36.Ne olur dayan

53 5 2
                                    

O gecenin ardından tek kelime daha soramamış,boğazıma dizilmişti her şey.Hazırlık yaptığımız şu günlerde moralimizi bozmak isteyeceğim en son şey olabilirdi.Fakat bu konuda onunda benim gözlerime bakmaktan çekindiğini hissediyordum son günlerde.Bunun bir sorun olmayacağını,onun yanında olduğumu söylemeliydim en kısa zamanda.

Demlediğim çaydan bir bardak doldurup masaya oturdum,yudumlarken bir yandan camın önündeki çiçeklerime bakıyordum.Menekşelerim,günışığıyla tomurcuklanmaya başlamıştı.

''Çay iyice demlenmiş mi?'' Asaf uyanmış,gözlerini ovuşturarak kapıdan girmişti.

''Evet.'' ayağa kalkıp dolaptaki beyaz kupaya uzandım.

''Bakayım.'' beni kendine doğru çekip dudaklarımın tadına baktı. ''Harika,o zaman içeyim bir bardak.''

Çayı doldurup bende masaya oturdum. ''Ne zaman söylemeyi düşünüyordun?''

''Hı, neyi?''anlamamış bir şekilde çayını yudumlamaya devam ediyordu.

''Kafamda oturmuyor bazı şeyler.''

''Ne diyorsun Sevda?Bir şey varsa düzgünce anlat.'' bu sefer ciddiye alıp gözlerini bana dikmişti.

''O kız, Selin.Madem çocuğun olmuyordu, ona neden hamilelik testi yaptırdın?'' duydukları karşısında takındığı merak dolu tavrı, hüzne dönüşmüştü.

''Senin içini rahatlatmak içindi hepsi.Yatıp yatmadığımızı ispat edemiyordum,bu şekilde ikna olursun diye düşündüm.''

''Bana sadece doğruları söylemen yeterliydi.'' elini kavrayıp sıktım.

''Bu,söylemesi kolay bir şey değil benim için.Yani ne bileyim,sende istersin aile olmak.Çocuklarımızın olmasını...Üzülürsün diye söyleyemedim.''

''İki kişilik aile olmaz diye bir kural mı var?Hem tıp çok ilerledi,sonuçta bir sürü tedavi yöntemleri çıktı.'' gülümseyip,elini bir kez daha sıktım.Gözleri kızarmış, benden kaçırıyordu.

''Neyse,hadi yarın düğünümüz var hala oturuyorsun.Gidip gelinlikle damatlığı alacağım dikimevinden. ''

***********************************************************

Saçlarımı istediğim şekle getirene kadar kuaförlerin başının etini yedim resmen.Bir türlü istediğim gibi yapamayıp her seferinde beni şu saçına sim döken gelinlere benzetmişlerdi.Sadelik için diretip saçlarımı dağınık ve doğal bir şekilde yaptırabildim.Ne yalan söyleyeyim Burcu'nun saçları daha gelin gibiydi.Sapsarı beline kadar olan saçları ne model yaparsa yapsın şatavatlı duruyordu.

''Ayakkabının silinebilecek en güzel yerini yıllar önce rezerve ettirmiştim,unutmadın değil mi?'' ayakkabımı tek hamleyle ayağımdan çıkartıp, kalemle adını yazmaya başladı.

''Her yerine yazabilirsin,nasılsa bomboş.'' yanağıma boca ettikleri allığı ellerimle biraz hafifletmeye çalıştım aynaya bakarken.

'' yanağıma boca ettikleri allığı ellerimle biraz hafifletmeye çalıştım aynaya bakarken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Huma KuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin