BÖLÜM - 12

1.2K 36 0
                                    

Cameron'ın adamları, Deirdre'yi takip ediyor ama genç kadına dokunmuyorlardı. Masanın arkasında yer alan küçük salon muhtemelen Liddell Lordu'nun özel salonu olarak tasarlanmıştı. Deirdre, odanın içindeki devasa koltukları ve duvara asılı duran silahları görünce donup kalmış, ne yapacağını bilememişti. "Bizi yalnız bırakın."

Deirdre, bakışlarını kaldırıp Quinton'a baktığında genç adamın kendisini izlediğini fark etti.

"Ve kapıyı da kapatın." Genç kadın, Quinton'ın sesindeki öfkeyi duydukça midesi kasılıyor, bedeni geriliyordu. Odanın kapısı sert bir şekilde kapandığında artık kaçacak hiçbir yer kalmamıştı. Quinton keyifle gülümsedi. "Evet, haklı olduğum bir kez daha ortaya çıktı. Rahibe kıyafetlerinin dışında çok daha çekici gözüküyorsun." Genç adamın, bakışları Deirdre'nin kıvrımları üzerinde gezinirken, genç kadının yanakları hissettiği duygulardan dolayı kızarmış, Quinton'ın bakışları da, o kızarmış yanaklarda takılı kalmıştı.

"Ben adamlarına kraliçe olduğumu söylemedim." Quinton sahip olduğu, tüm o soyluluk Unvanlarının sembolü ile işlenmiş büyük bir sandalyeye oturmuş, Deırdre'ye baktı. Quinton'ın oturmuş bali bile genç kadından uzun duruyordu. Genç kadın kabul etmek istemesede, umutsuz bir durumdaydı.

"Söylemediğine inanıyorum. Ancak bu, seni kendi halkına ihanet ettiğin gerçeğini asla değiştirmez." Quinton, Deirdre'nin üzerindeki elbiseleri işaret etti. "Üzerindekilere bakılırsa Joan Beaufort ile tanışmışsın."

Genç adam kahkahalarla gülüyordu. "Kraliçe'nin bir rahibe kıyafeti giydiğine inanamıyorum. Saygıdeğer majestelerinin hayatları boyunca o kadar çirkin bir kıyafet giydiğini hiç zannetmiyorum."

Quinton'ın içlerinde bulundukları durumun trajikomik oluşunu fark etmesi, Deirdre'yi az da olsa rahatlatmıştı. Genç kadın, gardım düşürmek üzereyken, genç adam aniden ayağa kalkıp Deirdre'nin üzerine doğru yürüdü. "Bu karmaşanın içine bulaştığın için çok üzüleceksin,Deirdre Chattan. O gecenin karanlığında kaldığınız hanın benim adamlarım tarafından basılmasının ne büyük bir şans olduğunu anladığını hiç zannetmiyorum.

" Quinton, aralarındaki mesafeyi bir iki adımda geçip, Deirdre'nin kolunu tuttu. Genç adam, kiltinin yanındaki kınından çıkardığı küçük bir bıçak ile genç kadının bileğindeki ipleri ani bir hareketle kesip, Deirdre'nin ellerini serbest bıraktı.

"Douglaslar seni bulsaydı, senin kraliçe olduğuna inanacak ve hemen oracıkta boynunu kesip bir kenara atacaklardı; böylece İskoçya artık İngiliz kanını damarlarında taşıyan başka bir prense sahip olmayacaktı." Deirdre cevap vermeden önce olayın ne kadar ciddi olduğunu kavramaya çalışıyordu. "Lütfen sus. Bunları sadece benim korkmamı ve bu işten vazgeçmemi sağlamak için söylüyorsun. Ama verdiğim sözden asla geri dönmeyeceğim. Joan Beaufort'a yardım etmek için her şeyi yapmaya razıyım." "Sen gerçekten bir keçi gibi inatçısın, kadın. Douglasların sana zarar vermeden çekip gideceğine mi inanıyorsun?" Quinton'in gözleri, Deirdre'nin kare yakasından taşan göğüslerine takılmıştı. "Ve emin ol tüm bunları sana tecavüz ettikten sonra yaparlardı."

Deirdre öfke ile Quinton'i ittirdi. "Ellerini üzerimden çek, seni kaba adam. Senin ne kadar asil olup olmadığın umurumda değil. Burada, kolumdan tutup bir çocuk gibi aşağılamanı kabul edemem." Genç kadın kolunu Quinton'dan kurtarıp geri adım atarken, uzun pelerininin eteğinin azizliğine uğrayıp tökezledi. Karşısında durmuş ona dik dik bakan bu adamın karşısında tökezlemek Deirdre'yi iyice öfkelendirmişti. Quinton'in bakışları sadece bir anlığına şaşkınlık içinde baksa da, genç adamın öfkesi yeniden ortaya çıkmıştı. Deirdre, korku ve heyecanı bir arada hissettiği duyguların bedenini sardığını hissediyor; Quinton'igözlerinde gördüğü saklı tutkuyu açıkça görebiliyordu. Böyle düşündüğü için deli olmalıydı...

İskoç AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin