Bacağımda ki ağrı ile uyandım. Beyaz bir odadaydım, beynimi toplamaya çalışıyordum.
“Günaydın. Bacağınız nasıl?” diyen bir ses duydum. Üstündeki önlükten doktor olduğu anlaşılıyordu.
“Ağrıyor fakat dayanılacak derecede.” dedim.
“Yaranız çok derin olmadığı için bir iki haftaya kalmaz eski halinize dönersiniz. Serumunuz bitince sizi almak için gelecekler.” dedi ve arkasını dönüp gitti. Ne garip bir yerdi burası ve ben burada kalmayı neden kabul etmiştim. İşte ben ve benim güzel kararlarım. Sanırım hayatıma renk girmesini istemiştim.
İki saat sonra serumum bitti. Kapı açıldı ve içeri Isaac girdi. Tanrım hayattan başka ne isteyebilirim ki(!).
“Yorgun savaşçı hadi seni hazırlayalım.” dedi.
“Ben kendim hazırlanırım sen sadece bana kıyafetleri ver yeter.” dedim. İyi mi bu çocuk ya? Eşyaları alıp yaralı ayağıma tam basmamaya çalışarak banyoya girdim ve hazırlandım. Açıkça söylemek gerekirse kendimi zombilikten kurtardım diyebiliriz. Dışarı çıktığımda Isaac her şeyi hazırlamıştı. Aşağı indik ve dışarıda bir Porsche Cayenne model araba bekliyordu. Gözlerime inanamadım yani bu insanlar ne isteseler sahiplerdi. Arabaya resmen aşık olmuştum. Grimsi rengi bir harikaydı, bu araba ile çok rahat dünya turu yapabilirdim. Arabaya bindik ve kaldığımız yere doğru yol aldık. Isaac konuşmaya başladı.
“İki hafta sonra normal bir liseye başlayacaksın. Kaldığın yerden devam edeceksin. Bu okulu senin için biz seçtik ama sana bir uyarım var, sakın sıra dışı bir şey yapma ve kavgalara karışma. Kimliğini saklaman lazım aksi takdirde seni kovalayan kişiler seni tekrardan bulur ve eminim ki sende o saklandığın çukura tekrardan girmek istemezsin.” dedi ve bana baktı.
“Önüne baksana!” diye bağırdım. Sessiz bir şekilde odun diye söylendim ama haksız mıyım? Beni sinir etmek için elinden gelen her şeyi yapıyordu.
“Okul nerede?” diye sordum.
“Westtown adlı bir yerde. Orası ufak bir şehir gibi. İnsanları çok sıcakkanlı. Emin ol bir yıldız gibi parlayacaksın.” dedi.
“Ah desene dersler yine başlıyor aslında ben bu okçuluk ile gayet iyi ilerliyordum.” dedim ve arkama yaslandım. Ders çalışmayı çok seviyordum fakat bu avcılık işi ile aynı anda nasıl idare edeceğimi bilmiyordum. Isaac güldü ve arabayı durdurdu. Tek katlı müstakil bir evin önünde durmuştuk. Kendine ait çok güzel bir bahçesi vardı. Aynı şekilde diğer evlerde biraz mesafeler ile yan yana ve karşı karşıya dizilmişlerdi.
“Burası senin yeni evin. Okula gideceğine göre yeni bir evinin olması iyi olur diye düşündük. Ayrıca eskiden kaldığın yer ile aynı dizaynı yaptık çünkü orasını sevdiğini çok iyi biliyorum.” dedi.
“Şapşal.” deyip arabadan indim. Aslında çok sevinmiştim, artık kendime ait bir evim vardı ve bunun anlamı daha özgür olacağımdı.
Merhaba arkadaşlar yine ben :)
Biliyorum bu bölümde pek olay yoktu fakat size gelecek bölümler hakkında kopya vermek istedim.Sizce Amy'nin okul hayatında neler olacak ve karşısına kimler çıkacak ben söyleyeyim Amy'i yep yeni maceralar ve aşklar bekliyor.Takipte kalın :)
Bu arada araba hakkında ki görüşleriniz neler?Şahsen ben B-A-Y-I-L-D-I-M :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monster Hunter
Fantasy"Zamanım tükeniyor. Peşimdeki adam çok hızlı, Tanrım yardım et!" Amy sıradan bir şekilde hayatını yaşarken bir anda olaylar tersine döner. Tanıştığı insanlar, yaşadığı çevre, ailesi ve geçmişi. Bir anda hepsi değişir ve Amy gerçeklerle baş başa kalı...
