Katherina’nın ağzından;
Çantamın içine yaklaşan savaş ile alakalı belgeleri koyup evden dışarı çıktım. Sabah saat altıya geliyordu. Evdekiler uyuduğu için onlara kısa bir not bırakmıştım. Arabama binip konseye doğru yola çıktım.
Konseye gelince arabayı görünmeyen bir yere park edip kapıya doğru ilerledim. Kapıda Alfred beni karşıladı.
“Uzun zaman oldu.” dedi. Amy’nin ekibinde yer almıştı.
“Her zaman ki gibi hızlısın.” dedim. İçeri geçerken konuşmaya başladı.
“Amy nasıl?” diye sordu. Kısaca,
“İyi.” dedim ve büyük salondan içeri girdim. Beni görünce Margaret hemen ayağa kalktı.
“Seni buralarda görmek büyük bir şeref.” dedi. Her zaman ki gibi dalgacı ses tonuyla konuşuyordu.
“Seni görmekte büyük bir zevk.” diye karşılık verdim. Onun vereceği cevabı beklemeden konuşmaya devam ettim. ” Büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu belirtmek için buraya geldim.” dedim. Söylediklerim hepsinin ilgisini çekmiş olacak ki hepsi gözlerimin içene bakıyordu.” İnsan türünden olmayan biri iki kişiyi öldürdü.” dedim. Margaret öne atıldı.
“Bu zaten hep olan bir şey.” dedi.
“Öldürdüğü kişiler savaş hakkında bilgi alabileceğimiz kişilerdi.” dedim. Arkadan kırklı yaşlarında, esmer ve kirli sakallı bir adam konuşmaya başladı.
“Ben bunda ki önemi hala anlayamadım.” dedi. Sabrımı git gide tüketiyorlardı.
“Yani size açıkça söylemek gerekirse onları öldüren kişi düşmanımızdı.” dedim. Margaret cümlemi tamamlayarak devam etti.
“Yani savaşı başlatan kişiydi.” dedi ve elini çenesine götürüp ovuşturmaya başladı.
“Bu konu hakkında bir şey yapmamız gerekir.” dedim. Esmer adam tekrardan konuşmaya başladı.
“Bence bir şey yapmamıza gerek yok. Bu konu bizi ilgilendirmez.” dedi. Sinir seviyem git gide yükseliyordu.
“Unutmayın avcılara gelecek zarar eninde sonunda sizi de etkiler.” dedim.
“Savaşı başlatan kişinin sadece avcılara garezi olduğu apaçık ortada. Tılsım soyu ve konsey olarak bize bir can sıkıntısı yaşatacağını zannetmiyorum.” dedi esmer adam ve arkasına yaslanıp bacak bacak üstüne attı. Tam ağzımı açıp bağıracaktım ki Margaret araya girdi.
“Sakin ol Lucas. Mantıklı düşünürsek bu savaş bizi de ilgilendirir.” dedi. Esmer adam -Lucas- cevaptan hoşlanmamış olacak ki yerinde kıpırdanmaya başladı.
“Margaret’a katılıyorum. Bu savaş neredeyse bütün türler için çok tehlikeli. Çok geç olmadan durdurmamız lazım.” dedim.
Bir iki saat daha konseyler neler yapabileceğimizi konuştuktan sonra eve dönmek üzere arabama doğru ilerledim. Bu sırada telefonum çaldı, arayan Amy’di.
“Efendim canım.” dedim.
“Ufak bir sorunumuz var.” dedi. Sesi endişeli geliyordu.
“Devam et.” dedim.
“Andrew ortalıklarda yok.” dedi.
“Telefonunu aradın mı?” dedim. Endişelenmiştim ama sakin kalmaya çalışıyordum.
“Evet hem de sayamadığım kadar çok ama telefonu kapalı.” dedi.
“Hemen eve geliyorum daha detaylı konuşuruz.” dedim ve telefonu kapatıp arabaya bindim.
Eve geldiğim de Amy ve Isaac koltukta endişeli bir şeklide oturuyorlardı. Hemen yanlarında ki koltuğa oturup onları dinlemeye başladım.
“Sabah Isaac ile beraber koşuya çıktık. Döndüğümüz de masanın üzerinde bir kağıt vardı.” dedi ve bir kağıt parçasını bana uzattı. Üzerinde Andrew’in el yazısıyla bir şeyler karalanmıştı.
Bilgi toplamak üzere yurt dışına çıkıyorum. İhtiyacım olduğu zaman sizinle iletişime geçeceğim. Bana ulaşmaya çalışmayın.
Kağıdın üzerinde sadece bunlar yazıyordu. Kağıdı orta sehpanın üzerine koyup sakince konuşmaya başladım.
“Panik yapılacak bir şey olduğunu sanmıyorum bu yüzden sakin olun. Andrew böyle bir çocuktur, ne yapacağını önceden açıklamaz ve birden o işi yapmaya konulur. Bu yüzden kağıtta yazdığı gibi sadece ondan gelecek haberleri bekleyelim ve kendi işlerimizle uğraşalım. Anlaşıldı mı?” dedim .Amy gözlerime anlaşılmaz bir şekilde bakıyordu.
“Hiç endişelenmiyor musun? O senin oğlun değil mi?” dedi.
“Oğlum ama kendi kararlarını verebilecek bir yaşta. Bu yüzden bize sadece sessiz kalmak düşer.” dedim. Sadece kafasını sallayıp arkasına yaslandı. Isaac’e baktım, o da anladığını işaret etti ve kumandayı alıp rastgele bir film açtı. İkisi filme dalmışken telefonuma gizli bir numaradan mesaj geldi. Diğerlerine belli etmeden mesajı açtım.
Ben Andrew. Merak etmeyin hiçbir sıkıntım yok. Sadece bir ipucu bulmaya çok yaklaştım bunu bildirmek istedim.
Mesaj da sadece bunlar yazılıydı. Mesajı silip telefonu kapattım. Bunu Amy ya da Isaac’e söylemeyecektim çünkü söylersem peşini bırakmazlardı ve hayatlarını tehlikeye atarlardı. Yavaşça arkama yaslanıp filme daldım gerçi filmden çok kendi düşüncelerimle uğraşıyordum.
Merhaba canlarım :D
Uzun bir süre yazamadım çünkü bilgisayarım bozulmuştu ardından da tatile gittiğimiz için yeni bölüm gecikti.Bunun için özür dilerim.
Multimedia da Katherina var :D
Umarım yeni bölümü beğenirsiniz <3
![](https://img.wattpad.com/cover/8131607-288-k109468.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monster Hunter
Fantasy"Zamanım tükeniyor. Peşimdeki adam çok hızlı, Tanrım yardım et!" Amy sıradan bir şekilde hayatını yaşarken bir anda olaylar tersine döner. Tanıştığı insanlar, yaşadığı çevre, ailesi ve geçmişi. Bir anda hepsi değişir ve Amy gerçeklerle baş başa kalı...