32.Unutmamalıydım!

41 4 1
                                    

''Bugün burada konuştuklarımız aramızda kalırsa iyi olur. '' süsünden püsünden ödün vermemiş, incilerini takmış, kırmızı rujunu sürmüş bir şekilde karşımda oturuyordu Figen.

''Dinliyorum, neymiş derdiniz. '' tek kaşımı kaldırıp gözlerinin içine diktim gözlerimi.

' Ben evlenmenizi istemiyorum. Ama sen kapağı Asaf'a atmaya kararlısın sanırım. '' gözlerim açılmış ve sinir küpüne dönüşmüştüm. Tam bir şeyler söyleyecektim ki eliyle dur işareti yaptı.

''Ben konuşayım, sende konuşursun elbet. Başta babandı bu evliliği isteyen. Asaf'la evlenmek isteyen elbette bir sürü kız var. Zengin, alımlı, eğitimli. Ama baban istemiyor. Babanı sevdiğimden susuyorum. Seninle formalite bir evlilik yapıp sözde Asaf'ı o kızlardan koruyacaktı. Önemli bir işe giriyoruz. İşin magazin kısmı da var tabi. Herhangi bir iş adamının kızıyla evlenirse birbirlerine destek oldu izlenimi vermek istemedi. Bu yüzden o iş bitene kadar evli kalacaktınız.Seninle Asaf'ın gerçek bir evlilik yapmasını istemiyor. ''

'' Biz sizin oyuncağınız mıyız? Onunla evlen, bununla evlenme. Sizin işiniz için bizler niye feda ediliyoruz? Kimseden izin alacak değiliz. Senin gibi bir kadının oğlu nasıl Asaf gibi düzgün bir insan olur anlamıyorum. Bu evden çık git şimdi. Bizim kararlarımıza göz yummayı öğreneceksin. Aksi taktirde oğlunun yüzünü bile göremezsin. '' ayağa kalkıp kapıyı işaret ettiğim halde hala sandalyede oturuyordu.

''Sen beni oğlumla mı tehdit ediyorsun? '' kötü bir kahkaha attı.

''İstersen bir dene? '' hafiften yüzüme bir gülümseme yerleştirdim. ''Ben babam gibi salak değilim. Etkin altına alabileceğin bir çocuk hiç değilim. ''

''O iş gerçekleşip bittiğinde senin için bu hayat hiçte kolay olmayacak Sevda Şura. '' ayağa kalkıp topuklu ayakkabısını yere sertçe vura vura yürüyüp çıktı.

''Hiç bir şey sevginin gücünden yüce değildir. '' onun gitmesiyle yatağa attım kendimi.

Asaf'a söyleyip söylememe konusunda oldukça kararsızım. Artık her şeyi öğrenmiştim.Bu muydu yani? Asaf bunu bana söylemekten bu kadar çekinmesi çok saçma.Zaten babamın bizi evlendirmek istediğini biliyordum.İş için olması bir şeyi değiştirmez ki.

Beni üzen babamla Asaf'ın bu konuda anlaşmasıydı.Sözünde durmadı diye kızıyordu babam Asaf'a.Benim üzerimden yapılan bir anlaşma vardı ortada.Ama buna rağmen susup köşeye çekilecek gibiydi babam.Ya Figen? O elinden geleni ardına koymayacak.Bunu açıkça belirtti.

Asaf'a söylediğimde yapacağı ilk şey annesine ağzına geleni söylemek olur tahminimce.Ama onun annesi ve ne kadar kötü olursa olsun annesiz olmaktan iyidir.Bunu ona yapamam.Annesiyle arasını açamam.

''Beni aramışsın hayatım,telefonum sessizde görmemişim.Şirketteyim hala.'' yarım saat sonra bana geri dönüş yapmıştı.

''Tamam bir tanem sorun yok.Gelirken çikolata al demek için aramıştım.Hep bu saatlerde geliyorsun ya ondan.'' neşeli cevap vermeye çalıştım.

''Biraz işlerim uzadı.Çıkıyorum şimdi şirketten.''

Kahverengi tahtadan bir ev önümdeydi.Tahtalarının arası açılmış olan kapı ise zamana meydan okuyor gibiydi.Sanki yenilemek isteyen biri tarafından gelişi güzel beyaza boyanmıştı.İçeriye girmemle gördüğüm gölge ile irkildim.Bir kedinin gölgesi olduğunu anlamam on saniyemi almıştı.

Sevimli kediyi kucağıma alıp yeni cilalanmış merdivenleri yavaşça çıkmaya başladım.İçeride çok keskin bir nane kokusu vardı.Merdivenlerden yukarı çıktığımda ilk gördüğüm odaya girdim.Ev hem yaşanmışlık,hem de sanki uzun zamandır kimse uğramamış gibi hissettiriyordu.

Huma KuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin