yok. Unuttun mu yoksa?"

"Evlendiğin gün bile aşkım bitmedi." Dedi kahkaha atarak.

"Evlendiğim gün mü?" diye sordu kendine genç kadın. Duraksadı. Belki de William, başka birinden bahsediyor olmalıydı... Daha biraz önce kendine adıyla hitap eden adam, şimdi onu başka biri olarak görüyordu. Şaka gibiydi.

Her ne kadar acı verse de, buna karşı yapabilecek hiçbir şeyi yoktu. Çaresizdi, sonuçta kocası bir zamanlar başkasını sevmiş olabilirdi. Belki hâlâ seviyor olabilirdi... Belki o şanslı kadın yüzünden, kocası kendisine asla kalbini açmayacaktı. Asla sevmeyecekti... Gerçi sırf kendisini kurtarmak için evlenmeyi seçen bir adamdan başka ne beklenebilirdi ki? Ona verecek tek bir cevabı, edecek tek bir sitemi bile yoktu. Öylece sustu, sadece... Hiç cevap vermeden üstündeki adama baktı.

Bu yakışıklı adam kendisini kurtaran altın prensti. Bundan daha  fazlası olmayacağını anlamıştı artık. O sadece kurtarıcısıydı ve bundan ileriye de gitmeyecekti. Ona karşı beslediği duygu sadece minnet olmalıydı.

Yüreğimde Aşk Saklı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin