18.Kurtuldum Sanırım

88 6 2
                                    


Gözlerimi açtığımda bir arabanın içerisindeydim.Ön koltuğa oturtulmuş ve kollarım bağlanmıştı.Dışarıya bakıp nerede olduğumuzu anlamaya çalıştığımda şehrin dışına çıktığımızı tabelalardan anlamıştım.

Biraz daha ileride ağaçların olduğu bir yola saptık sonrada bir evin önünde durduk.Beni zorla kucağına alıp evin içerisine soktu.Daha sonra odada bulunan tek yatağa koydu ve ellerimi yatağın başlığına bağladı.

Bağırıp çağırsamda bir çaresi yoktu.Çünkü köpek bile yoktu geldiğimiz yerde.Tuvaletimin gelmesiyle yavaşça kıpırdanmaya başladım.Farkedecek olacak ki bana döndü.''Derdin ne?''

''Tuvaletim geldi çöz ellerimi.''

''Bu kadar salağa mı benziyorum?Beraber gidebiliriz tuvalete ellerini çözmeyeceğim.'' Beni başlıktan ayırıp ayağa kaldırdı.Tuvaletin önüne geldiğimizde pantolonumun düğmesine gitti elleri.

''Dokunma, çöz ellerimi kendim hallederim.Tuvalette nereye kaçacağım?''Gözlerime bakıp ikna olduğunda ellerimi çözdü.İşimi halledip tuvalette kesici bir şeyler aradım.Son çare bir çekmeceyi açtığımda bir ayna parçası buldum.Cebime yerleştirip ellerimi yıkayıp çıktım.

Ellerimi tekrar bağlayıp odadan çıktı.Bu sefer başlığa bağlamamıştı.Bingo! Cebimdeki aynayla elimdeki ipleri kesmeye başladım.Zor da olsa başardığımda ayağa kalkıp odada ona vuracak bir şeyler aradım.Dışarısı karanlıktı,henüz bizi bulamamışlardı.

Odada bulunan dolabın içindeki askı asılan demir askılığı çıkardım.Kapıyı yavaşça açıp Burak'ın olduğu odaya doğru ilerledim.Tam ona vuracakken beni duymuş olacakki ayağa fırladı.Beni yakaladığı gibi uzandığı koltuğa beni yatırıp üzerime çullandı.

''Bu hırçın tavırların daha çok hoşuma gitmeye başladı.''Boynumda hissettiğim dudaklarıyla adeta kanım çekildi.Dudakları göğüslerime doğru indiğinde bileklerimi sıkı sıkı tutmasını gevşetmişti.Bu fırsatla hassas yerine tekme attım.O acıyla üzerimden kalktığında sehpada duran ilacı alıp koltuğun minderine boşalttım.Üzerime geldiğinde ittim ve duvara yapıştığında yastığı yüzüne bastırmaya başladım.Ne kadar dirensede bayılmıştı.Hırsımı alamadığımdan yere düştüğünde biraz daha tekmeleyip direk kapıyı bulmaya çalıştım.

Dışarı çıkıp karanlıkta koşmaya başladım.Zerre nereye gittiğimi bilmiyordum.Bir gövdeye çarptığımda artık her şeyin sonu geldiğini düşündüm.Yüzüme tutulan fenerle gözlerimi kırpıştırıp karşımda Asaf'ı görmemle ona sarıldım.Kalan son gücümle ona sarıldığımda bu anı bekliyormuş gibi kollarına bıraktım kendimi.Gözlerimi açacak gücüm bile yoktu.

Gözlerimi açamıyordum, adeta saatlerdir uyuyor gibiydim. Biraz araladığımda beyaz bir odanın içerisinde olduğumu farkettim. Kafamı çevirdiğimde ise Asaf'ı gördüm. Sanırım hastanedeydim. Biraz daha kendime geldikten sonra, ''Hangi ara geldik buraya.''

''Sabah oldu Sevda, bayadır uyuyorsun sakinleştirici verdiler, serum taktılar. Güçten düşmüşsün.Şükürler olsun iyisin.''

Ayağımın sargıda olduğunu farkettim.''Ayağım en son hatırladığımda sağlamdı.''

''Ayakların parçalanmıştı resmen ayakkabısız koşuyordun karşılaştığımızda. Yorma kendini dinlen lütfen daha iyi olacaksın.''

''Gerçekten ümidimi kesmiştim. Bizi nasıl buldunuz.''

''Burcu sen açmayınca telefonu merak edip abini aramış, abinde babanı aradı derken olaylar gelişti. Kaçırıldığını düşündük kimsenin telefonunu açmadın çünkü. Son çareyi polise gitmekte bulduk. Ve o salak telefonunu kapatmamış kırmamış. Sinyallerden bulmak zor olmadı. ''

Vücudum komple sızlıyordu. Bileklerim bile morarmıştı sıkı bağlamasından dolayı. Asaf'ın gözlerini bir anda boynuma takıldı.

''Bunu o mu yaptı?'' Tam cevap verecekken babam ve abim girdi içeri. Şükürler olsun cevap vermekten kurtulmuştum.

''Sevda ne zaman uslu bir kız olacaksın.'' abim ortamı yumuşatmak istercesine odaya girdi ve alnıma bir öpücük kondurdu.
''Abi şu durumda bari dalga geçme. '' gülümseyerek karşılık verdi.

''Adamı ne güzel bayıltmışsın öyle. Deli gücü mü geldi kız?''

''Aman abi. '' gözlerimi devirip burnundan soluyan Asaf'a döndürdüm kafamı. Gözleri dolu ve sinirliydi.

''Boynundaki morluğu o çocuk mu yaptı Sevda. '' kaçtığım soruyu tekrar bana yöneltti.

Yutkunup cevap verememiştim. '' Elimden geldiğince kendimi korudum. Zaten bunu yapması son noktayı koydu.Kaçtım elinden sonrası malum.''

''Ona bu morlukların on katını yapacağım. '' kapıdan çıkmaya çalışan Asaf'ı babam tuttu kollarından.
''Çocuk şuan yoğun bakımda dövdüğün yetmedi mi Asaf?''

''Asaf onu mu dövdü?'' kafamı babamla abim arasında döndürdüm.

''Hemde ne dövmek, ben yardım etmeye gittiğimde ayırmak zorunda kaldım. Neredeyse öldürecekti.'' abim gözleri parlak şekilde anlattı.

''Asaf gitme şuan sevdiğim insanların yanımda olmasını istiyorum. '' bu söylediklerim onun gitmesini engellememe yetmişti.

Akşam olduğunda doktor gelip tek kişinin yanımda kalabileceğini söyledi. Abim kalmak istesede Asaf kapmıştı çoktan kontenjanı.

Akşam yemeğini elleriyle yedirmiş beni rahat ettirmek için uğraşmıştı.

''Sevda gerçekten iyisin değil mi?'' sorusuyla gözümü televizyondan ayırıp ona baktım.
''İyiyim, yanımdasın işte gördüğün gibi. Alt tarafı açlıktan güçsüz düşmüştüm.''

''Kolay bir şey değildi bu. Yüzündeki kolundaki morluklar saklamaya çalışsanda ortada. Yaptığı yanına kalmayacak güven bana. '' ellerimi tutacağında tepki göreceğini bildiğinden bileğimden tutmuştu. Yanımda olduğunu vücut diliyle belirtiyordu.

''Tek isteğim cezasını çeksin.Benden uzak dursun.'' bileğime koyduğu ellerinin üzerine ellerimi koydum.

Yorgunluğum hiç geçmeyecek gibiydi. Gözlerim kapanmaya başladığında kendimi tutmak yerine huzurun kollarına bıraktım.

Gözlerimi tekrar araladığımda gece olmuştu.Asaf misafir koltuğunu yatağımın yanına çekmişti. Biraz aşağıda kalmasına rağmen elini uzatmış elimi tutuyordu. Öylece uyumuştu.Tuvaletim geldiği için kalkmak zorundaydım onu uyutmak istemiyordum. Tek başıma gitmem imkansızdı serumumu tutması gerekiyordu birinin.

''Asaf, Asaf...'' Fısıltıyla birazcık sarstım. Şaşkınlıkla gözlerini açtı ve ellerimi sıktı.

''bir şey mi oldu? İyi misin?''

''Tuvalete gitmem lazım.'' kafasıyla onaylayıp yardımcı oldu.

Geri dönüp yattığımda belini tuttuğunu farkettim. Eminim çok rahatsızdı o koltuk. Benim yüzümden sürünüyordu burada. Yanlış anlamaması için dua ederek bir teklifte bulundum.

''Bu yatak ikimizide alabilir. Belin ağrımışa benziyor, gel istersen''

''Rahatsız etmeyeyim sen yat uyu hadi.''

''İyiyim ben Asaf. '' bakışlarımdan anlamış olacakki beni nazikçe itip yanıma kıvrıldı. Arkasını dönük yatıyordu. Rahat edemeyip huzursuzlandığını farkettim.

''Ne oldu rahat edemedin mi? ''

''Sol tarafıma yatamıyorum, rahat edemedim. ''

''Bu tarafa dönebilirsin, sıkıntı yok. '' Bana doğru dönüp bakışlarını kaçırmaya başladı. İlk defa bana bu kadar yakındı. Hislerinden dolayıda utanıyordu. Üzerimizi örtüp bende ona doğru yatıp gözlerimi kapattım. Arada bir gözlerimi araladığımda beni izlediğini farketsemde belli etmedim. Bu şekilde sabaha kadar mışıl mışıl uyumuşuz.

Huma KuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin