Gizlendiğim yerden çıktım, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Sarı saçlı kadın beni fark etti ve bana doğru döndü. Hiçbir şey söylemeden bana baktı ve birden koşmaya başladı. İçgüdüsel olarak bende koşmaya başladım. Benden kaçıyordu, bu apaçık ortadaydı. Ormana doğru yönelince arkasından onu takip ettim. Aniden durdu ve bana döndü. Bende olduğum yerde durdum, nefes nefese kalmıştım. Gözlerimin içine bakıyordu ve bir şeyler fısıldıyordu. Gözlerim kararmaya başladı.
Gözlerimi açtığımda hala ormandaydım. Saate baktığım da sadece beş dakika geçmişti. Üstümde tılsım gücünü kullanmıştı. Yine. Toparlanıp arabama doğru gittim ve Chris'i aradım.
"Chris o kadın burada. Yaratığı öldürdü. " dedim. Tamam deyip telefonu kapattı. O kadınla konuşmak istiyordum. Öz annemi tanımak istiyordum.
Ertesi gün okula gitmek için hazırlandım. Yine Scott ve Alice'i görecektim. Ah Tanrım şu anda ne kadar da düzgün ve sıradan bir hayatım vardı(!).Arabama atlayıp okula gittim. Öğle arasında Scott yanıma geldi.
"Okul çıkışı maçımız var. Beni izlemeye gelir misin?" dedi.
"Bakarız." dedim. Gülümseyip yanımdan kalktı ve Alice'in yanına oturdu. Telefonum çalınca yemekhaneden dışarı çıktım. Arayan Isaac'di.
" Efendim. " dedim.
" Kadını yakaladık. Hemen ana merkeze gel." dedi. Telefonu kapattım. Kalbim deli gibi atıyordu. Arabaya binip ana merkeze gittim. Burası beni ilk getirdikleri daha doğrusu kaçırarak getirdikleri yerdi. Isaac ile kapıda buluşup sorgu odasına gittik. Annem tam karşımda duruyordu. Beni görünce Oliver ve yanında ki adama dönüp
"Onu buradan çıkarın. " dedi. Şaşırmıştım, böyle bir şey söylemesini beklemiyordum. Oliver'ın yanındaki adam bana döndü. O sırada yakasındaki karttan adını gördüm. Ismi Dylan'dı. Bana bakıp;
"Dışarı çıkabilir misiniz?" dedi. Gözlerimle sert bir bakış atıp;
"Burada kalıyorum." dedim. Kafasıyla onaylayıp tekrardan kadına döndü.
" Pekala. Söyle bakalım adın ne?" dedi. Kadın sesini çıkarmıyordu. Dylan tekrar sordu
"Adın ne?" Yine ses yoktu. Dylan ellerini masaya koydu.
" Bana bak! Şu anda kimsenin oyun oynadığı yok. Bu yüzden ya konuşursun ya da küçük kızının acı çektiğini görürsün. " dedi. Ne dediğini anlamaya çalışıyordum. Kadından tekrar ses çıkmayınca kafamda bir acı hissetmeye başladım. Sanki damarlarım teker teker tıkanıyordu. Iki elimle kafamı tutup dizlerimin üstüne çöktüm. Artık acıdan dolayı çığlık atıyordum.I ssac yanıma eğildi ve beni tuttu. Kadında hala ses yoktu ve ben artık acıya dayanamıyordum. Oliver elini Dylan'ın omzuna koydu ama Dylan hala durmuyordu. Sonunda kadın ellerini sertçe masaya vurarak bağırdı
"Yeter!" dedi. Dylan durdu ve kadına döndü.
" O zaman konuşmaya başla." dedi. Acı kesilmişti, Isaac'in yardımıyla ayağa kalktım. Kadın konuşmaya başladı.
" Adım Katherina. Memnun oldun mu?" dedi ve arkasına yaslandı. Oldukça umursamaz duruyordu. Oliver bana doğru döndü
"Yalnız konuşmak ister misin?" dedi .Evet anlamında kafamı salladım ve karşısında ki sandalyeye oturdum. Herkes dışarı çıkmıştı. Ne söyleyeceğimi bilmiyordum bu yüzden aklıma gelen ilk şeyi sordum.
" Neden beni bırakıp gittin?" dedim. Cevabını biliyordum ama onun ağzından duymak istiyordum. Kısaca;
"Kehanet." dedi. Düz ve sert konuşmuştu.
" Beni hiç aradın mı ya da hiç merak ettin mi?" dedim.
"Hayır. " dedi.
" Neden böyle davrandığını biliyorum." dedim. Ilgisini çekmiştim bana bakıp kaşlarını havaya kaldırdı.
" O saçma sapan kehanet yüzünden benden uzak durmaya çalışıyorsun." dedim. Gözlerini devirdi. Hala umursamaz davranıyordu.
" Belki de değişmişimdir. Onca yıl geçti Amy. Sen büyüdün ve ben kendime başka bir hayat kurdum. Içinde sen olmayan." dedi. Kelimeleri kulağımda çınlıyordu. Ellerimi masaya vurup ayağa kalktım.
" Burada pes etmeyeceğim bunu bil." dedim ve odadan çıktım. Saate baktığım da dörde geliyordu okulun bitmesine az kalmıştı. Maça gidersem belki kafamı dağıtabilirdim. Oliver'a haber verip okula doğru yola çıktım. Isaac de benimle gelmişti. Sahaya gelince oturmak için bir yer bulduk ve oturduk. Maçın başlamasına beş dakika kalmıştı. Oyuncular sahada ısınıyordu. Gözüm Scott'a takıldı. Tribünlere bakıyordu. Beni görünce gülümsedi ve takımın yanına gitti.
Maç bittiğinde Alice Scott'ın yanına koştu ve ona sarıldı. Bizim takım kazanmıştı. Issac ile yanlarına gittik.
" Tebrikler." dedim. Scott, Isaac'i görünce birden suratı ciddileşti. Bana bu kim der gibi bakış attı.
" Ah tanıştırmayı unuttum bu Isaac." dedim. Alice hemen söze girdi.
" Tanıştığımıza memnun oldum. Ben Alice bu da erkek arkadaşım Scott. Bu arada Amy'nin nesi oluyorsun?" dedi . İşte şimdi ayvayı yemiştik ne diyecektim "yaratıkları öldürebilmem için bana rehberlik eden kişi" mi? Kesinlikle beni hastaneye kapatırlardı. Issac konuşmaya başladı.
" Ben Amy'nin sevgilisiyim." dedi. Şok olmuştum, böyle bir cevap beklemiyordum. Scott bana dönüp
"Neden daha önce söylemedin?" dedi. Sesi sert çıkmıştı.
" Meşguldüm." dedim. Isaac'in elinden tutup
"Hadi gidelim." dedim . Diğerlerinin yanından geçip uzaklaştık. Aradaki mesafe açılınca Issac'in elini bıraktım.
" Sen deli misin? Ne sevgilisi? Her şeyi mahvettin!" diye bağırdım. Issac ise gülüyordu.
"Neyi mahvetmişim? Çocuğun sevgilisi var işte görmedin mi? Onu unutsan iyi olur. Hem bir şey söyleyeyim mi?" dedi. Durdu ve önüme geçti. Gözlerimin içine bakıyordu.
" Belki de gerçek olmasını istediğim bir şeyi söylemişimdir." dedi. Öylece kalakaldım. Bu halime gülümseyip yürümeye devam etti. Yol boyunca konuşmamıştık. Düşünüyordum, bugün olan her şeyi. Eve varınca teşekkür edip arabadan indim ve doğruca eve geçtim. Yatağıma uzanıp uyumaya başladım.
Sesler gelince gözlerimi açtım. Saat gece üçe geliyordu. Etrafı dinleyince salondan sesler geldiğini anladım. Yavaşça yatağımdan kalkıp koridora çıktım. Sesler çoğalmıştı. Bir kaç gölge gördüm. Insana benziyordu. Birden biri arkamdan ittirdi ve salonun ortasına düştüm. Hemen toparlanıp ayağa kalktım. Altı kişi salonumda durmuş gözlerini bana dikmiş bir şekilde bir şeyler söylüyordu. İşte o an anladım bu insanlar tılsım soyundandı. Büyülere karşı nasıl korunacağımı bilmediğim için kaçmaya çalıştım ama olmuyordu. Sanki beni olduğum yere çivilemişlerdi. Arkadan birisi gözlerimi bağladı ve her şey birden sustu. Şimdi karanlıktaydım ve etrafımda kimse yoktu.
Merhaba arkadaşlar :D
Lafı uzun tutmayacağım bu zamana kadar hikayemi okuyup destekleyen herkese çok çok çok teşekkür ediyorum :D Bu arada medya da Amy'i görebilirsiniz :D
Takipte kalınn :D

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monster Hunter
Fantasía"Zamanım tükeniyor. Peşimdeki adam çok hızlı, Tanrım yardım et!" Amy sıradan bir şekilde hayatını yaşarken bir anda olaylar tersine döner. Tanıştığı insanlar, yaşadığı çevre, ailesi ve geçmişi. Bir anda hepsi değişir ve Amy gerçeklerle baş başa kalı...