İKİ GÜN SONRA
Koskoca iki günün ardından ikinci görevimi almıştım. Görevin yazılı olduğu kağıdı incelerken Isaac yanıma geldi.
"Bu ne?" dedi. Ona nasıl açıklayacağımı bilmiyordum ama çoktan bazı şeyleri anlamışa benziyordu. Elimde ki kağıdı çekip aldı.
"Bana bir açıklama yapacak mısın Amy?"dedi. Sesi sinirli çıkıyordu. Anlatmak istiyordum ama sesimi çıkaramıyordum. Gözlerime baktı, elleri titremeye başlamıştı.
"Görev." dedim. Ağzımdan sadece bu kelime çıkabilmişti.
"Kabul etmeyeceksin." dedi.
"Başka çarem yok." dedim.
“Var.” dedi. Gözleri boşluğa bakıyordu. Ne yapacağını tahmin edebiliyordum. Benim yerime görevleri o yapacaktı, buna izin veremezdim.
“Isaac, sakın benim yerime görevleri yapmayı aklından bile geçirme.” dedim. Sesim titremişti, korkuyordum.
“Senin için. Ben senden daha fazla insan öldürdüm.” dedi. Şaşırmıştım ama korkum şaşkınlığımı bastırmıştı. Ellerini tuttum.
“Ben yaparım.” dedim. Ellerini sertçe çekip odadan dışarı çıktı. Yatağın kenarına çöktüm. Ağlamıyordum ama titriyordum. Kendime çeki düzen verip konseyin yanına gittim.
“Görevi benden başka kimse yapmayacak.” dedim. Konuya aniden girdiğim için şaşırmışlardı. Margaret ayağa kalkıp konuşmaya başladı.
“Nerden çıktı şimdi bu? Yoksa değerli sevgilin görev mi almak istiyor. Eğer öyleyse elimizde görev çok.” dedi ufak bir kahkaha ile. Sinirle ileri atıldım.
“Sakın bunu aklınızdan bile geçirmeyin.” dedim. Korkmuş olacak ki bir adım geri çekildi.
“Görev benim.” dedim ve arkamı dönüp hazırlanmak için odaya gittim.
Silahlarımı hazırladıktan sonra kapıya yöneldim. Bu sırada Alfred yolumu kesti.
“Ekibini yanına almayacak mısın?” dedi.
“Bugün değil. Siz Isaac’e göz kulak olun. Buradan dışarı adım atmasın.” dedim. Silahımı belime yerleştirip yeniden yürümeye başladım. Tam kapıyı açacaktım ki Alfred kapıyı sertçe kapattı.
“Bu çok tehlikeli. Biz olmadan bir şey yapamazsın.” dedi.
“Daha önce yalnızdım.” dedim. Afallamıştı çünkü haklıydım.
“Ama bunlar farklı. Bir çetenin içine dalacaksın ve tek kişi olarak bunu başaramazsın.” dedi. Gözlerinde endişe vardı. Elimdeki kulak telsizini ona uzatıp.
“Al bu telsizi. Eğer bir şey olursa sana buradan haber veririm ve sizde gelirsiniz.” dedim. Telsizi alıp kulağına taktı.
“Şimdi bir sorun yoksa çekilir misin?” dedim. Kapının önünden çekilince kapıyı açıp dışarı çıktım. Arabaya binip gideceğim yere doğru sürmeye başladım. Görevim silah taciri yapan bir çeteydi. Yasak bir şekilde ülkeye silah sokup diğer çetelere dağıtıyorlardı ve büyük paralar dönüyordu. Amacım başlarını öldürmekti çünkü kumandansız kalan ordu dağılırdı.
Saklandıkları terk edilmiş sanayiye gelince farları kapatıp arabayı güvenli bir yere çektim. Buraya gelene kadar hava kararmıştı. Silahımı belimden çıkarıp yavaşça ilerlemeye başladım. Ön kapıdan giremezdim. En yakın seçenek ikinci kata tırmanmaktı ama merdiven yoktu sadece açık bir pencere vardı. Pencere yerden üç metre yükseklikteydi. Geriye doğru gittim. Hızla koşarak bir ayağımla duvardan destek aldım ve zıpladım. Sağ elimle pencereyi yakaladım ve kendimi yukarı doğru çektim. Küçükken arkadaşlarımla hep tırmanma yarışları yapardım ve açıkçası yararını şimdi görmüştüm. Pencereden içeri girip etrafı kolaçan ettim. Oda boştu ama dışarıdan sesler geliyordu. Yavaşça kapıyı açtım. Balkon gibi bir yerdeydim. Aşağıda çete başı ve üyeleri silahlara bakıyorlardı. Sayabildiğim kadarıyla aşağıda on kişi vardı. Sanayi üç katlıydı. Her katta beş nöbetçi dolaşsa toplamda yirmi beş kişi vardı. İlk önce bu kattakileri halletmem gerekiyordu. Silahın ucuna susturucuyu takıp yavaşça ilerlemeye başladım. İki kişi önümde ilerliyordu. İkisini de sessizce öldürmem gerekiyordu. Yanlarına iyice yaklaştım. Sağ taraftakini vurup, soldakinin ağzını elimle kapattım. Benimle boğuşmaya çalışıyordu. Silahı alıp kafasına tuttum ve tetiği çektim. İkisini de karanlık bir köşeye attıktan sonra katı kolaçan ettim. Etraf temizdi. Üçüncü kata çıktım kimse yoktu ,anlaşılan herkes en alt katta toplanmıştı .Aşağıdan bir ses yankılandı.
![](https://img.wattpad.com/cover/8131607-288-k109468.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monster Hunter
Fantasy"Zamanım tükeniyor. Peşimdeki adam çok hızlı, Tanrım yardım et!" Amy sıradan bir şekilde hayatını yaşarken bir anda olaylar tersine döner. Tanıştığı insanlar, yaşadığı çevre, ailesi ve geçmişi. Bir anda hepsi değişir ve Amy gerçeklerle baş başa kalı...