30.Seni bulmama az kaldı

39 3 1
                                    

''Tamam Onur.Teşekkür ederim.Tekrar gelişme olursa ara lütfen.''

Asaf'ın telefonla konuşma sesine uyanmıştım.Yatağın ucuna oturmuş dikkatle dinliyordu.Konuşması bittiğinde gözlerimi ovuşturarak doğruldum.

''Ne oldu?Önemli bir şey mi?'' esnerken söylediğim anlaşılmamış bile olabilir.

''Şu senin sapık varya.Neydi adı, heh Sarı Sonya!Bu sabah erken saatlerde hesabı açmış ve geri kapatmamış.Bu sebeple sinyallerden kolayca bulmuş Onur yerini.'' dizlerimin üstünde Asaf'ın yanına doğru sokuldum.

''Kimmiş,anlat çabuk,hadi!'' kafamı eğip Asaf'a diktim gözlerimi.

''Verdiği adres sizin o yaşıdığınız eski mahalleyi gösteriyor.Aslında birden fazla adres verdi.En çok kullanım sizin orada ki mahalleden yapılmış.Diğeri ise farklı bir şehirden.Yalova dedi.''

''İsim bulamamış mı?''

''IP adresi bulduğu için o evdeki o bilgisayarı kullanan herkesin hesaplarını saydı.Hepsinin soyadıda Güler'di.Ama tanıdığımız biri yok içlerinde.Yalova'daki soyad da Demir'di.İsimlerini bana mesaj olarak atacak şimdi.Kalabalık bir liste.''

''İyi de Güler, Burcu'ların soyadı.''

''Ama saydığı isimlerde Burcu yoktuki.Burcu mu yaptı bunların hepsini yani?''

''Burcu'nun kendi bilgisayarı var.Kardeşinin bilgisayarını falan mı kullanıp yaptı yani?Nasıl ya,benim yakın arkadaşım bana bunu neden yapsın?'' ellerimi başıma koyup öylece kaldım.

''Dur bi belki değildir.Onun bilgisayarını kullanan biri olamaz mı?Onları sana atmakla Burcu'ya bir yararı olmaz ki.Onu çağır bize gelsin düzgünce konuşalım.''

Suratımı asıp yataktan kalktım ,banyoya girdim.Elimi yüzümü yıkayıp aynadaki görüntüme baktım.Soluk ve çaresiz.İki gün mutluysam beş gün burnumdan geliyordu tüm olup bitenler.

Nedir keder? Acı mı? Istırap mı? Çile mi? Gözyaşı mı? Kader mi? Yoksa yeni bir kapı mı, köprü mü? İnsanın kendi çizdiği yolda içine düştüğü kör kuyu mu ?Başına gelince keder, yeter dediği mi?

Doğru yolda gitmesi gerekirken,terk ederek gittiği yanlış yolda çukura düşmesi, Allah'ın kendine gel demesidir keder.Kendine gel daha bunlar ne ki demesidir.

''Sen şirkete gidecektin bugün hani?'' domatesten bir çatal daha aldım.

''Babanla karşılaşmak istemiyorum.'' umarsızca çayını yudumluyordu.

''Artık söylemelisin bence.Babam sana neden bu kadar öfkeli?Çocukmuşum gibi benden bir şeyler saklamaktan vazgeçin.'' önümdeki tabağı öne doğru itip çatalımı bıraktım.

''Sıkıştırma beni Sevda!'' oda benim gibi çayını tabağını iteleyip masadan kalktı.

''Bana bağırma bir daha!'' sandalyemde arkamı dönüp ardından seslendim.Beni umursamayıp gidip koltuğa oturduğunu görünce sandalyeden kalkıp başına dikildim.

''Masadan kalkmak da neyin nesi?Ne kadar değiştiğinin farkında mısın?Bu insan beni seven Asaf değil.'' konuşmama rağmen televizyon kanallarını değiştirmeye devam ediyordu.İyice çileden çıkmaya başlamıştım.Tek elimle yüzünü alıp yüzüme çevirdim.Geri döndürmemişti suratını.Hızlı hızlı nefes alışlarını göğsünün inip kalkmasından farkedebiliyordum.

''Sevda, benim seni ne kadar sevdiğimi açıklayabileceğim bir cümle yok ama bir kere olsun sıkıştırma beni.Biz kendi hayatımıza bakalım.Ne zamandır önemsiyorsun babanı ve dediklerini?'' suratındaki elimi alıp dudaklarına götürdü.

Huma KuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin