27.Yeni yıl

55 5 3
                                    

Fakülteden ayak tabanlarımı yere vura vura sinirle çıktım.Sınavım kötü geçmişti.Kötü geçen ikinci sınavımdı.

Yasin oturduğu kaldırımdan başını benim olduğum tarafa çevirdi ve yüzümdeki somurtkan ifadeyi görünce benim aksime neşeli şekilde ayağa kalktı.

''Asma suratını, kurtarma sınavlarında geçeriz.''

''Sınavdan kalmışız ve sen gülüyorsun.'' koluma girdi ve beni ileriye doğru sürükledi fakültenin önünde.

''Çoğu dersin iyi bunu ikimizde biliyoruz.Geçersin ne olacak.Pozitif bir kızdın ne oldu sana?Agresifleşmişsin.'' cıklayarak kafasını iki yana salladı.Kolumu kolundan çekerek yürümeye devam ettim.

''Sürükledin buraya beni nereye gidiyoruz Yasin?'' bir anda durdum ve suratına baktım.

''Okeye dördüncü arıyoruz, neden sen olmayasın?'' kahkahayı bastı.

''İşin gücün oyun gerçekten.Şurada sınavımız kötü geçmiş, iki dakika as suratını.'' koluna hafifçe vurdum.

İlk başlarda fazla ergen bulsamda fazlasıyla ısınmıştım Yasin'e.Çok içten bir çocuktu.Delisi dışına dediğimiz insanlardandı.

Kafeye girdiğimizde birileri Yasin'e seslendi.Masada esmer bir kız ve saçları kısacık bir erkek vardı.Adları Esra ve Tolga olan iki arkadaşla selamlaşıp masaya oturdum.

Dönen boş muhabbetlerle oldukça sıkılmıştım.Tolga'nın bakışları ise oldukça irite ediciydi.Oynadığımız elide bitirdikten sonra hemen kalkmak istiyordum.

''Yasin, ben kalksam iyi olur.Asaf bekliyor.'' özellikte bir erkek ismi geçirerek masadan kalktım.

Başladığım hiçbir şeyi sonlandıramıyor, düşünce odalarımda dolanıp duruyor, bir türlü kendimle karşılaşamıyorum. Teslim olmak yoktu, ama zaman akıyor, geçen her saniyede biraz daha geciktiğimi hissediyorum.

Oysa her yolculuğun bir sonu yok mudur? Sona ulaşamadığı vakit, yarım kalır insan, ne yapsa eksik kalır, ne yapsa başlangıçtan uzaktadır artık.

Sanki doğrunun değil, kaçışın peşinden koşuyorum. Kaçış bir döngüdür, insan durur, ilerlediği zannıyla olduğu yerde adımlıyordur.Söylüyorum ya zaman ilerler, an geçer, insan geç kalır, doğruya açılan her kapı kapanır. Bir döngüdür bu, insanın içinden çıkamadığı.

Yine koltuğa uzanmış hayatı sorguluyordum.Asaf'ın geldiğini, üstünü değiştirdiğini, kendisine kahve yaptığını bile duymamıştım.

''Dünyada mısın Sevda?'' kahvesini masaya bırakıp iki omzumdan tutup hafifçe silkti.

''O kadar kötü mü gözüküyorum?'' dudağımı yukarı doğru kıvırdım.

Yanağımdan bir makas alıp güldü.''Yok canım her zaman ki halin.''

''Hakaret mi ettin şimdi sen bana?Zaten kış geldi,nefret ediyorum havalardan.Nefret ettiklerimin arasına dahil olmak mı istiyorsun?'' üzerimdeki battaniyeyi kafasına geçirip saçını karıştırdım.Battaniyeyi kafasından indirdiğinde yarısı yüzüne yapışmış yarısı havada olan saçlarıyla bile yakışıklıydı.

''Ben affettiririm kendimi,nefret etsen ne olacak sanki?'' hınzırca gülümseyip koltukta arkasına yaslandı.''Ee yarın ne yapıyoruz?''

''Pijama,terlik,televizyon.''

''İlk yılbaşında evde mi oturacağız?'' trip atarcasına doğrulup suratıma baktı.

''Ne olmuş.Ben hiç çıkmadım şimdiye kadar.Bak hala yaşıyorum.''

Huma KuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin