Bal Kabağı

207 20 0
                                    

Merhabalar :D

Uzun bir aradan sonra yeni bölüm ile karşınızdayım. Bu bölüm için sizden ufak bir ricam var. Multimediadaki bölüm şarkısını size söyleyeceğim zaman açıp müzikle beraber okursanız çok sevinirim. Ayrıca Amy'nin giydiği kıyafet de multimedia da :D Elimden geldiğince güzel yazmak için gayret ettim umarım beğenirsiniz :D

Çok çok çok sevgilerle <3

Sabah Isaac kahvaltı için bir şeyler almaya çıktığında bende Katherina ile konuşuyordum.

“Küçük geziniz nasıl geçiyor anlat bakalım.” dedi ufak bir kıkırdamayla.

“Güzel ve normal.” dedim.

“Isaac yanında mı?” dedi.

“Hayır ama unut şimdi onu. Sizin aranızda ne geçiyor anlat bakalım. Bal kabağı da ne?” dedim. Dün Isaac karşısında pes etmiş olsam da hâlâ unutmamıştım.

“Isaac’i oğlum gibi gördüğümü biliyorsun.” dedi.

“Ne biliyorsun belki bir gün ayrılacağız.” dedim.

“Kim?” dedi.

“Isaac ve benim bir gün ayrılmayacağımız ne malum?” dedim. Bu sırada odanın kapısı kapandı. Yavaşça arkamı döndüm Isaac elinde poşetler gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. Gözlerim kaybolana kadar gülümseyip tekrardan önüme öndüm.

“Ben seni sonra ararım.” dedim.

“Tamam canım.” dedi. Hemen telefonu kapatıp Isaac’e döndüm.

“Hoş geldin hayatım.” dedim. Kendimi affettirmek için güzel sözler sarf etmem gerekiyordu.

“Tatlı söz ayaklarını bırak.” dedi. Elindeki anahtarı sehpanın üzerindeki sepetin içine fırlattı. Hızla yürüyüp elinden poşetleri aldım.

“Bir sürü şey almışsın. Hadi hemen kahvaltıyı hazırlayalım.” dedim ve balkondaki masaya doğru yürüdüm. Paçamı bir şekilde kurtarmam gerekiyordu ve bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum. Masayı hazırladıktan sonra konuşmadan kahvaltı yapmaya başladık. Yemeğin ortasında dayanamadım ve sessizliği bozdum.

“Bak telefonda duyduğun şey için üzgünüm. Sadece Katherina’yı sinir etmeye çalışıyordum. Sana ‘O benim oğlum’ deyip duruyor.” dedim.

“Yani bunu demesi kötü mü?” dedi. Gözlerimin içine beni öldürecekmiş gibi bakıyordu.

“Hayır tabii ki de kötü değil. Ben sadece bal kabağı olayını öğrenmek istiyordum.” dedim.

“Çok merak ediyorsan söyleyeyim.” dedi. Elindeki çatalınını masaya bıraktı ve direk gözlerimin içine bakmaya başladı.

“Katherina sana buradan güzel bir hediye almamı istiyor. Bunu unutmamam içinde böyle bir şifre koyduk. Şimdi sürprizi bozduğuna göre rahatladın mı?” dedi.

“Ben sürpriz olduğunu bilmiyordum çok çok ama çok özür dilerim.” dedim. Gerçekten de üzgün hissediyordum. Yani benim neyime ki gidip araştırıyorum. Eskiler doğru söylemiş,  fazla merak bir yerlere zarar diye.

 Benim üzgün hissettiğimi anlayınca Isaac biraz yumuşadı.

“Artık sorun değil nasıl olsa bu akşam yemeği için başka sürprizim var.” dedi.

“Bu sefer fazla kurcalamak yok.” dedim. İkimizde gülümseyip kahvaltımıza devam ettik.

Akşam yemeği saati yaklaştığında Isaac hazırlanmak için dışarı çıktı. Üstüme kırmızı mini bir elbise giydim. Fazla abartıya kaçmamak için siyah bir topuklu ayakkabı giydim ve elime yine siyah bir çanta aldım. Saçlarımı salık bırakıp biraz şekil verdim ve aynaya baktım. Bir şeyler eksik duruyordu. Aksesuar çantasını açıp altın rengi bir bileklik taktım. İşaret parmağıma da yine altın sarısı yüzük taktıktan sonra hazırdım. Aynada kendimi incelerken Isaac aşağı inmem için mesaj attı. Asansöre binip danışmanın önüne gittim. Isaac’i göremeyince dışarı çıktım. Arabaya yaslanmış bir şekilde beni bekliyordu. Geldiğimi görünce yaslanmayı bırakıp yanıma geldi ve elimi tuttu.

“Takım elbise giymişsin…”dedim ama cümlemi tamamlayamadım.

“Kötü mü?” dedi. Beğendiğimi anladığı için beni sıkıştırıyordu. İlk defa bu kozu ona verecektim.

“Sana yeniden aşık olmam için yeterli düzeydesin.” dedim.

“Sende fena sayılmazsın.” dedi. Yine odunluğunu taslıyordu. Gülümseyip arabaya bindim.

Çok şık bir restorana gelmiştik. Çatı katına çıkıp bize ayrılan masamıza oturduk.

“Neden sadece biz varız?” dedim.

“Bu yemeğin bize özel olmasını istedim.” dedi.

“Teşekkür ederim.” dedim.

Müziği şimdi açın lütfen :)

Yemeğimiz bittiğinde sağ tarafta bulunan koltuklara geçtik ve kolalarımızı elimize aldık. Evet doğru duydunuz kolalarımız. Benim yaşım tutmadığı için ve içkiden nefret ettiğim için içmiyordum. Isaac de bana katılmıştı. Kısa süreli sessizliğin ardından Isaac ayağa kalktı ve elimi tutup beni manzaraya biraz daha yaklaştırdı.

“Tanışalı uzun zaman olmadı ama bu kısa sürede birçok şey yaşadık. Kötü günlerimde oldu iyi günlerimizde ama yanımda sen varken kötü günleri hissetmedim bile.” dedi ve diz çöktü.

“Bunca zamandır yanımda olduğun için teşekkür ederim. Hayatımın devamında da yanımda olmanı istiyorum. Birlikte iyi günlerimiz olsun. Küçük bir çocukmuşum gibi düştüğümde beni kaldırıp benim kurtarıcım olmanı istiyorum.” dedi ve elini ceketinin cebine atıp kırmızı bir yüzük kutusu çıkardı.

“Amy, benim kurtarıcım olup benimle evlenir misin?” dedi. Şok içindeydim. Bu sahneleri hep filmlerde izlemiştim ama bir gün başıma gelebileceğini tahin edememiştim. Gözlerimin içine umutla bakıyordu. Gözümden süzülen bir damla yaşa engel olamadım.

“Evet.” dedim. Bağırarak söyleyememiştim ama tüm duygumu yansıtmıştım. Yüzüğü parmağıma taktı ve anlımdan öpüp sarıldı. Hala olayın şokundaydım. Birden patlayan havai fişeklerle irkildim. Rengarenk havai fişekler karanlık gök yüzünü aydınlatıyordu. Isaac beni arkaya döndürdü ve bana doğru gelen pastayla karşı karşıya geldim.

“Ayrıca bugünün doğum günün olduğunu unutmadım. Doğum günün kutlu olsun karıcım.” dedi. Karıcım lafını beni kızdırmak için söylemişti ama yine de ona kızamayıp elini tuttum.

“Teşekkür ederim.” dedim. Bugünün doğum günüm olduğunu tamamen unutmuştum.

“Mumları üfle.” dedi. Pastaya döndüm ve gözlerimi kapattım. Bana ve aileme mutluluk getir dedim ve mumları üfledim. Pastayı kesip yedikten sonra etraf sakinleşti ve bizde yerimize gidip oturduk. Isaac’e sarıldım ve gökyüzüne bakmaya başladık. Ne diyeceğimi ya da ne yapacağımı bilmiyordum. Sessizce ona sarılıyordum. Sonunda sessizliği Isaac bozdu.

“Gerçek bal kabağını öğrenmiş oldun işte.” dedi. Gülümsedim.

“Bundan sonra balkabağını seveceğim.” dedim. Biraz daha sıkı sarıldı.

“Beraber seveceğiz.” dedi.

“Sonsuza kadar.” diye ekledim.

Monster HunterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin