BÖLÜM - 17

1.1K 35 6
                                    

"Leydim?" Deirdre ismini duyduğunda yerinden fırladı. Okuduğu kitabı kimsenin görmesini istemediği için sayfalarını kırıştırarak bir yere fırlatmıştı. Kapıda kendisine seslenen genç kız, kitabı yakalamak için koşmuş ve başarılı olmuştu. Yere düşmeden yakaladığı kitabı yavaşça kitaplığa yerleştirdi.

"Ah... Leydim... Beni affedin. Size, yemeğe beklendiğinizi haber vermek için gelmiştim."

"Ben Leydi değilim. İsmim Deirdre Chattan." Genç kız başıyla, Deirdre'yi onayladı. "Evet duydum." Deirdre buna hiç şaşırmamıştı. Muhtemelen banyo sırasında orada bulunanlar, tüm hikâyeyi kaleye yaymış olmalılardı. Kendi bedeninin de bu dedikodular arasında konuşulabileceğini düşünmek, genç kadının yanaklarının kızarmasına neden oluyordu. Tüm Klanların tek ortak Özelliği içlerinde dedikodu yapmayı seven kadınlara sahip olmasıydı.

Hizmetli kız sıcak bir gülümse ile Deirdre'ye baktı. "Lordum sizi kendi masasını şereflendirmeniz için bekliyor. Deirdre, öfkesinin yükseldiğini hissedebiliyordu.

"Lordunuz beni davet etmek için seni gönderdi demek. Ne kadar nazik bir hareket. Kapıda duran askerlerin buna izin vereceğini hiç zannetmiyorum."

"Oh, Leydim onların haberleri var. Size yol boyunca eşlik edecekler. Hem siz tutsak değilsiniz ki." Deirdre homurdandı. Kendi durumunun bu kız tarafından bu kadar önemsiz olarak addedilmesi sinirlerini iyice bozmuştu. Belki de Coalan'ın ve adamları tarafından korunması göründüğü kadar kötü olmayabilirdi. Hizmetli kız dizlerinin üzerine eğilerek Deirdre'yi selamladı ve kapıyı açtı. Oh... Lord demek ki onu bekliyordu. Öyle mi?

"Bugün kendimi pek iyi hissetmiyorum. Lütfen kendilerine özürlerimi ilet."

"Öyle mi leydim?" Genç kız Deirdre'nin iğneleyici tavrının farkında bile değildi. Ağzından çıkanların haddini aştığını anladığında ağzını eliyle kapadı.

"Şey pekâlâ... Kitap okumak muhtemelen sizi... Çok yordu..." Deirdre, genç kıza bakarken Cameronların okuma eylemini yorucu bulmadıklarını öğrenmiş olmuştu. Hem Cameron Lordu'na kendisinin bir leydi olmadığını ve insanların ona öyleymiş gibi davranmamaları gerektiğini birçok kez söylemişti. Ama Quinton Cameron'in, Drumdeer Kalesi'nin Lordu olduğu gerçeği yadsınamazdı.

Deirdre öfkelendiğinde bu gerçeği hatırlaması gerektiğini öğrenmeliydi. Cameron Lord'unu herkesin önünde aşağılamak, Deirdre'yi kilisenin önünde suçlu duruma düşürecekti. Kilise kurallarına göre lordluk ünvanına sahip kişiler Tanrının gözünde, Deirdre'den daha üst konumda olduğu için genç kadın, Quinton'a saygısızlık yapamazdı. Muhtemelen yaptığı bu saygısızlık ona pahalıya patlayacaktı.

"Bana nerede uyuyacağımı gösterebilir misin? Ve tabi birde yiyecek bir şeyler?" Genç hizmetli Amber hemen Deirdre'nin yanına gidip; Kartal Kulesi'nden aşağıya yan kuleye giden yolu gösterdi. "İşte buradan gidiyoruz leydim. Siz gelmeden önce temiz çarşaf serme imkânım olmuştu. Lordumuz aynı Kartal Kulesi'nde ki gibi burada bulunan odanın da zevkle döşenmesi emretmişti Burada ki oda aynı zamanda dağlardan Drumdeer Kalesi'ne akan suyun kayalıklara kavuştuğu yere bakıyor."

Amber'in açıklamaları her ne kadar heyecan dolu olsa da uzun zaman boyunca, Deirdre'nin ayakta kalmasını neden olduğu için bir ızdıraba dönüşmüştü.

"Bakın suyun sesini buradan duyabiliriz." Kapıya son birkaç basamak kala suyun sesini duymaya başlamışlardı. "İşte buradan leydim. İçeri girin lütfen."

Odanın içi balmumu kokuyordu. Masanın üzerinde yanan mumların fitillerinin kokusu odanın her yanını sarmıştı. Amber o sırada, Deirdre'nin pelerinini üzerinden çıkarmak için genç kadının peşinde dolanmaya başlamıştı. "Ben hemen gidip size yiyecek bir şeyler getireceğim."

İskoç AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin